Röportajlar

Turizm ve Çevre Bakanlığı Müsteşarı Serhan Aktunç ile görüştük: 'Bilet fiyatlarından dolayı Ercan’ı kullanamıyorlar'

Can Sarvan

Turizmde hayata geçmekte olan yeni projeler nelerdir?

Girne Antik Limanı 2’inci ve 3’üncü etap ihalelerine çıkıp, 2023’ün Mart ya da Nisan’ında Girne Antik Limanı’nı yepyeni bir çehreye kavuşturulması bu projelerden biridir. 
1’inci etap zaten başlamıştır. Diğer etapların ihalelerine temmuz ayında çıkacağız ancak Liman’da esnaf şu anda sezon olmasından ötürü para kazandığından altyapı çalışmaları kasım ayında başlayacak. 
2’inci etapta tüm altyapı ve kanalizasyon yapılacak. Hatta eskiden adı ‘34’ olan bir bar vardı, o barın altındaki tarihi eserlerin üzeri cam olacak ve Avrupa’da olduğu gibi insanlar üzerinden geçecek. 
3’üncü etapta café ve restoranların bazı kaçak çıkılan uzantıları yıkılarak hepsi bir düzene sokulacak. Tüm alan, Eski Eserler Dairesi’nin kontrolünde, standartlara uygun olacak. 10-15 senedir aynı şeyler söylendi ama nasıl bir ay içerisinde bitecek olan 1’inci etaba başladıysak, diğer etaplara da başlayacağız. İnsanlarımız haklı olarak gözleriyle görmeden inanmıyor ama nasıl başlattıysak diğer etapları da bitireceğiz.

Kanalizasyon nereye boşaltılacak?

Arıtma yapılacak. Elektrik, su, kanalizasyon hepsi alta indirilecek ve denize hiçbir şey boşaltılmayacak. 2023’ün Mart ya da Nisan ayında hepsi bitmiş olacak. 
İkinci bir proje olarak, müzelerimizde mağazalar açılacak. Mağazalarda yerli halkımızın ürettiği Lefkara gibi el işleri, ceviz, turunç macunu gibi yerel ürünler satılacak. Müzelerin girişlerindeki gişelerin ve bu ürünlerin satılacağı shopları özelleştireceğiz. Müzeler özelleştirilmiyor sadece gişelerin işletmesi ve yeni shopların açılması özelleştirme kapsamında olacak. 
Müzelerde bakımın ve temizliğin olması gerektiği şekilde yapılması ve açılış-kapanış saatlerinde düzene girmek için kamuyu içeriye alarak, denetleyici olarak görevlendireceğiz. Müzelere girişte dileyen kulaklıkla Avrupai standartta eserler hakkında bilgi alabilecek. Böylece daha fazla ziyaretçi çekerek, gelenin yerli ürünleri shoplardan satın almasını hedefliyoruz.

Gişelerin ve shopların özelleştirilmesinde kriterler ne olacak? Türkiye’den gelecek firmalar karşısında yerel firmalar korunabilecek mi?

28’e yakın müze ve ören yerimiz var. Bunları 8-9’u çok revaçta olan yerler. Diğerlerine çok turist gitmiyor. Bu sayede tüm müze ve ören yerlerini aynı standarta getireceğiz. Hepsi aynı saatte açılıp kapanacak ve hepsi aynı standartta olacak. Atıl durumda olan müze yerleri de aynı standarta tabi olarak ihale edileceği için her biri eş kalitede hizmet verecek.

"2019’da müze ve ören yerlerimizi 1 milyon turist ziyaret etti. Bu ziyaret sayısı şu andaki durumu yansıtıyor. Müzeler belirli bir standartta ve özel sektördeki açılış kapanış saatlerine göre ayarlanırsa ve ayrıca müzelerde uluslararası standartlarda düzgün hizmetler verilirse 1 milyonun 2 milyona, 3 milyona çıkması çok muhtemeldir. Müzelerde sosyal medyada yazılıp çizildiği gibi meyhane falan olmayacak tabii ama müzelerde hayat olursa, turist müzeyi gezdikten sonra oturup çayını kahvesini içerse bir cazibesi oluyor. Müzelerde hayat olursa daha fazla da bakımı yapılır"

Tüm müze ve ören yerleri için bir ihale mi yapılacak? Tek bir şirket mi alacak hepsini?

Gişeleri ve mağazaları ayrı iki firmaya da vermek de söz konusu olabilir ama aynı firmaya da verebiliriz.

Sadece yerli ürün mü olacak? Yoksa başka ürünler de satılacak mı? 

%90’ını yerli ürün olacak. Şayet % 10 uluslararası başka ürün satmak istenirse, mesela çikolata diyelim, Eski Eserler’den ve Bakanlığımızdan izin alınması gerekecek.

Bunun bir fizibilitesi yapıldı mı acaba?

2019’da müze ve ören yerlerimizi 1 milyon turist ziyaret etti. Bu ziyaret sayısı şu andaki durumu yansıtıyor. Müzeler belirli bir standartta ve özel sektördeki açılış kapanış saatlerine göre ayarlanırsa ve ayrıca müzelerde uluslararası standartlarda düzgün hizmetler verilirse 1 milyonun 2 milyona, 3 milyona çıkması çok muhtemeldir. Müzelerde sosyal medyada yazılıp çizildiği gibi meyhane falan olmayacak tabii ama müzelerde hayat olursa, turist müzeyi gezdikten sonra oturup çayını kahvesini içerse bir cazibesi oluyor. Müzelerde hayat olursa daha fazla da bakımı yapılır.

Bu zaten bir müzede görülenin sosyal medyada paylaşılması açısından da gerekli…

Elbette. Daha fazla turistle devlet de daha fazla gelir elde etmiş olur hem de işletmeci kazanmış olur. Sadece gişeler, shoplar ve cafeler özelleştirilecek.

İhaleye ne zaman çıkılacak?

Şu anda örnekleri inceliyoruz. Türkiye’de DÖSİM (Döner Sermaye İşletmesi Merkez Müdürlüğü) denilen Döner Sermaye uygulaması var. Tüzükleri araştırıyoruz. Bu sene sonuna kadar ihale şartnamesini hazırlamak istiyoruz.

Türkiye’den daha tecrübeli bir firma gelip mi ihaleyi alacak? Gerçi tecrübesi olmadan da ihaleleri alabiliyorlar…

Kıbrıslı ortak alınması ya da ihaleye katılacak yerel şirketlerin daha yüksek puana sahip olması gibi yöntemler söz konusu olabilir. Mağusa Limanı ihalesinde Kıbrıslı şirkete ya da Kıbrıslı ortağı olan şirkete daha yüksek puan verilecek şekilde ihaleye çıkıldı. Türkiye’de liman yapan bir şirket elbette tecrübesi de olduğu için…

"Kıbrıslı Türk şirketlere daha fazla puan veriyoruz. Türkiye’ye gittiğimizde, protokol görüşmeleri sırasında da ihalelerin daha çok Kıbrıslı Türk şirketlerde kalması konusunda görüştük. ‘Türkiye kendi yandaşlarına ihaleleri vermek istiyor’ diye bir algı var ama bu gerçekten doğru değil. Türkiye Cumhuriyeti burada bizim kendi ayaklarımızın üzerinde durmamız konusunda çok hassas ve bu yaklaşımı benimsiyor"

Sizden yorum beklemiyorum ama Ercan Havalimanı’nın özelleştirilmesinde yaşananlardan ötürü hem Ercan’a ortak olarak giren Kıbrıslı Türk şirket hem de esas havayolu inşaatı yapma iznine sahip şirket çok mağdur oldu. Ercan ihalesinden sonra genel olarak piyasada bu tür ihalelerin Kıbrıslı Türk şirketlere verilmesi gibi bir anlayış oluştu…

Kıbrıslı Türk şirketlere daha fazla puan veriyoruz. Türkiye’ye gittiğimizde, protokol görüşmeleri sırasında da ihalelerin daha çok Kıbrıslı Türk şirketlerde kalması konusunda görüştük. ‘Türkiye kendi yandaşlarına ihaleleri vermek istiyor’ diye bir algı var ama bu gerçekten doğru değil. Türkiye Cumhuriyeti burada bizim kendi ayaklarımızın üzerinde durmamız konusunda çok hassas ve bu yaklaşımı benimsiyor. 1,5 senedir kamuda gördüğüm, bu tür görüşmelere Türkiye’ye gittiğimizde projelerin altı doldurulmuşsa, rakamlarla her şey doğru yansıtılmışsa Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin bizim yanımızda olduğudur.

"Sadece 2019’un Mayıs ayı ile 2022’nin Mayıs ayını kıyasladığımızda 2019’un Mayıs’ında % 43’tü doluluk. 2022’nin Mayıs’ında % 49’dur. Yani 2019’u geçtik. 2022’de 2019 rakamlarını yakalayacağımızı, hatta geçeceğimizi düşünüyorum"

Ülkemize üçüncü ülkelerden en çok gelen turistler sırasıyla Almanya, İran ve İngiltere’den geliyor. İngilizler 3’üncü sıraya indi. İstatistiklere Kıbrıslı Rumlar da girdi…

Güneyden gelenler günü birlik kara kapılarından girip geri dönenlerdir daha çok. Markete geliyorlar, benzin almaya ya da tekstil almaya geliyorlar. Otellerde kalan çok Kıbrıslı Rum yok. 2019’da 4 milyon kişi geldi ama otellerde konaklayan kişi sayısı 1 milyon 900 bindi. 2022 Mayıs ayına kadar bazı istatistiklere bakıldığında, 2021 ile 2022’yi pandemi nedeniyle kıyaslamak çok yanlış olduğundan, 2019’la 2022 kıyaslandığında hava ve deniz limanlarından girişler 641 bin kişiydi. 2022’de 435 bin, yani 2019’un, pandemi öncesinin %32 gerisindeyiz. Ancak daha sezon yeni başladı. 2019’u 2022’de yakalayacağımıza inanıyorum. Gece konaklama sayısı 2019’da ilk 5 ay 1 milyon 379’du. 2022’nin Ocak-Mayıs arası ilk 5 ayında 1 milyon 16’dır. 2019’un % 75’ini yakaladık neredeyse. Doluluk oranlarına bakıldığında, 2019’da % 37,9 doluluk vardı, 2022’de doluluk oranı % 29,6; aradaki fark % 21’e indi. Sadece 2019’un Mayıs ayı ile 2022’nin Mayıs ayını kıyasladığımızda 2019’un Mayıs’ında % 43’tü doluluk. 2022’nin Mayıs’ında % 49’dur. Yani 2019’u geçtik. 2022’de 2019 rakamlarını yakalayacağımızı, hatta geçeceğimizi düşünüyorum.

Uçak bileti fiyatları konusunda tekel, fahiş fiyatlar artarak devam ediyor ama… 

Türk Hava Yolları (THY) ve Pegasus geliyor Kıbrıs’a, THY’nin bir de alt kuruluşu olarak Anadolu Jet geliyor. Ankara’ya son gittiğimizde bu konu tekrardan açıldı ve hemen THY Genel Müdürü arandı. Bu konuda bir çalışma yapılması istendi. Zoom üzerinden THY ve buradaki KEİ ofisi [Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisi] ile birlikte de toplantı yaptık. 2-3 şey var yapılabilecek: Biri, vergiler konusu. KKTC ve Türkiye tarafından havalimanları özelleştirilmiştir ve bu paraları havalimanları alıyor. KKTC  ve TC tarafının havalimanlarına ödenen vergiler için muafiyet vermesi gerekiyor. Diğer konu da sefer sayılarıdır. İzmir uçuşlarında Pegasus şu anda tekeldir. Sadece Pegasus uçuyor İzmir’e. İzmir fiyatları daha da yüksek. THY’nın İzmir’e bir sefer koyması için çalışma yapılıyor. Şayet uçak sayısını çoğaltabilirsek, havayolları şirketleri biletleri satabilmek için ister istemez fiyatları düşürmek zorunda kalacak. THY düşerse fiyatlarını, Pegasus da düşmek zorunda kalacak. Ercan’da yeni pistler bu sene Temmuz’da, ya da en geç Kasım’da açılacak. (Gülüşmeler…) Onun garantisini verebilirim. Pistler açıldığında büyük gövdeli uçaklar da gelebilecek ve yine maliyet düşecek.

"Kâr konusunda havayolları şirketlerinin KKTC’ye daha farklı bakması gerektiği konusunda herkes hemfikir. Bu konuda çalışma yapılıyor zaten. Ama bir de şu var: Hep turizmden yana bakıyoruz. 2015’de Kuzey Kıbrıs’ta okuyan Türkiyeli öğrencilerin oranı % 85’lerdeydi. Bugün itibarıyla KKTC üniversitelerinde okuyan Türkiyeli öğrencilerin oranı % 50’lere düştü. Uçak biletlerinin fiyatları da bunda çok etkin. Kuzey Kıbrıs’ta konaklayan turistlerin %80’ni-%90’nı Larnaka’yı kullanıyor. Bilet fiyatlarından dolayı Ercan’ı kullanamıyorlar. Rum tarafı da şunu yapmaya başladı: Gelen turistin kuzeyde kalacaklarını ‘voucher’larından görüyorlar ve bizim tarafa geçenlerden bir gecelik konaklama ücreti alıyorlar. Biz kendi ellerimizle Rum tarafına para kazandırıyoruz. Bunu da hem Türkiye Cumhuriyeti yetkililerine hem de THY yetkililerine anlattık. Bu nedenle daha hassas olacaklarına inanıyorum"

Kıbrıs’a uçan havayolları şirketleri ile görüştüğünüzde size fahiş fiyatları nasıl açıklıyorlar?

Bize havayolu şirketlerinin söylediği, KKTC’nin dış hat olmasından ötürü vergiler nedeniyle fiyatların yüksek kaldığıdır. Fiyatların yüksek olduğunu kabul ediyorlar ancak uçakların en yüksek yakıt tüketiminin inerken ve kalkerken oluştuğunu belirtiyorlar ve KKTC’ye mesela İngiltere üzerinden gelindiğinde indi kalktı yaptıklarından dolayı fiyatların yükseldiğini söylüyorlar. İkincisi, KKTC’nin dış hat olması nedeniyle havalimanlarına ödenen vergilerin yüksek olduğunu söylüyorlar. Hem Türkiye havalimanlarına hem KKTC havalimanına vergi ödüyorlar. Vergilerin sübvansiye edilmesi için çalışmalar yapılıyor. Gidiş-dönüş biletlerinde 700-800 TL havalimanlarına ödenen vergilere gidiyor.

Olsun. Gene de KKTC seferlerinde bilet fiyatları yüksek. Havayolları şirketlerinin aşırı kâr yaptığını kabul ediyor musunuz?

Kâr konusunda havayolları şirketlerinin KKTC’ye daha farklı bakması gerektiği konusunda herkes hemfikir. Bu konuda çalışma yapılıyor zaten. Ama bir de şu var: Hep turizmden yana bakıyoruz. 2015’de Kuzey Kıbrıs’ta okuyan Türkiyeli öğrencilerin oranı % 85’lerdeydi. Bugün itibarıyla KKTC üniversitelerinde okuyan Türkiyeli öğrencilerin oranı % 50’lere düştü. Uçak biletlerinin fiyatları da bunda çok etkin. Kuzey Kıbrıs’ta konaklayan turistlerin %80’ni-%90’nı Larnaka’yı kullanıyor. Bilet fiyatlarından dolayı Ercan’ı kullanamıyorlar. 

Rum tarafı da şunu yapmaya başladı: Gelen turistin kuzeyde kalacaklarını ‘voucher’larından görüyorlar ve bizim tarafa geçenlerden bir gecelik konaklama ücreti alıyorlar. Biz kendi ellerimizle Rum tarafına para kazandırıyoruz. Bunu da hem Türkiye Cumhuriyeti yetkililerine hem de THY yetkililerine anlattık. Bu nedenle daha hassas olacaklarına inanıyorum.

Turizm Teşvik Fonu’nu da tüm giriş çıkışlarından, yolcu hizmet ücretlerinin % 50’sini alıyor...

Fonun gelirleri arasında bu kalem çok düşüktür. Bizim esas gelirimiz casinolardan geliyor.

Devlet yolcu hizmet ücretlerinin bir kısmını almayabilir…

Almayabilir. Kaz gelecek yerden tavuk esirgenir mi? 2019’da 960 milyon dolar turizm gelirimiz vardı. Bu ülkeye daha fazla turist geldiğinde, gelen turist sayısı 1 milyonsa 1,5 milyona çıkaracaksak vergiden muaf tutabiliriz. Teşviklerin tekrar gözden geçirilmesi gerekir. 2019’da tur operatörlerine, acentelere 10 milyon Euro turizme teşvik verildiyse ve buna karşılık 960 milyon dolar net turizm geliri sağlandıysa, havayolu şirketlerine teşvik verip bilet fiyatlarının düşmesini ve turizm gelirlerini artmasını sağlamak gerekir. Teşvik derken bilete yansıyan, havalimanlarına havayolları şirketlerinin ödediği vergileri sübvanse etmekten bahsediyorum. Havalimanları özel şirketler tarafından işletildiği için onların bu parayı bir şekilde alması lazım. Ya Türkiye ya da KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti olarak bu rakamların sübvanse edilmesi gerekir.

Zarara mı girecekler ki sübvanse edilsinler?

Havalimanları özel şirketler tarafından işletildiği için ve bilet fiyatları düşsün diye sübvansiyon şarttır. Ülkemizin ekonomik ve siyasi olarak bağımsız olmasını, kendi ayakları üzerinde durmasını istiyorsak turizm ve eğitim sektöründeki gelirlerini artırmak zorundayız. Havayollarına alternatif de düşünüyoruz. Antalya üzerinden Girne’ye gelebilecek, turistlerin deniz yoluyla geze geze gelebileceği ‘route’lar üzerine de çalışma yapıyoruz. Uçağa alternatif daha da ucuz, 4-5 gün Antalya’da kalan turisti deniz yoluyla 1-2 gün de Kıbrıs’a getirme çalışmalarımız var.

Havayollarının fahiş bilet ücreti aldıklarını kabul ediyor musunuz?

İstanbul-Gaziantep, İstanbul-Ercan arası mesafe aşağı yukarı aynı diyelim. Aradaki farkın nereden çıktığını bize anlatıyorlar. Bir kısmı vergilerden dolayı, bir kısmı indi kalktının maliyetli olmasında dolayı. Avrupa’dan bir uçak direkt olarak KKTC’ye gelemediğinden, Almanya’dan Antalya’ya geliyor. Antalya’dan indi kalktı yapıp KKTC’ye geliyor. Bu bacaklardan dolayı bir maliyet artışı var. Havayolu şirketleri elbette kâr ediyor. Her şey arz talep meselesi. Havayolu şirketi 3.000TL’ye, 3.500 TL’ye uçağını dolduruyorsa, neden fiyatını 2.500 TL’ye indirsin?

Casinolardan kaynaklanmıyor mu bu?

Onun da etkisi var, doğru.

Casino müşterileri ile öğrencilerle turistler ayrılamaz mı? Öğrencilere ve turistlere ayrı uçaklar olsa…

Hepsine bir bütün olarak bakmak gerekir. Uçak fiyatları nedeniyle gelen öğrenci sayısı azalıyorsa, ülkeye gelecek turist sayısında bilet fiyatları etkili oluyorsa, bilet fiyatları otellerin doluluğunu etkiliyorsa benim bunu çözmem gerekir. Casinoya gelenle öğrenciyi ve turisti ayıramayız.

Ama bir yandan da arz talep meselesi diyorsunuz. Casino müşterilerinin talebi artırmasından ülkeye daha az öğrenci ve turist gelecekse sorunun nereden kaynaklandığı açıktır…

Turistlerin % 90’nı bu nedenle Laranaka’dan geliyorsa, turizmde rakip olarak baktığımızda benim Rum tarafına para kazandırmamam gerekir. 83 milyon Türkiye vatandaşından sadece 4 milyonu geliyor Kıbrıs’a. Üstelik aynı kişiler geliyor. 79 milyon kişi gelemiyor ve bunda fiyatlar da etkin ya da da tanımıyor.

"İstanbul’da 100 kişiye Kıbrıs denilince ilk aklınıza ne geliyor diye sorsanız, 95’i casinolar diyecektir. Biz artık bu imajı değiştirmek zorundayız. Biz bu ülkede gerçek bir turizm yapmak zorundayız. Toplumla turistin bir araya geldiği, turistin sadece otelde kalmayıp eski eserleri gezdiği bir turizm yaratmalıyız. İnsanlar tarihi, kültürü tanısın. Casinolar turizmin sadece bir bacağıdır. Casinolu otellerin havayolu şirketlerinden önceden bilet aldığı, ellerinin kısmen rahat olduğunu kabul ediyorum. Ama biz bunu genel olarak çözeceğiz"

Las Vegas’dan bazı casinoların kendi uçakları var. Casinolar kendi uçaklarını alabilir ama tabii KKTC de Las Vegas değil! Casino müşterilerinin uçakları ayrı olabilir. Siz katılmayabilirsiniz fakat başka türlü bu fiyatlar düşmüyor. Devlet açısından böyle ihtimal var mı?

Hayır, yok. Uçakları ayırmak hem gereksiz hem ayrımcılık olur. Bütün soruna toptan bir çözüm bulmak gerekir. İstanbul’da 100 kişiye Kıbrıs denilince ilk aklınıza ne geliyor diye sorsanız, 95’i casinolar diyecektir. Biz artık bu imajı değiştirmek zorundayız. Biz bu ülkede gerçek bir turizm yapmak zorundayız. Toplumla turistin bir araya geldiği, turistin sadece otelde kalmayıp eski eserleri gezdiği bir turizm yaratmalıyız. İnsanlar tarihi, kültürü tanısın. Casinolar turizmin sadece bir bacağıdır. Casinolu otellerin havayolu şirketlerinden önceden bilet aldığı, ellerinin kısmen rahat olduğunu kabul ediyorum. Ama biz bunu genel olarak çözeceğiz. Casinolu oteller isterse charterla zaten müşterisini getirebilir. Bizim devlet ve kurumları olarak yapmamız gereken, rekabet edilemez durumdaki bilet fiyatlarının aşağı çekilmesini rakamlarla konuşarak sağlamaktır.

"Bu tür tamamlanmayan projeleri iptal etmeye başladık. Şu ana kadar 3 şirkete iptal yazılarını yolladık. Bafra Turizm Bölgesi’ndeki bu mukaveleleri Orman Dairesi yapıyor. Biz Orman Dairesi’ne gönderdik, onlar da şirketlere gönderdi. İki tane daha hazırladık. Onları da gönderiyoruz. Bu konuda Sayın Bakanımız da ben de, hatta Başbakanımız da aynı görüştedir: Yatırım yapmayacaklarsa, biz bu projeleri yatırımcılardan alma görüşündeyiz"

Yatırım karşılığı çok düşük kiraya verilen arazilerin belirli bir süre sonra trilyonluk hava paralarına devredilmesi sorununda Turizm Bakanlığı ne yapıyor? Yasa gereği yatırım projesinin % 25’i bitiriliyor ardından çok yüksek meblağlara devredilmeye çalışıyor. Tüm bunlar olurken de devlet aynı düşük kirayı almaya devam ediyor… Bu sistem işlemiyor ve haksız kazanç sağlıyor. Bakanlığın bir girişimi var mı?

Bu tür tamamlanmayan projeleri iptal etmeye başladık. Şu ana kadar 3 şirkete iptal yazılarını yolladık. Bafra Turizm Bölgesi’ndeki bu mukaveleleri Orman Dairesi yapıyor. Biz Orman Dairesi’ne gönderdik, onlar da şirketlere gönderdi. İki tane daha hazırladık. Onları da gönderiyoruz. Bu konuda Sayın Bakanımız da ben de, hatta Başbakanımız da aynı görüştedir: Yatırım yapmayacaklarsa, biz bu projeleri yatırımcılardan alma görüşündeyiz. Kimseye ayrıcalık yapmadan, her kim olursa olsun yatırım yapmayanın, kira ücretini ödemeyenlerin üzerine gideceğiz. Önce uzlaşmaya çalışacağız. Olmazsa mecburen Mahkeme’de çözülecek.

Mevcut yasasının değiştirilmesi gerektiğini düşünmüyor musunuz?

Bundan sonra, yeni sözleşme yapılacaklara daha ağır cezalar konabilir. Yatırım süresi kısaltılabilir. Ama mevcutların kesinlikle üzerine gidiyoruz.

Bu tür sorunlu kaç işletme var?

20 civarı şirket var böyle.

Geçmişe bakarsak çok daha yüksekti tabii…

Evet, maalesef.

"Türkiye’den gelen öğrenci sayısı azalırken Nijerya ve İran’dan gelen öğrenci sayısı artıyor. Geçenlerde müsteşarlar düzeyinde yapılan bir toplantıda Nijeryalı öğrenciler için elektronik vize uygulamasına geçilmesine karar verildi. Öğrenci Nijerya’dan vizeyle gelecek KKTC’ye. Fayda zarar analizi yapıldığında bu çocukların ekonomiye katkısı da var. Ama bir yandan da suça karışanları var. Ülkemizde suç oranı arttı ve Polisimiz haklı olarak yetersiz kalıyor. Vizelerini bu nedenle kendi ülkelerinden alacaklar. Tüm belgelerini orada dolduracaklar"

İranlı turist sayısı nasıl bu kadar arttı?

Çoğu öğrencidir. Ülkeye gelen İranlı öğrenci sayısı epeyi arttı. Türkiye’den gelen öğrenci sayısı azalırken Nijerya ve İran’dan gelen öğrenci sayısı artıyor. Geçenlerde müsteşarlar düzeyinde yapılan bir toplantıda Nijeryalı öğrenciler için elektronik vize uygulamasına geçilmesine karar verildi. Öğrenci Nijerya’dan vizeyle gelecek KKTC’ye. Fayda zarar analizi yapıldığında bu çocukların ekonomiye katkısı da var. Ama bir yandan da suça karışanları var. Ülkemizde suç oranı arttı ve Polisimiz haklı olarak yetersiz kalıyor. Vizelerini bu nedenle kendi ülkelerinden alacaklar. Tüm belgelerini orada dolduracaklar. Dışişleri Bakanlığı’nın vizelerini ülkelerinden online olarak doldurarak, üniversitelere gelebilecekler.

Ama zaten sorun üniversitelerden kaynaklanmıyor mu? YÖDAK Yasası’nda değişiklik yapılarak, öğrencilerin devamlılığı ile ilgili denetim yapılması gerekiyor. Öğrenciler artık öğrenci olmamaları gerekirken üniversitelerde öğrenci olarak görünmeye devam ediyor…

Bu konunun ülkeye zarar vermeye başladığının farkındayız. Bu konuda Eğitim Bakanlığı da Dışişleri Bakanlığı da çalışıyor.

"Türkiye’de 8 milyar 900 milyon civarı bir turizm bütçesi var. Rum tarafının 100 milyon Euro’larda. Bizim 30 milyon TL, yani 1,5 milyon Euro civarındadır. Onun da  büyük bir kısmını kullanamıyoruz. Tüm fonlar Maliye’de toplanıyor artık"

Turizm Fonu’nda bir hayli kesinti var diye duyuyoruz…

Yok öyle bir fonumuz! (Gülüşmeler...)

Ne oldu fonunuza? Maliye mi el koyuyor Turizm Fonu’na?

Türkiye’de 8 milyar 900 milyon civarı bir turizm bütçesi var. Rum tarafının 100 milyon Euro’larda. Bizim 30 milyon TL, yani 1,5 milyon Euro civarındadır. Onun da  büyük bir kısmını kullanamıyoruz. Tüm fonlar Maliye’de toplanıyor artık.

Maliye’nin diğer gelirlerini artırıp sizin fonunuzu rahat bırakması lazım o halde. Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Yasa Tasarısı geçtikten sonra kara para cezaları ile Maliye gelirlerini artırabilir…

Pandemi dönemi zor geçti. Zaten kamu maliyesinin bu kadar kötü olmasının birincil nedeni pandemidir. Turizm de yapılamadı. Ama bu sayede herkes turizmin önemini anladı. Fakat halen turizm sektörünü sahiplenmiyoruz. Ben üniversitede turizm bölümünü kazandığımda, hiç unutmam evimizde matem havası vardı. Turizm de meslek mi gibisinden… Önce halk olarak sektöre sahip çıkmamız gerekir. Devlet de hem işverenleri hem çalışanları motive etmelidir. 

960 milyon dolar net turizm gelirimiz var ama hizmet sektöründe çalışanların yüzde 85’i yabancı. Çalışanlar maaşlarını aldıklarının ertesi günü yurtdışındaki ailelerine gönderiyor. Para bu ülkede kalmıyor. İstihdam meselesinde yerel oranı % 40’a çıkarabilirsek, ülkede daha fazla para kalacak. OTEM’i (Otelcilik Turizm Eğitim Merkezi) Bakanlık olarak tekrar canlandırdık. İki kurs açtık. Bir tanesi baristalık, diğeri hizmet sektörüne yönelikti. Baristalık kursu doldu taştı. Hizmet sektörüne bir kişi bile başvurmadı. İstihdamda daha fazla yerlimiz çalışırsa sektörü daha fazla sahiplenmiş olacağız. 

Ensafın turizmi sahiplenmesi için daha fazla gelir elde etmesi lazım. Bellapais’e yaptığımız bir ziyarette otelciler sadece yatak satabilecekleri küçük oteller açmaktan bahsettiler. O zaman gelen turist dışarda para harcayacak. Esnaf da turizmden daha fazla para kazanacak. Keza devlet çalışanlarına hayat pahalılığı veriliyor ve bu ödemeler için nasıl devlet borçlanıyorsa, özel sektöre de devletin destek olması gerekiyor. Özel sektöre üvey evlat muamelesi yapılmasından vazgeçilmesi gerekiyor. Yoksa özel sektör ya personelini azaltmak zorunda kalıyor ya da kapatmak zorunda kalıyor.

"10 proje yapsam 2’si hayata geçiyor. Amaçlarım ve hayallerim var. 1 sene önce bu koltuğa oturmadan önce belki daha fazla hayalim vardı. Şimdi daha gerçekçi oldum. Projelerimin 2’si hayata geçse bile bu çok ciddi değişiklik demektir. Tek bir ricam olabilir: Alışılmış çaresizliğimizi üzerimizden atalım. Özellikle yeni siyasilere biraz şans verilmeli çünkü bazı şeyleri değiştirmek kolay olmuyor. Ben vazgeçmeyeceğim"

Özel sektör var kripto para işi yapan ve devletin denetlemediği, özel sektör var dişini tırnağına takan, özel sektör var kara para akladığı bilinen… 

Devletin denetimini artırması konusunda fikir birliği de var ama. İşini doğru yapmayana ceza kesilmesi, çok kazanandan çok vergi alınması yönünde ciddi çalışmalar yapıldığını söyleyebilirim.

Müsteşar olduğunuza memnun musunuz?

10 proje yapsam 2’si hayata geçiyor. Amaçlarım ve hayallerim var. 1 sene önce bu koltuğa oturmadan önce belki daha fazla hayalim vardı. Şimdi daha gerçekçi oldum. Projelerimin 2’si hayata geçse bile bu çok ciddi değişiklik demektir. Tek bir ricam olabilir: Alışılmış çaresizliğimizi üzerimizden atalım. Özellikle yeni siyasilere biraz şans verilmeli çünkü bazı şeyleri değiştirmek kolay olmuyor. Ben vazgeçmeyeceğim.

:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın