Kıbrıs

‘Kıbrıs gazını satmaktansa elektrik satmak daha mantıklı’

Alman ekonomisi gazetesi Handelsblatt'da yayınlanan, deneyimli gazeteci Gerd Höhler son makalesinde, Kıbrıs'da doğal gaz üretimin ve nakliyesinin hem ticari hem siyasi nedenlerle şüpheli ve sorunlu olduğu, gaz çıkarılması yerine elektrik ticareti yapılması savunuldu.

Alman ekonomisi gazetesi Handelsblatt’ın uzun zamandır Atina’da yaşayan Yunanistan muhabiri, deneyimli gazeteci Gerd Höhler son makalesinde, Kıbrıs’ın güneydoğu kıyısında 2011’de keşfedilen doğal gaz sahasının üzerinden 11 yıl geçtiğini ve doğal gazın halen deniz tabanının 6.000 metre altında olduğuna dikkati çekti.

“Kıbrıs'ın bugüne kadarki toplam doğal gaz rezervi 510 milyar metreküp, yani Almanya'nın 2021'deki tüketiminin beş katından fazla. Böylece Kıbrıs, Avrupa'nın önemli bir doğal gaz tedarikçisi olma imkanını elde ediyor. Ancak en büyüğü Kıbrıs sorunu olan siyasi ve ekonomik engeller var. Siyasi anlaşmazlığın yanı sıra teknik sorunlar da var” diye yazdı. 

ABD boru hattına desteğini geri çekti

Köşe yazarı, “Doğal gaz ihracatı için altyapı henüz mevcut değil. Ocak 2020'de Yunanistan, Kıbrıs ve İsrail, Doğu Akdeniz boru hattının inşası için bir anlaşma imzaladı. (…) Türkiye, Ankara'nın kendi münhasır ekonomik bölgesi olduğunu iddia ettiği bir deniz bölgesinden geçeceği için boru hattına karşı iddialarda bulunuyor. Projenin 6-7 milyar Dolar olarak tahmin edilen ekonomik getirisi de şüpheli” ifadelerini kullanarak, ABD'nin boru hattına desteğini geri çektiğini hatırlattı.

LNG mi yoksa elektrik ticareti mi?

Kıbrıs’ta sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) üretimi için “Güney Kıbrıs'ta Vasilikos'ta bir LNG terminali inşa etme planları 2010 yılında vardı, ancak uygulanabilirliği konusundaki şüpheler nedeniyle uygulanmadı. Doğal gazı sıvılaştırmak için Mısır'ın Indkou kentindeki LNG istasyonuna taşımak ve oradan da tankerlerle ihraç etmek mümkün olacak" ifadelerini kullanan Gerd Höhler, Kıbrıs gazının “işletilmesine ve ihracat altyapısının genişletilmesine ilişkin tüm kararlarda”, yatırımcılar için temel sorunun, “doğal gazın daha ne kadar kullanılmaya devam edileceğidir” sorusu olduğunu vurguladı.

Boru hatları yerine elektrik ticareti daha mantıklı

Makalede, Alman düşünce kuruluşu Uluslararası ve Güvenlik İşleri Enstitüsü (Stiftung Wissenschaft und Politik, SWP), Akdeniz bölgesi enerji politikası uzmanı Moritz Rau'nun değerlendirmelerini aktaran gazeteci, Rau’nun Kıbrıs'ta “yeterli nakliye altyapısını inşa etmenin zaman alıcı ve pahalı” olduğunu düşündüğüne atıfta bulundu.

Makalede, Kıbrıs’ta “boru hatları yerine belki de “Euro Asia Interconnector ve Euro Africa Interconnector gibi denizaltı kabloları aracılığıyla elektrik ticaretine yoğunlaşma"nın daha mantıklı olacağı görüşü savunuldu.

Kaynak: Handelsblatt

Doğu Akdeniz'de enerji meseleleri ve bölgesel işbirliği üzerine çalışmaları olan Moritz Rau, Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye'ye odaklanan bir uzmandır ve Almanya dışında Türkiye ve Kıbrıs’ta da eğitim görmüştür.

Eylül 2021'den bu yana Alman Uluslararası ve Güvenlik İşleri Enstitüsü SWP'nin ‘Küresel Sorunlar Araştırma Grubu'nda araştırmacı olarak çalışan Moritz Rau, Dr. Günter Seufert’le birlikte Şubat 2022’de, ‘AB'nin enerji geçişinin odak noktası olarak Doğu Akdeniz: Yunanistan, Türkiye ve Kıbrıs’ raporunu yayınlamıştı.

Raporda, AB’nin iklim hedefleri uyarına Kıbrıs’ta yeni fosil yakıt altyapısına daha fazla yatırım yapmaması gereğine dikkat çekilmişti

Raporda, AB’nin iklim hedefleri uyarınca Kıbrıs’ta yeni fosil yakıt altyapısına daha fazla yatırım yapmaması, hatta Kıbrıs açıklarında ve Ege'de doğal gaz aramalarını durdurmayı sistematik olarak teşvik etmesi gerektiği savunulmuştu. 

Türkiye'nin elektrik şebekesi kıta Avrupa'sı ile senkronize edildiğinden, potansiyel olarak yeşil elektrikle beslenen daha büyük bir güç şebekesine hızlı bir şekilde entegre edilebileceği vurgulanmıştı.

Raporda, Yunanistan, Türkiye ve Kıbrıs arasındaki sorunların bölgenin enerji geçişi üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi olmayacak şekilde düzenlemeler yapılması, EuroAsia ve EuroAfrica Interconnectors'ın inşası için siyasi olarak elverişli çerçeve koşulları yaratmak için AB’nin Ankara ile iklim diyaloğunu geliştirmesi üzerinde durulmuştu.

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın