Özel Haber

Lefkoşa Kaza Mahkemesi yargıcından tarihi tefeci kararı

Hakkında 18 ayrı suç dosyası bulunan ancak yıllardır yargı kararlarına rağmen polis tarafından tutuklanmayan, ülkenin en büyük tefecisi olarak bilinen zattın sahibi olduğu finans şirketinin açtığı davada, yargının verdiği karar tarihi önem taşıyor. Mikro-Makro kararın orijinalini kamu yararını gözeterek yayınlıyor.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde 2016 yılında açılan bir hukuk davası 2020 yılında sonuçlandı ve karar 22 Ekim 2020 tarihinde verildi. Hakkında 18 ayrı suç dosyası bulunan ancak yıllardır yargı kararlarına rağmen polis tarafından tutuklanmayan, ülkenin en büyük tefecisi olarak bilinen zattın sahibi olduğu finans şirketinin açtığı davada, yargının verdiği karar tarihi önem taşıyor.

Davacı finans şirketine karşılık Davalı konumunda olansa ülkenin tanınmış avukatlarından biridir. Davacı finans şirketinin sahibinin aynı zamanda aynı adla bir bankası da bulunmaktadır. Finans şirketi adı altında kayıtsız olarak tefecilik yapıldığı ispat edilen davaya ilişkin Lefkoşa Kaza Mahkemesi yargıcı verdiği yazılı kararda, “Davacının, Davalıyla yapmış olduğu tüm çek alışverişlerinin usulsüz, geçersiz ve kanuna aykırı olduğu sonucuna ulaşılması kanaatimce kaçınılmaz olup, Davacının faiz karşılığı borç vermeye yönelik yaptığı tüm bu anlaşmaların veya çek karşılığı borçlandırma işlemlerinin de geçersiz olduğu sonucuna ulaşır bulgu yaparım” ifadelerini kullandı.

Dava duruşmaları sırasında Davalı avukat tefecinin faizcilik yapmasına rağmen 72/1962 sayılı yasaya uygun olarak gerekli tescil işlemini yaptırmadığını ve suç işlediğini savundu. Davada, tefecinin ek teminat olarak senetler, başka kişilere ait çekler ve/veya hatır çekleri talep ettiği, muteber kişilerin çeklerini Davalıdan aldığı, Türk Lirası’nın yabancı para birimleri karşısında değer yitirmesi nedeniyle borcun bir kısmının sterline çevrilmesini istediği ve öyle de yapıldığı belirlendi. UBP-HP Hükümeti tarafından apar topar geçen Ağustos ayında kaldırılan ancak davaya ilişkin yargılamada geçerliliğini korumuş ve koruyacak olan 1962 tarihli yasanın 3. Maddesinin 2. Fıkrasına göre, “Bir faizci bu kanun hükümleri gereğince kendini tescil ettirmemesi veya tescil edilmiş ismi dışında herhangi bir suretle veya birden fazla isimle veya tescil edilmiş adresinden başka bir yerde iş yapması veya (1)’inci fıkranın başka herhangi icabına riayet etmemesi hapislik bir suç işlemiş olur ve mahkumiyeti halinde bir yıldan fazla olmayan hapislik cezasına veya beş yüz liradan fazla olmayan para cezasına veya her iki cezaya birden ve hükmi şahsiyeti haiz bir teşekkül olması halinde, bin liradan fazla olmayan para cezasına çarptırılabilir.”

Lefkoşa Kaza Mahkemesi yargıcı ‘Sınırlandırmayı ihlal eden işlemlerin gayrıyasallığı’na dayanarak, “Borç para verenin mevcut sınırlandırmayı ihlal eder mahiyette bir işleme girişmesi veya borç para veren lisansıyla ilgili gereklilikleri herhangi bir şekilde ihlal etmekten suçlu bulunması halinde işlem gayrıyasaldır ve bunun bir parçası olan herhangi bir sözleşme de geçersiz olup herhangi bir hak tevcih etmez. Borç veren, verdiği borcun iadesi için dava açamayacağı gibi bu gibi bir işlem nedeniyle alınan teminatı da zorlayamaz, borç verilen para için iflas dilekçesi de sunamaz. Borçlunun, işlemin geçersiz olduğuna dair deklarasyon ve teminatın iadesini talep etme hakkı vardır. İstisnai olarak elde edilen çare teminatın iadesine emir verilmesi gibi tamamen hakkaniyete uygun bir çare olmadığı takdirde, borç alan, çare elde etmenin koşulu olarak parayı iade etmekle yükümlü tutulamaz" alıntısını yaptı.

Yargıç kararında, “Yasal olmayan borç para verme veya faizcilik yapılması o denli men edilmek istenilmiştir ki; kanuna aykırı şekilde gerçekten ve fiilen verilen paranın dahi iadesinin talep edilememesi gibi çok ağır bir müeyyide getirilmiştir. İzah ettiklerim ışığında, Davacının yasaya aykırı bir borç verme işlemi neticesi elde ettiği dava konusu çeklerin ödenmesini talep edemeyeceği, tam tersine Davalının mezkur çeklerin geçersiz olduğuna dair deklarasyon talep edebileceği sonucuna ulaşır, Davacının davasının ret ve iptal edilerek Davalının mukabil davası mucibince dava konusu çeklerin geçersiz olduğuna dair tespit kararı verilmesi gerektiğine dair bulgu yaparım” dedi.

Yargıç tefecinin finans şirketine keşide edilen büyük miktarda biri TL, diğeri sterlin cinsi iki çekin geçersiz kılınarak iptal edilmesine, karşılıksız çeklerin karşılıksız çek muamelesi görmemesi ve/veya mezkur çekin Davalının çek yasağına girmesine sebep olmaması gerektiğine dair tespit kararı verilmesine, iki çekin de ayrıca Davalıya iade edilmesine emir ve hüküm verdi.

Bugüne dek birçok insanın ve ailenin aşırı faizlerle hayatını karartan, mal ve mülklerine mahkeme kararları ile el koyan fakat kayıtsız tefecilik yaptığı anlaşılan finans şirketi ve sahibi hakkında birçok iddia ortaya atıldı ve aleyhine bazı davalar açıldı.

Evrakta sahtecilik yapmak, mahkemeye yalan beyanda bulunmak ve diğer suçlardan hakkında mahkeme kararı bulunan tefeci için Savcılık’ta tam 18 ayrı suç dosyası var ancak tefeci hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Polis, yargının kararlarına ve geçen yıllara rağmen dosyaların araştırılmasını bir türlü tamamlayamadı.

Her yeni gelen savcı dosyaları raftan nedense indiremedi. Yargıdan ve polisten korkması için bir neden olmadığına kanaat eden ve dokunulmazmış gibi hareket eden zat daha fazla suç işlemeye başladı. Dosya sayısı birken 3’e, 3 iken 7’ye, en son 18’e çıktı ve bu gidişle yeni dosyalar da mevcut 18 dosyanın üzerine eklenecek.

Tüm toplumun önünde sergilenen bu kirli oyunun herkes farkındadır. KKTC’nin tanınmamasından ve AB Müktesabatı’nın askıda tutulmasından en büyük faydayı, yasadışılıktan beslenen tefeciler, kara para aklayıcıları, uyuşturucu baronları, gece kulübü sahipleri, illegal online betçiler ve yasadışı foreks işleri yapanlar sağlamaktadır.

Kurumları içerinden ele geçirilen KKTC’de bu odakların üzerine gidecek kalitede herhangi bir siyasal parti olmaması, partiler üstü, bağımsız hareket edebilecek yetenek ve cesarette, yolsuzlukla mücadele edecek bir vakıf ya da derneğinin faaliyette bulunmaması, basının büyük bir kısmının her geçen gün pişkinlikle bu rezil yapıların maşasına dönüşmesi tek tük çıkan seslerin arada kaybolmasına ve bir adım yol ilerlenememesine neden oldu.

Tefeci ceza almazsa banka da açar, ikinci bankayı alma hayali de kurar. Nitekim ikinci bankayı alma hazırlıkları yaptığına dair güvenilir duyumlar mevcut. Sonunda finans sektöründe düzgün işleyen bankalar yasadışılıkla para yapanlarla rekabet edemez hale geliyor. Online bet gelirleri aklanmak üzere diğer sektörlere giriyor ve o sektörlerdeki yasal yollarla para kazanan şirketleri batırıyor. Uyuşturucu parası aklanmak için girdiği başka sektörlerde diğerlerini piyasadan atıyor. Sınırlı sermaye ile işlerini döndürmeye çalışan firmalar, çok yüksek miktarda nakde sahip kara para aklayıcılarının sektörlere sızan şirketleri ile adil şartlarda yarışamayarak piyasayı terk ediyor. Pazar kara paracılar tarafından ele geçiriliyor.

Bilişim adası, turizm adası, eğitim adası derken çocuklarınızı kara para adasında uyuşturucu satsınlar, gece kulübü güvenlikçisi, tefeci şoförü olsunlar diye yetiştirdiyseniz sessiz kalmaya devam edebilirsiniz. Yapacakları başka bir iş kalmayacak ki… Düzgün firmalar piyasadan çekildikçe kara paracıların dışında nerede iş bulacak yeni nesil? Çok kurnazlarımız bunda da bir sıkıntı görmeyebilir, “ekmeklerini çıkarsınlar da dünya zaten yalan!” Çalıştırırlar gül gibi kızlarını bilmem kimin yanında, artık başına ne gelirse göze alırlar. Fedai olur oğulları bir kurşunla devrilir, çocuklar ölü, anaları babaları canlı mezara girer.

Uyarıyoruz: Piyasası kara para tarafından ele geçirilen ayrılıkçı KKTC bu gidişle dünya tarafından yaptırımlara tabi tutulacak. Avrupa Birliği ve ABD yeni dönemde finansal sistemlerine kara paranın sızmasını önlemek için çok daha büyük adımlar atmaya hazırlanıyor. “Tanınmıyormuş KKTC”… Tanınmayan KKTC dışarıya para gönderiyor ama… Bazı KKTC bankalarının paralarını Türkiye’ye, Avrupa’ya ya da ABD’ye gönderen muhabir bankalara yasak konulur mesela. Türkiye bankaları da kuzu kuzu bu kararlara uymak zorunda kalır. Yaptırımlara uymazlarsa yurtdışına para gönderemezler zira. Türkiye kendi ihracatının ve ithalatının engellenmesine izin veremeyeceğine göre sonra da KKTC’ye ne turist gelir ne de öğrenci… Yıllardır sosyopat suçlulardan komisyon alan ve fütursuzca kriminallerle poz veren politikacılarımız iradesizlikleriyle hükümetçilik oynarken başımıza bunlar gelecek işte…

(Mahkeme kararını aşağıdaki kaydırıcıdan, dilerseniz yakınlaştırarak okuyabilirsiniz.) Mikro-Makro özel haber

Bu haberle ilgili herhangi başka bir bilgi ve/veya belgeye sahipseniz Mikro-Makro’ya iletisim@mikro-makro.net’den veya +90 533 852 60 63’den ulaşabilirsiniz.
:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın