Dünya

Bilim insanlarından 'Dünya'daki yaşamı yok edebilecek' ayna bakterilerinin tartışılması çağrısı

Sentetik ayna bakterileri üzerinde yapılan çalışmaların 'yeni bir biyolojik organizma yaratması'nın an meselesi olduğu ve ayna bakterileri karşısında bağışıklık sistemi ve antibiyotiklerin işlevsiz kalma tehlikesi olduğu vurgulanıyor.

Bilim dünyası, potansiyel olarak gezegenimizi yok edebilecek "ayna bakterileri" üzerine yapılan araştırmalara karşı küresel bir tartışma yapılması çağrısında bulundu. 

Aralarında Nobel ödüllü bilim insanlarının da bulunduğu 38 kişilik bir araştırmacı grubu, Science dergisinde yayımladıkları makalede bu araştırmaların yaratabileceği tehlikeler konusunda uyardı.

Uzmanlar, sentetik biyoloji alanındaki hızlı ilerlemeler sonucunda, bağışıklık sistemimizden kaçabilecek ve mevcut ilaçlarla tedavi edilemeyecek yeni bir biyolojik organizma yaratılmasının an meselesi olduğunu savunuyor.

Felaket senaryosu: Kıyamet nasıl başlayabilir?

Pensilvanya Üniversitesi'nden biyogüvenlik uzmanı Vaughn Cooper tarafından ortaya atılan kıyamet senaryosu, laboratuvardan yanlışlıkla sızan bir ayna bakterisinin insanlara ve doğaya yayılmasıyla başlıyor. İlk enfekte olan araştırmacılar hızla hastalanıyor ve karantinaya alınıyor. Ancak bilinmeyen bir nedenden ötürü, antibiyotikler ve mevcut tedaviler etkisiz kalıyor.

Hastalığın yayılma hızı hızla artarken, Dünya Sağlık Örgütü küresel sağlık acil durumu ilan ediyor. Bu ölümcül bakteriler, insan dışkısıyla kanalizasyon sistemlerine karışarak su kaynaklarını kirletiyor. Böcekler ve hayvanlar da enfekte olmaya başlıyor; köpekler, kediler, kuşlar, amfibiler ve çiftlik hayvanları büyük hızla hastalığa yenik düşüyor. Uzmanlar, bakterinin doğada hızla yayıldığını ve kontrol altına alınmasının imkânsız hale geldiğini fark ettiklerinde, küresel bir krizle karşı karşıya olduğumuzu anlıyorlar.

Bu distopik senaryo bir bilim kurgu filmi değil, aksine bilim insanlarının gerçek kaygılarını yansıtan bir çalışmanın ürünü. Cooper ve ekibi, sentetik biyolojinin geldiği noktada bu tür bir felaketin gerçekleşmesinin artık sadece zaman meselesi olduğunu belirtiyor. 12 Aralık 2024'te aralarında iki Nobel ödüllü ismin de bulunduğu bilim dünyasından otuz yedi isimle birlikte Science dergisinde tüm bilim camiasına bir uyarı yayınladı.

Ayna bakterileri yaşamın temel yasalarını bozabilir mi?

Bilim dünyasının üzerinde durduğu kritik noktalardan biri, doğanın neden yalnızca belirli bir moleküler yapı ile çalışmayı seçtiğidir. Dünya üzerindeki tüm canlı organizmaların molekülleri "kiralite" adı verilen bir özelliğe sahiptir. Basitçe söylemek gerekirse, doğadaki amino asitler ve şekerler belirli bir yönde yerleşmiş şekilde evrimleşmiştir, diğer yöndeki formlar ise tamamen yok olmuştur. Ancak, bilim insanları laboratuvar ortamında bu "ayna" versiyonlarını yaratırsa, doğadaki biyolojik sistemlerden bağımsız ve mevcut ilaçlara karşı tamamen dirençli organizmalar üretmek mümkün hale gelir.

2009 Fizyoloji veya Tıp Nobel Ödülü sahibi ve imzacılardan biri olan Jack Szostak, "Moleküller arasındaki tüm etkileşimler kiraliteye bağlıdır" diye özetliyor. Vizyon sahibi Louis Pasteur, daha 1860 yılında şu soruyu sormuştu: "Sağ elli selülozun sol elli hale gelmesi durumunda ne olacağını kim tahmin edebilir? Peki ya kan albümini, şimdi solda iken, sağda olsaydı? Belki de bize yeni bir dünya sunulurdu.”

İşte bazı biyologların sıfırdan yaratmak istediği şey, bu yeni "dünya", bu ikinci yaşam ağacıdır.

Stanford Üniversitesi'nden immünoloji profesörü David Relman, "Önümüzdeki birkaç on yıl içinde, Dünya'daki yaşamı ortadan kaldırabilecek bir patojen yaratabiliriz" diyerek tehdidin boyutunu gözler önüne seriyor. Relman, yıllardır ABD hükümetine biyogüvenlik konusunda danışmanlık yapıyor ve şimdiye kadar karşılaştığı hiçbir tehdidin bu kadar büyük ve kontrol edilemez olmadığını vurguluyor.

Biyoteknolojide kritik dönüm noktası: 2024 ve ötesi

Ayna bakterilerinin yaratılması fikri yeni değil, ancak 2024 yılı itibarıyla bu alandaki gelişmeler hız kazandı. Çin’deki Westlake Üniversitesi’nden Ting Zhu, genetik mühendislik alanında yaptığı çığır açan çalışmalarla ilk "sağ" yönlü polimeraz enzimini sentezledi. Bu, doğal olarak "sol" olan enzimlerin ters versiyonunu üretmek anlamına geliyor ve sentetik biyoloji dünyasında önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor.

Bunun yanı sıra, birçok biyoloji laboratuvarı, tersine çevrilmiş DNA ve RNA sentezi üzerine çalışıyor. Yakın gelecekte, bilim insanları "ayna ribozomları" yaratmayı başarırsa, tam anlamıyla bağımsız ve klasik biyolojik sistemlerden tamamen farklı çalışan yeni bir yaşam formunun doğması kaçınılmaz olacak.

Bağışıklık sistemi ve antibiyotiklerin işlevsiz kalma tehlikesi

Ayna bakterilerinin yaratılması durumunda en büyük tehditlerden biri, mevcut bağışıklık sistemimizin bu organizmaları tanıyamayacak olması. İnsan vücudu milyonlarca yıldır belirli bir moleküler yapıyı tanıyacak şekilde evrimleşti. Ancak, ayna bakterileri bu tanıma mekanizmalarını tamamen atlatabilir.

Bu, yalnızca insanları değil, tüm ekosistemi tehdit eden bir durum yaratabilir. Böceklerin ve hayvanların bağışıklık sistemleri de benzer prensiplere dayalı olduğundan, ayna bakterileri ekosistem boyunca hızla yayılabilir. Böcekler bitkileri enfekte edebilir, su kaynakları kirlenebilir ve sonunda tüm gıda zinciri bozulabilir.

Antibiyotikler de bu yeni organizmalara karşı etkisiz kalacaktır. Çoğu antibiyotik, belirli bir kiraliteye sahip moleküllerle etkileşime girerek çalışır. Ayna bakterilerinin ters yönlü yapıya sahip olması, mevcut ilaçların hiçbir işe yaramayacağı anlamına gelir. Bu da tedavisi mümkün olmayan küresel bir salgının kapıda olduğu anlamına gelebilir.

Bilim insanlarından acil eylem çağrısı

Science dergisinde yayımlanan makale, biyoteknoloji alanında çalışan tüm bilim insanlarını, devletleri ve uluslararası kuruluşları bu tehlikeye karşı harekete geçmeye çağırıyor. Haziran 2025’te Pasteur Enstitüsü ev sahipliğinde düzenlenecek uluslararası bir konferansta, bu araştırmaların etik sınırlarının belirlenmesi ve potansiyel tehlikelerin nasıl önlenebileceği tartışılacak.

Bununla birlikte, birçok bilim insanı bu araştırmaların tamamen yasaklanmasının bilimin ilerleyişini yavaşlatacağı görüşünde. Biyoloji girişimcisi Philippe Marlière, "Tehditleri anlamak ve kontrol altına almak için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var. Ancak, bilinçsizce ilerlemek felakete yol açabilir" diyor.

Sonuç: Yeni bir bilimsel denge gerekli

Ayna bakterileri üzerine yapılan araştırmalar, bilim insanlarını ikiye bölmüş durumda. Bir yanda, bu araştırmaların potansiyel olarak dünya üzerindeki yaşamı tehdit edebileceğini savunanlar var. Diğer yanda ise bu keşiflerin biyoteknoloji ve tıp alanında devrim yaratabileceğine inanan bilim insanları bulunuyor.

Önümüzdeki yıllar, bu teknolojinin nasıl yönlendirileceği konusunda belirleyici olacak. Ancak bilim insanlarının ortak görüşü, biyogüvenlik ve etik denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiği yönünde. Aksi takdirde, insanlık kendi elleriyle varlığını tehdit eden bir felaketi tetikleyebilir.

Haberin tamamını Le Monde’dan okuyabilirsiniz.

:
Unmute
Current Time 0:00
/
Duration Time 0:00
Loaded: 0%
Progress: 0%
Stream TypeLIVE
Remaining Time -0:00
 
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın