Yazılar

İngilizler mağdur

13 İngiliz vatandaşının satın aldıkları evleri kaybetmeleri ve yaşadıkları mağduriyet sorun çözülene dek tartışılacaktır. Kafaları karıştıran iki noktanın acil izahata ihtiyacı var.

13 İngiliz vatandaşının satın aldıkları evleri kaybetmeleri ve yaşadıkları mağduriyet sorun çözülene dek tartışılacaktır. Kafaları karıştıran iki noktanın acil izahata ihtiyacı var.
   Birincisi, ülkede saygın işletmelere sahip olduğunu belirten bir firmanın sahibi neden Lapta’daki arsasını zamanında müteahhitlikte yeni ve inşaatı bitirmekte sermayesi yeterli olmadığı aşikâr bir şirkete inşaat yapması için verir? Kuyumculuk ve gıda ürünleri ithalatında hatırı sayılır bir ciroya sahip olan bir firmanın sahibiyseniz, kamu çıkarları ve mülkiyet haklarıyla ilgili bir mesele üzerinden piyasadaki isiminizi riske atmayı neden göze alırsınız? Yasal işler yapan bir firmanın yasalara aykırı olarak tefecilik de yaptığı ve batan inşaat şirketine para satmış olabileceği doğru mudur? Hemen aklınıza meşhur tefeciler gelmesin, bizde tefeci çok… Bankaya ipotekli olan arsada inşaat şirketinin borcu düşük ki üzerinde 19 bitmiş villa olan ve villaların içinde insanların yaşadığı bir arazi sadece bir villa fiyatına satıldı; bu durum tuhaf değil mi?
   Toplumun zihninde karışıklık yaratan ikinci nokta ise, mülk sahibi İngilizlerin yargı tarafından nasıl korunamadığıdır. Gerek İngiltere’de gerek Türkiye’de son yıllarda alınan ve mülk sahiplerini koruyan birçok karara imza atıldı. Bir alacak verecek ilişkisinde, sahtekârlık yapan veya sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmeyen borçlu şirket ve alacaklısı konumundaki banka veya arsa sahibi karşısında, sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmiş 3. kişiler yasalarla korunmaktadır. Yargı, 13 İngiliz vatandaşı ödediği paranın üstüne soğuk su içsin diyebilir mi?
   Bizde yargı taraflara karışmaz, layihalara bakar ve kararını emarelere göre verir; elbette doğru ama alınan kararlar temel insan haklarının uygulanırlılığını, ‘KKTC’nin varlığını ve güvenirliliği’ni sorgular hale getiriyorsa, yargının karar süreçlerinde azami özeni göstermesi gerekmez mi? 13 kişi evlerini paralarını vererek satın almış mı almış; insanlara evinizi terk edin ya da arsa sahibinden tekrar satın alın denebilir mi? Arsa sahibinin mağduriyeti tazmin edilecek fakat İngiliz vatandaşlarının mağduriyeti giderilmeyecek… Üstelik Kulaksız Sitesi davasında İngiliz vatandaşlarının haklarını teslim eden bir karar çıkarılmış daha önce…
   Türkiye’deki Tüketici Mahkemesi geçen sene önemli bir karara vardı: İnşaat şirketi ile alacaklısının sorunları kendi aralarında çözmesi gerektiğini vurgulayarak, tapuda inşaat şirketine yönelik hacizleri, devletin koyduğu hacizler de dahil, kaldırdı. Üstelik Mahkeme tüketicinin satın aldığı evi kendi adına tapuda sorunsuz tescil etmesine hükmetti. 2019 yılında İstanbul Bakırköy 1. Tüketici Mahkemesi’nin aldığı karara internetten bile ulaşılabilir. 13 İngiliz mağdurun avukatı ipotekten satışı meneden bir karar olduğunu ancak bu kararın yok sayıldığını ileri sürdüğüne göre, ortada Mahkeme’yi yanıltan bir durum söz konusu olabilir. İngiltere’de herhangi bir mahkeme kararı Mahkeme’yi yanıltarak alınmışsa tartışmasız dava tekrar açılabiliyor artık. İngiliz Yüksek Mahkemesi’nin hukukta devrim olarak kabul edilen meşhur kararları da arama motorlarından bulunabilir. Bizim Mahkemelerimizin İngiliz Mahkemeleri’nin ve Türkiye Mahkemeleri’nin kararlarını dikkate aldığı biliniyor. O zaman Mahkemelerimizi kandırmaya tevessül edenler olduğu sonucuna ulaşabilir miyiz? Şayet öyle ise, herhangi bir mahkeme kararının Mahkeme’yi yanıltarak alındığı ispat edilirse, o davanın tekrar görülmesi gerekmez mi?
   Başbakan Ersin Tatar Meclis’teki konuşmasında ‘bu tür olayların yeniden olmaması için yasal düzenlemeler şart’ ifadelerini kullandı. Benzerlerinin tekrar ortaya çıkmaması kadar mevcut olayda davanın yeniden görülmesi için İngilizlerin avukatının adım atması gerekiyor. Yüksek Mahkeme’ye mi gidilir, dünyada alınan kararlar mı masaya yatırılır; orası hukukçuların çözeceği iş… Açık olan, bu mağduriyetin bir an önce mağdurların zararları da karşılanarak dindirilmesidir. 
   Mahkeme duvarları soğuktur. Soğukluğunu adaletin keskin terazisinde objektif davranmaktan alır. Aynı mahkemeler haksızlıkların vicdana çarparak ortadan kaldırıldığı, adalete duyulan sıcacık güvenle insanların dertlerine çare bulan mekânlardır…
 

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın