Yazılar

Papa Geliyor

   Katolik dünyasının lideri Papa Francis gelecek sene Kıbrıs’ı ziyaret edecek. Hafta başı Vatikan’da Papa ile görüşen Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 60. kuruluş yıl dönümünün kutlanacağı 2020’de Papa’yı Kıbrıs’a davet ettiğini ve Papa’nın da davetini kabul ettiğini açıkladı.
   2010 yılında Papa 16. Benedict de Kıbrıs’a gelmiş, ziyaret öncesinde gerçekleşen KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Talat seçimleri kaybetmiş, Eroğlu Cumhurbaşkanı seçilmişti. Kıbrıs’ı ne zaman bir Papa ziyaret etse KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Talat’a binaen göstermelik minnettar federalistler iktidardan gidiyor, Rum mallarının gaspında sorun görmeyen şükrancı milliyetçiler geliyor gibisinden subliminal bir mesaj verecek değilim tabii.
   Kıbrıs’ı ziyaret etmek esasen papalara iyi gelmiyor. Kıbrıs’a gelen Papa 16. Benedict, ziyaret sonrasında Vatikan Bankası’nda yıllardır süren yolsuzluk, sahtekârlık ve kara para aklama skandallarının en büyüğünün ortaya çıkmasıyla, 600 seneden sonra istifa etmek zorunda kalan ikinci Papa unvanını almıştı. Vatikan’a şimdiden uyarımızı yapalım: Kıbrıs’a ziyaret teklifini gözden geçirin, Kıbrıs hiçbir yabancıya yaramadığı üzere papalar için de pek isabetli bir karar olmayabilir.
   Nitekim, Katoliklerin Ortodoks dünyasını bölmeye çalıştıkları da söyleniyor. Malum sene başında Ukrayna’nın Kiev Ortodoks Kilisesi, Rusya’nın Ortodokslar üzerindeki etkisini kırmak istenciyle bağımsızlığını ilan etmiş ve İstanbul’daki Fener Rum Patrikanesi de, 5 Ocak 2019’da Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin otosefal kararını resmen onaylamıştı. Milliyetçi kimliğini koyu Hristiyan özellikleri ile taçlandıran Putin de Ukrayna Kilisesi’nin bu kararının arkasında ABD olduğunu ileri sürmüş ve Fener Rum Patrikanesi’ni de ağır ifadelerle eleştirmişti.
   ABD’ye yakınlaşmakta sınırları zorlayan Yunanistan da bağımsızlaşan Ukrayna Ortodoks Kilisesi ile ilişkilerini sıkılaştırarak, Ukrayna’yı onurlandırmayı baş görevlerinden sayıyor. Kırım’ı ve Ukrayna’nın diğer bazı bölgelerini Ukrayna’da yaşayan yoğun Rusya vatandaşı nüfusa güvenerek işgal eden Rusya’ya karşılık ABD Ukraynalıları destekliyor. Ukrayna Ortodokslarının 1686 yılında yönetsel olarak bağlandıkları Rusya Ortodoks Kilisesi’nden bağımsızlığını ilan etmesi, diğer tüm dinler için de geçerliliğini koruduğu üzere Hıristiyanlıkta da saflaşmaların ekonomi ve siyaset tarafından belirlediğini bir kez daha otaya koyuyor.
   ABD’nin Reagan döneminden bu yana Vatikan ve Ortodokslar üzerindeki etkisi de küçümsenemez. Doğu Akdeniz sarmalındaki Güney Kıbrıs da Rusya’ya tedbirli yaklaşarak ABD ile mesafesini kısaltıyor. Çin, Rusya ve Türkiye’nin Orta Doğu’da olabildiğince birlikte hareket etmeye başlaması, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ı ABD ve AB bloğuna itiyor. Ortodokslar arasındaki Rusya etkisinden kurtulma mücadelesi, ağırlıkla Protestan ve Katolik mezheplerinin hüküm sürdüğü ABD tarafından maddi, manevi yüksek krediyle ödüllendiriliyor. Çünkü yapılan birçok araştırma Ortodoksların ulusal kimliklerini oluşturmasında dinsel tercihlerinin Protestan ve Katoliklere göre çok daha belirleyici olduğunu gösteriyor. Rusya lideri Putin’in de daha siyasete girmeden Rus Ortodoks piskopos Tikhon Shevkunov’dan etkilendiği ve günah çıkardığı tek pederin Tikhon olduğu biliniyor. Putin’in muhafazakârlığı, 1990’larda Rus Ortodoks oligarklarının desteğini kazanmasında etkin bir faktör olmuştu. Kremlin’in Rus Ortodoks Kilise’ne yıllardır yüksek bütçe ayırmakta olduğu ve yardımların hatırı sayılır bir bölümünün piskopos Tikhon’un kurduğu ‘hayır kurumları’na ve ‘eğitim’ projelerine harcandığı ileri sürülüyor.
   Öte yandan, Rus liderin Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis’le yaptığı şu ana kadarki 3 görüşmede de randevusuna 45-50 dakika gecikerek gitmiş olması dikkat çekiyor. Putin’in zaten her buluşmasına geciktiği söylense de, yıllık tatilinin belirli bir bölümünü manastırlarda ibadetle geçiren dindar Putin için Papa’yı bekletmek, stratejik bir nedeni yoksa bayağı disiplinsizliğe giriyor.
   Sözün özü, Rusya-Güney Kıbrıs ilişkilerinin Ortodoksluktan beslenen tabiatında hava durumu artık gelişmeye elverişli olmayabilir. ABD ile flörtü ilerleten Güney’in tehlikeli seçimleri, büyüyen Çin-Rusya bloğu için ileride kapanmayacak bir çatlak yaratabilir ve Kıbrıs’ın başını sanılandan daha fazla ağrıtabilir.
 

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın