Sigorta şirketlerinin risklerinin sigortalanmasına ‘reasürans’ değil de bir kelime oyunuyla sigortanın ‘asfalya’sı desek ve sigorta sektörünün asfalyasının atmak üzere olduğunu söylesek... Açıkçası, kimin elinin kimin cebinde belli olmadığı bayağı tehlikeli işler dönüyor reinsurance’da… Sigorta şirketleri bizlerden primleri toplayıp olağanüstü şartlarda, kaza, hastalık, yangın, sel, deprem vb. riskler karşısında önceden yaptığımız ödemeler sayesinde derdimize derman oluyor malumunuz.
Sigorta şirketleri de üzerlerine aldıkları riskleri kredibilitesi yüksek, güvenilir, tecrübeli reasürans firmalarına sigortalatıyor. Ya kazandıkları primlerden komisyon ödeyerek veyahut birçok yüksek hasarın meydana gelebildiği koşullarda devreye girecek şekilde reasürans firmaları ile sözleşme yapıyorlar. Böylelikle olağandışı vahim durumlarda sigorta şirketlerini sigortalayan reasürans firmaları kesenin ağzını açıyor ve aniden yüklü ödemeler yapmaları gerektiğinde sigorta şirketlerinin batmalarına engel oluyorlar. Kısacası, bir sigorta şirketini sigortalayan firmanın son derece güvenilir, sermayesinin epeyi yüksek, gayet donanımlı ve çok tecrübeli olması gerekiyor. Yoksa hizmet satın alan olarak primlerinizi ödersiniz amma yaptığınız ödemelere rağmen sigorta şirketiniz tartışmalı bir reasürans şirketiyle anlaşmışsa batar, yeterince kredibilitesi olmayan, deneyimsiz reasürans firması da dolaylı olarak sizi ortada bırakıverir. Hele de küresel ısınma nedeniyle iklimin sağının solunun artık kestirilemediği bir dönemden geçerken bir sigorta şirketini sigortalayanın kim olduğu, alanında güvenilir olup olmadığı ayrıca sorgulanmak zorundadır. Tertemiz bir sicili, ticari etik performansı yüksek olacak reasürans şirketlerinin...
İşini doğru düzgün yapmayan reasürans şirketleri sigorta şirketlerinin açıklarını yakalayarak bu şirketleri para aklamakta da kullanabiliyor. Geçmişte dünyada bu tür olaylara ilişkin pek çok vaka tespit edildi ve Türkiye’nin de üye olduğu, 1989’da G-7 ülkeleri tarafından kurulan FATF (Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu) sigorta ve reasürans sektörlerine yönelik bir dizi karar üretti. FATF raporlarına göre sigorta paketleri arasında en çok sahtekârlığa açık alan hayat sigortasıdır. Hayat sigortaları yüklü poliçeler ödenmesine olanak tanır. Farz edelim ki kötü niyetli olduğu bilinen, yasa dışı gelirleri olan bir şirket sigorta sektörüne girmiş olsun. Bu sigorta şirketi kendisi gibi yasa dışı gelirleri olan bir reasürans şirketiyle anlaşma yaparsa ne olur? Güya rizikosunu dağıtmak için sigortalılardan aldığı primlerin bir kısmını bir reasürans şirketine aktarır, reasürans şirketi de bu parayı gizli ortağı olduğu offshore şirketlerine gönderir. FATF, Rusya’daki bir reasürans şirketinin bu yolla yasa dışı gelirini Kıbrıs ve Karadağ’daki paravan şirketlere yolladığını gerçekleşmiş bir vaka olarak raporlamıştır.
Limanlarına demirleyen gemilerinden her sene yüzlerce uyuşturucu paketinin çıkabildiği bir ülkede, uyuşturucudan elde edilen inanılmaz meblağlar hangi yatırımların sermayesine dönüşüyor bilmeyen yok. Bankalara 5 ayrı hesaptan yatırılan paraların, Ercan’dan çıkarılmaya çalışılan milyon dolarların, uçaklarda bulunan yüksek miktarların altından çoğu zaman uyuşturucu ve yasa dışı bet çeteleri çıkıyor. İşte bu kaynağı belirsiz gibi görünen haksız kazançlar şimdilerde sigorta sektöründe cirit atmaya başlıyor. FATF’a göre yerel sigortacılık mevzuatlarının uluslararası mevzuatla uyumlaştırılmadığı, aracıların ve reasürans şirketlerinin yeterince denetlenmediği ülkelerde ciddi sorunlar yaşanabiliyor. Uluslararası Narkotik Kontrol Stratejisi 2018 Raporu’nda Kuzey Kıbrıs’ın yasal altyapısının özellikle finans şirketleriyle döviz bürolarını ve offshore firmaları denetlemekte oldukça yetersiz kaldığı ve Kıbrıslı Türkler tarafından yönetilen bölgenin uluslararası kara parayla mücadele kuruluşu Egmont Group’a üye olmamasının riskleri artırdığı belirtilmişti. Kanada merkezli, 139 ülkenin üye olduğu Egmont Group’a başvuru yapmak için 4’lü koalisyon neyi bekliyor?
Kara para şebekeleri ve komisyon karşılığında şebekelere hizmet veren devlete çökmüş çeteler temizlenmezse gidişat her sektördeki güvenilir şirketleri olumsuz yönde etkileyecek. Dikkat; emlak sektörü, yazılım sektörü, sigorta sektörü, eğlence sektörü derken her yere sızıyorlar...
Yorumunuz