Röportajlar

Demokrat Parti Başkanı Fikri Ataoğlu: 'Projelerimizin önüne bir şekilde takoz konuldu'

Can Sarvan

KKTC Turizm ve Çevre Bakanı ve Demokrat Parti Genel Başkanı Fikri Ataoğlu ile görüştük. Ataoğlu, eleştirel sorularımla birlikte tüm sorularıma samimiyetle yanıt verdi.

Demokrat Parti’nin diğer siyasal partilerden farklılıkları nelerdir?

Demokrat Parti kurulduğu günden bugüne kadar memleketimiz, insanlarımız ve gençlerimiz için hayata geçirmiş olduğu projelerle farklılık yaratmıştır ve önümüzdeki süreçte hayata geçireceği yeni projelere ilişkin yapmış olduğu çalışmalarla fark yaratmaya devam edecektir.

"Ulusal Birlik Partisi tarafından projelerimizin önüne bir şekilde takoz konuldu"

UBP’yi ve CTP’yi en çok hangi noktalarda eleştiriyorsunuz?

Geçmiş hükümetlerde şu anda olduğu gibi UBP ile hükümet ortaklığı yaptık. 4’lü koalisyon döneminde CTP ile de hükümet ortaklığı yaptık. CTP ile Kıbrıs sorunu konusunda açıkça ters düştüğümüzü söyleyebilirim. Özellikle son dönemlerde bizim yapmış olduğumuz ciddi projelerin hep önüne geçildi. Ulusal Birlik Partisi tarafından projelerimizin önüne bir şekilde takoz konuldu. Pandemi süreci içerisinde biz içeride çalışmalarımızı yaparken Ulusal Birlik Partisi kurultay kavgası peşindeydi. Biz bu çalışmalarımızı UBP’nin takozu ile karşılaşmamız nedeniyle yaşama geçiremedik. Gizli gizli istihdamlar yaptılar. Bu seçim döneminde çok ciddi şekilde sözler de veriliyor. Bizim manifestomuzda hayal satmak diye bir olay yok. Bizim manifestomuza koyduğumuz yapılabilecek işlerdir sadece. Kesinlikle ne Eruo’ya geçeceğimizden bahsettik ne de istidam sözü verdik.

Sizin partiniz de istihdam konusunda eleştiriler aldı…

İstihdam yapmadık biz ama…

Yapabilirdiniz ama yapmadınız…

Evet, yapabilirdik ama yapmadık. Hükümet bir bütündür. Bu bütünlük nedeniyle bir istihdam yapılacaksa bütünsellik içerisinde olması gerekiyordu.

"Türkiye’de TL üzerinden işlem yapılırken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Euro’ya geçmemiz mümkün değildir. Yapılabilecek sadece ithal girişler ve ihraç çıkışlara yönelik bir çalışma olabilir. Bunun için de Bankalar Birliği ve Merkez Bankası yetkililerinin kimsenin kaybetmeyeceği, toplumun kazanacağı bir çalışma içerisinde olması lazım. Uzmanlar bu konuda çalışmalı ki hangisi doğruysa onun üzerinden hareket edilebilsin"

CTP’nin Euro’ya geçme önerisine nasıl bakıyorsunuz?

1993 yılında da CTP’nin bu para birimi ile ilgili bir değişiklik üzerinde çalıştığını biliyoruz. Bugün de gene bu Euro olayı hortlamış durumunda ama öyle bir imkânın olmayacağını da herkes biliyor. Türkiye’de TL üzerinden işlem yapılırken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Euro’ya geçmemiz mümkün değildir. Yapılabilecek sadece ithal girişler ve ihraç çıkışlara yönelik bir çalışma olabilir. Bunun için de Bankalar Birliği ve Merkez Bankası yetkililerinin kimsenin kaybetmeyeceği, toplumun kazanacağı bir çalışma içerisinde olması lazım. Uzmanlar bu konuda çalışmalı ki hangisi doğruysa onun üzerinden hareket edilebilsin.

CTP ile Kıbrıs sorunu konusunda anlaşamadığınızı söylediniz…

Kıbrıs konusunda Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu gibi Sayın Tatar’ın görüşleri ile aynı görüşlere sahibiz.

Cumhurbaşkanı Tatar’a hiç mi eleştiriniz yok?

Biz kendisini hükümette olduğu dönemlerde de eleştirdik. Ama Kıbrıs konusunda örtüştüğümüzü söyleyebiliriz.

"Şimdi seçim süreci içerisinde de Sayın Tatar’ın yine köyleri, bölgeleri gezdiğini görüyoruz. Bu da bizim Demokrat Parti olarak dikkatimizi çeken bir konu. Ben şahsen Sayın Cumhurbaşkanı’nı bu konuda uyardım"

Seçimlere müdahale konusunda da mı hiç eleştiriniz yok?

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Demokrat Parti olarak Parti Meclisimizin almış olduğu karar doğrultusunda biz zaten Sayın Tatar’ı destekleme kararı almıştık. Şimdi seçim süreci içerisinde de Sayın Tatar’ın yine köyleri, bölgeleri gezdiğini görüyoruz. Bu da bizim Demokrat Parti olarak dikkatimizi çeken bir konu.

Cumhurbaşkanı’nın UBP için köylerde dolaştığını mı söylüyorsunuz?

Evet, evet. Bu konuda da biz uyardık. Ben şahsen Sayın Cumhurbaşkanı’nı bu konuda uyardım.

Cumhurbaşkanı’nın Türkiye ile de ilişkileri iyi. Buradan başka bir sonuç çıkarabilir miyiz?

Hayır, şu anda öyle bir müdahale yok.

"Mevcut seçim süresinde öyle bir müdahale olduğunu görmüş değilim. Geçmiş genel seçimlerde de görmedim. Ama Cumhurbaşkanlığı seçimleri ayrı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gözle göründü. Erken genel seçim için öyle bir şey yok"

Daha önce bir müdahale olduğunu kabul ediyor musunuz?

Mevcut seçim süresinde öyle bir müdahale olduğunu görmüş değilim. Geçmiş genel seçimlerde de görmedim. Ama Cumhurbaşkanlığı seçimleri ayrı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gözle göründü. Erken genel seçim için öyle bir şey yok.

"Rum plakalı araçlar kuzeye geçtiğinde sadece akaryakıt almıyor, çarşıdan da alışveriş yapıyorlar, restoranlara da gidiyorlar. Her yere bir dokunuşu oluyor. Bizim hükümet olarak yapmamız gereken iki taşıyıcı firmanın, K-Pet ve Alpet’in sıkıntılarına köklü bir çözüm üretmemizdir. Hükümet olarak bizim çıkıp da benzincilere kimlere nasıl yakıt verileceğini söylememiz bir çözüm olamaz"

Demokrat Parti’nin beklenmedik zamanlarda beklenmedik çıkışlar yaptığı, sizin başkanlığınızda da aynı eğilimin devam ettiği görülüyor. En son Güney plakalı araçlara akaryakıt yasağını desteklemediğinizi açıkladınız. Partiniz aslında sağdaki liberal boşluğu mu doldurmaya aday? 

Güney’den gelen Rum plakalı araçlarla ilgili yapmış olduğumuz açıklamanın arkasında ekonomiye olan dokunuşu vardı. TL’nin değer kaybetmesi, dövizin değer kazanması sonrasında bunu lehimize nasıl çevirebiliriz diye düşündük. Bir taraftan ülkeye girişlerin ve çıkışların kolaylaştırılması, turizmin önünün açılması, yurt dışından gelecek herhangi birinin bozduracağı para birimi ne ise burada harcama olanağının sağlanması, keza sınır kapılarından kuzeye girişlerde rahatlığın sağlanması ve güneyden gelecek olanların burada daha fazla para harcamalarıyla ekonomiye sağlanacak katma değerin kolaylaştırılmasına yönelikti bizim önerimiz. Sayın Başbakan’ın Rum plakalı araçlara benzin verilmemesine ilişkin yaptığı açıklamanın talihsiz bir açıklama olduğunu söyledik çünkü Rum plakalı araçlar kuzeye geçtiğinde sadece akaryakıt almıyor, çarşıdan da alışveriş yapıyorlar, restoranlara da gidiyorlar. Her yere bir dokunuşu oluyor. Bizim hükümet olarak yapmamız gereken iki taşıyıcı firmanın, K-Pet ve Alpet’in sıkıntılarına köklü bir çözüm üretmemizdir. Hükümet olarak bizim çıkıp da benzincilere kimlere nasıl yakıt verileceğini söylememiz bir çözüm olamaz.

Türkiye kökenlilik üzerinden politika yapanlara: "Hiç kimsenin böyle bir ayrım yaparak bırakın seçime gitmesini, yolda yürürken ayrımcılığın konuşulması bile yanlıştır"

Türkiye kökenlilik üzerinden politika yapanlara mesajınız ne olurdu?

Hiç kimsenin böyle bir ayrım yaparak bırakın seçime gitmesini, yolda yürürken ayrımcılığın konuşulması bile yanlıştır. Biz gökten zembille inmiş değiliz. Biz de yıllar önce Anadolu’nun bağrından kopup buraya gelmiş ve yıllardır Kıbrıs’a sahip çıkanların evlatlarıyız. Bu şekilde konuşmalarla siyaset yapılmasını kesinlikle kabul etmiyoruz.

"Mustafa Arabacıoğlu gibi büyüklerimize gidip başkanlığı alın diye teklif ettim. Onlar da bu süre içerisinde yapamayacaklarını söyledi. Dolayısı ile en son çare bu konu bizde kaldı. Biz de başkanlığı bir partili olarak seve seve devraldık"

Demokrat Parti’ye, oylarının en çok düştüğü zaman başkan oldunuz. Önümüzdeki seçimlere kadar oy potansiyelinizi ne kadar arttırabileceğinizi düşünüyorsunuz?

Demokrat Parti’nin kurulduğu günden bugüne kadar partinin içinde yer alan eski genel başkanımızın başkanlığı bıraktığı süre içerisinde büyüklerime gidip başkanlığı teklif ettikten sonra, kimsenin başkanlığı devralmadığı günde ben başkanlığı devraldım.

'Büyüklerim' derken kimleri kastediyorsunuz?

Mustafa Arabacıoğlu gibi büyüklerimize gidip başkanlığı alın diye teklif ettim. Onlar da bu süre içerisinde yapamayacaklarını söyledi. Dolayısı ile en son çare bu konu bizde kaldı. Biz de başkanlığı bir partili olarak seve seve devraldık.

İlk etapta siz pek istekli değildiniz öyle mi?

Kesinlikle. Eski genel başkanımızın parti başkanlığını bırakıp cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlandığı süre içerisinde benim gidip büyüklerime ‘gelin bu parti başkanlığını siz devralın, biz de sizin altınızda çalışalım’ teklifimiz oldu. Kimse kabul etmedi. Böyle olunca da bütün ilçeleri gezip, ilçeleri ziyaret ettim ve bütün ilçelerden ‘olur’u aldıktan sonra parti başkanlığı görevini üstlendim. En zor şartlarda parti başkanlığını üstelendiğim doğru. Ama şu anda çok çok iyi gidiyoruz çünkü ekip olarak ciddi bir çalışma gerçekleştirdik. Bütün küskünlerin, kırgınların, bütün eski kurucuların ve bütün eski partililerin tekrar partiye döndüğünü ve çok kısa sürede partiye yeni katılımların olduğunu da hep beraber gördük. Şu anda seçime girerken adaylarımıza baktığımız zaman birbirinden değerli adaylar olduğu görülür. Dolayısıyla çok sayıda milletvekili çıkaracağımıza eminiz.

"Adaylarımızla kamp yaptığımız süreçte Sayın Arabacıoğlu da Sayın Hayri Orçan da bizlerle beraberdi. Bu büyüklerimiz ekip arkadaşlarımıza ve adaylarımıza deneyimlerini aktardılar ve parti geçmişi ile ilgili sohbetleri oldu"

Arabacıoğlu ile ilişkiniz nasıl? Kendisinin de bir katkısı oluyor mu partiye?

Kesinlikle. Adaylarımızla kamp yaptığımız süreçte Sayın Arabacıoğlu da Sayın Hayri Orçan da bizlerle beraberdi. Bu büyüklerimiz ekip arkadaşlarımıza ve adaylarımıza deneyimlerini aktardılar ve parti geçmişi ile ilgili sohbetleri oldu.

Adaylar kamptan sonra mı belirlendi?

Hayır, önce belirledik sonra motivasyon kampını yaptık. Bu kamp sırasında gerek Mustafa Arabacıoğlu olsun gerek Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orçan olsun bizlerle beraberdi. Adaylarımıza da Demokrat Parti ile ilgili birçok konuyu paylaştılar.

Mehmet Hasgüler ve Serhat Akpınar katıldı mı bu kampa?

Mehmet Hasgüler katıldı ama Serhat Akpınar yurt dışındaydı.

Bu sene turizmcilerden, üniversitelerden adaylar arttı. Şirketler temsilcilerini Meclis’e mi göndermek istiyor?

Öyle bir temsilcilik yok esasen. Kendi bulundukları toplumu temsilen Meclis’te yer almaktır esas olay.

Yeni farklı adaylarla seçime girmek sizin fikriniz miydi?

Evet. Bütün bu adaylarla bire bir irtibata ben geçtim. 3-4 aylık bir süre içinde yaptığım çalışma neticesinde bu adayların da olması gerektiğini düşündüm.

Turizmi küresel ısınmanın ne kadar ve nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz? Yaz aylarında sıcaklığın daha da artması bekleniyor. Çok da uzak olmayan bir gelecekte insanların sıcaktan kaçacağı öngörülüyor...

Bizim burada sattığımız sadece deniz, kum, güneş değil. On bin yılı aşkın tarihi zenginliklerimiz, doğamız, alternatif turizm modellerimizle var olan, tercih edilen bir adayız. Küresel ısınma her yere yansıyacaktır. Kendi ükeleri de ısınan insanlar illa ki kendi ülkelerinde kalacaklar diyemeyiz.

"Turizm işletmelerinin karbon ayak izi ve yayılan emisyonun çevresel etkisi konusunda bir planlama yapmak üzere çalışmalara başlayacağız"

Her şey dahil sistemi Kıbrıs esnafının turizmden elde edebileceği gelirleri düşürdüğü için eleştiriliyor ancak ülkeye gelen turist profili için her şey dahil çekici geliyor. Bunu kırmak için ne yapmalı?

Her şey dahil sistemi, bizim zaten 2016’da göreve geldiğimiz ve uygulamaya koyduğumuz sistemin içerisinde yok. Ülkeye gelen turistler sabahın erken saatlerinden otellerden rehberler ve otobüsler eşliğinde alınıyor ve akşamın geç saatlerine kadar turistlere ülkenin geneli gezdiriliyor, esnafla iç içe turistlere bir süre tanınıyor. 2 haftalık yaptığımız bu son operasyonda ilk hafta böyle geçiyor. İkinci haftasında turistlerin önceki hafta gördüğü yerler arasından istedikleri yerlere araç kiralaması yaparak ya da turlara katılarak daha ayrıntılı ziyaretler yapmasını sağlıyoruz. Kış turizminde bu operasyonla ciddi hareketlilik elde ediyoruz. Senenin 8-8,5 ayı bu kış operasyonlarını yapıyoruz. Her şey dahil otellerimiz var mı var ama her şey dahil sistemi için gelen turist sayısının oranı, bizim operasyonlarımızın çok çok altındadır. Her şey dahil sunan otellerimiz de shuttle hizmetleriyle turistlerin otelden dışarı çıkmasına olanak tanıyor. Yani her şey dahilde gelen turist sabahtan akşama kadar otelde kalmıyor.

Küresel otel rezervasyon sistemleri otellerin yıldız derecelerine yarattıkları karbon emisyonuna bağlı olarak çevresel etkiyi koymaya başladı. Bizim otel işletmelerimizde bu yönde bir farkındalık var mı?
Turizm işletmelerinin karbon ayak izi ve yayılan emisyonun çevresel etkisi konusunda bir planlama yapmak üzere çalışmalara başlayacağız.

Bir daha bakan olsanız Turizm Bakanlığı’nı seçer miydiniz?
Turizm benim zevkle yaptığım bir bakanlıktır. Ömrümün sonuna kadar turizm bakanlığı yapacak kadar turizme ve ülkeme sevdalıyım.

:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın