Kıbrıs Vakıflar İdaresi Genel Müdürü İbrahim Benter’in damadı ve ekonomiyi İslami esaslara göre şekillendirmeyi savunduğu ileri sürülen ESKAD’ın (Evrensel Sevgi ve Kardeşlik Derneği) 2014-2017 tarihleri arasında başkanlığını yürüten Recep Günaydın’ın Türkiye Kızılay’ın Kuzey Kıbrıs Delegasyonluğu Başkanlığı’na getirilmesiyle, Kuzey Kıbrıs Türk Kızılay Derneği’nde birçok usulsüzlük yapılmaya başlandığı doğru mudur?
Ülkemizin en değerli arkeologlarından ve sanat tarihçilerinden, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi eski Müdür Muavini Tuncer Bağışkan’ın belgeleriyle daha önce yayınladığı, ‘türbe’ olarak lanse edilen uyduruk mezarların yapılması ile Recep Günaydın’ın bir ilişkisi var mıdır?
Sahipsiz eski mumlukların yanı sıra İzzet Efendi Sokağı Nedim Efendi adak yeri, Alay Bey Sokağı Abdi Çavuş adak yeri, Polis sokağı ile Mahmut Paşa sokaklarının köşesindeki Mahmut Paşa adak yeri ve Çetinkaya Zahra burcundaki Zehra Kadın adak yerine niçin ve ne kadar ücret ödenerek inşaat yapılmış ve kaynak nereden bulunarak sahte mezarlar inşa edilmiştir?
Geçmişte çocukların oyun oynadığı, yönlerini bulmak için yeşil bir bezle işaretledikleri bir yer olması ve tesadüfen mumluk haline gelmesi dışında hiçbir özelliği olmayan Mahmut Paşa adak yerine Anıtlar Yüksek Kurulu’nun ret kararına rağmen, yasa dışı olarak 'Osmanlı şehit mezarı' neden ve kaç TL harcanarak yapıldı?
Hamitköy’e, İplik pazarına, Mağusa Mustafa Paşa Camisi'ne uyduruk mezarlar niçin yapıldı? Ve kaynak nereden bulundu?
Mağusa Mehmetali Görmüş Sokağı’nda Garip (Öksüzce) Dede'nin bir mezarı varken, yanına ikinci bir sözde 'Osmanlı şehit mezarı' daha neden yapıldı ve kaynağı nereden temin edildi?
Sahte mezarları yapan inşaat şirketinin sahibi kimdir?
Recep Günaydın'ın bahse konu inşaatlarla bir ilişkisi var mı?
ESKAD’ın burs sağladığı öğrencilerin aylık ödemeleri Kıbrıs Türk Tütün Endüstrisi ile yapılan ve içeriği bilinmeyen bir anlaşma ile Türkiye Kızılayı’nın Kuzey Kıbrıs Türk Kızılay Derneği'ne gönderdiği bağışlardan mı ödendi?
Bu öğrenciler hangi kriterlere göre seçildi? Bilinen en az 121 öğrenciye her ay 350 TL bağış yapılmasının koşulları nedir?
Düzenli yapıldığı anlaşılan bağışların içeriğinden neden Kuzey Kıbrıs Türk Kızılay Derneği Yönetim Kurulu’ndaki çoğu yöneticinin haberi olmadı? Burs verileceği duyurusu yapıldı mı? Burs talebinde bulunanlardan hiç başvuru alındı mı?
Kıbrıs Vakıflar İdaresi’nin ürettiği ve yönetimini üstlendiği İyilik Gönüllüleri için çekilen bazı belgesellerin, bazı etkinliklerin sahne, ışık ve led ekran kurulumu, etkinlik çekimleri, dağıtmak için satın alınan bazı oyuncakların faturası neden oldukça geniş kaynaklara sahip Kıbrıs Vakıflar İdaresi’ne değil de Kuzey Kıbrıs Türk Kızılay Derneği’ne kesilmiştir?
Ve niçin ödemeler Türk Kızılay’ın gönderdiği bağışla Kuzey Kıbrıs Türk Kızılayı tarafından yapılmıştır?
Bu ödemelerden birine ilişkin bir fatura TEMEDYA Reklam Ajansı’na, bir diğer fatura da Rafadan Tayfa gösterilerine mi aittir?
Kuzey Kıbrıs Türk Kızılayı’nın Antalya Kepez’de yapılan, Kıbrıs’tan 28 kişinin katıldığı OtoDrag yarışlarına sponsor olması derneğin tüzüğüne uygun mudur?
Kuzey Kıbrıs Türk Kızılayı’nın ana sponsor olduğu Büyükkonuk Beldesi İsmet Atlı Spor Kulübü’nün güreş ligi müsabakalarına katkıda bulunması derneğin tüzüğü ve hedefleri ile örtüşmekte midir?
Kuzey Kıbrıs Türk Kızılay Derneği Tüzüğü'ndeki, 'Derneğin Feshi' maddesine güvenilerek ve şimdiden delege yapısı değiştirilerek günü geldiğinde derneğin feshedilmesi ve tüzük gereği tüm maddi varlığı ile bir başka hayır kurumuna, örneğin Türk Kızılay Kuzey Kıbrıs Delegasyonluğu'na hibe edilmesi mi planlanmaktadır?
Kıbrıs Türk kurumlarını ele geçirmek ve kurumları tek ses, tek görüş, tek hedefle birbirine bağlamak mıdır amaçlanan? Kurumlar ve dernekler toplumu yeniden dizayn etmenin araçları olarak mı görülüyor?
Toplumun yılgınlığı, suskunluğu ve umursamazlığı fırsat olarak mı değerlendiriliyor? Toplumun içinden, kendi menfaatleri dışında hiçbir şeyi önemsemeyen, ilkesiz insanlar seçilerek, yapılan iş birlikleri ile toplumsal tepkinin yumuşatılması mı amaçlanıyor? Reklamlar verilerek eleştirilerin dillendirilmesine engel mi olunuyor?
Osmanlı'nın son padişahı Kıbrıslı Türkleri İngilizlerin eline terk ettikten sonra Atatürk devrimlerini desteklemiş, demokratik ve laik bir toplumdan, dört bir yana sahte mezarlar dikilerek yeni Osmanlıcılığı sindirmeleri mi bekleniyor?
Çok yakın geçmişte haremlik-selamlık etkinliklere katıldığı bilinen Recep Günaydın'ın, toplumun cinsiyet ayrımcılığını benimsemeyen zatlarıyla bilmediğimiz ortak görüşleri mi var?
İlk bakışta toplumsallaşmanın hoş bir örneği kabul edilecek bu karakteristik özellik, toplum içinde yayılmanın ve meşruluk kazanmanın mecburi bir sonucu mudur?
Yorumunuz