Mağusa Bağımsız Milletvekili Ayşegül Baybars pazartesi günkü Meclis oturumunda ülkeye giriş çıkış politikaları, sınır güvenliği ve kayıtlılık konulu bir konuşma yaptı.
Baybars, konuşmasına başlamadan önce Meclis’te bakanların Meclis Genel Kurulu’na gelmemesi nedeniyle nisap sağlanamamasını eleştirdi. Oturumda sadece 2 bakan olduğuna değinerek, Başbakan Ünal Üstel’e çağrı yapan Ayşegül Baybars “Bu konuda Sayın Başbakan'a da kendi kabinesindeki bakanlara uyarı yapmasını öneriyorum.” dedi.
Baybars, özellikle İçişleri Bakanı'nın Genel Kurul'a gelmemesi nedeniyle İçişleri'ni ilgilendiren konularda her hafta konuşmasını bir sonraki haftaya bıraktığını ancak Dursun Oğuz'un Meclis'e gelmemeye devam ettiğini belirterek, İçişleri Bakanı Dursun Oğuz’u eleştirdi.
Ayşegül Baybars, hükümetin gece vakitlerinde yasa gücünde kararnameler geçirdiğine dikkat çekerek “Bütün Anayasa'ya aykırı işler de gece yapılıyor ya da ivedidir diye herhalde” dedi ve hükümetin en son 30 Ocak gecesi yasa gücünde kararname olarak Şartlı Tahliye Tüzüğü’nü geçirdiğini söyledi.
UBP-DP-YDP Hükümeti Şartlı Tahliye Tüzüğü’nde 2022’den bu yana 4 kez değişiklik yaptı
Baybars, hükümetin kurulduğu 2022 yılından bu yana, 'yargıya da müdahale edecek şekilde' 4'üncü kez Şartlı Tahliye Tüzüğü’nde değişiklik yaptığını dile getirdi.
Bu değişiklikler şu tarihlerde gerçekleşti:
30 Ağustos 2022: Şartlı Tahliye Tüzüğü değiştirilerek, mahkumların cezalarının üçte birini çekmeleri durumunda tahliyeye başvurabilecekleri açıklandı.
2 Kasım 2023: Aynı düzenleme tekrar edilerek, mahkumlara bir kez daha üçte birini çekme şartıyla tahliye hakkı tanındı.
15 Ağustos 2024: Yine aynı tüzük değişikliği yapılarak, mahkumlara üçte birini çekme koşuluyla tahliye hakkı verildi.
30 Ocak 2025: En son değişiklikle, cezasının yarısını değil üçte birini çekenlerin şartlı tahliyeye başvurabileceği duyuruldu.
“Eğer adam öldürdüyseniz dediler, tecavüz ettiyseniz, beşte üçünü değil yarısını yatın; o da olur dediler”
Ayşegül Baybars, tecavüz, cinsel saldırı ve çocuk istismarı gibi cinsel içerikli suçlarda farklı düzenlemeler yapıldığını, adam öldürme ve cinsel suçlar için cezanın beşte üçünü çekme şartı aranırken, bu oranın da yarıya indirildiğini bildirdi.
Baybars şöyle konuştu: “İlki 30 Ağustos 2022'de yapılmış. 30 Ağustos 2022 tarihinde Şartlı Tahliye Tüzüğü’nü değiştirdiler ve dediler ki bundan böyle cezanın üçte birini çeksen yeter yarısını yatmana gerek yok. Şartlı tahliyeye başvurabilirsin. 90 günlüğüne bunu yayınlamışlar.
90 gün geçmiş araya bir ay girmiş. Sonra 2 Kasım, bir yıl girmiş. 2 Kasım 2023'te yine aynı şeyi yapmışlar. Bir 90 gün daha vermişler. Demişler ki üçte birini çekseniz de şartlı tahliyeye başvurabilirsiniz demişler.
Bu da yetmemiş, 15 Ağustos 2024'te de yani bundan yaklaşık beş ay önce tekrar bir Şartlı Tahliye Tüzüğü değişikliği yapmışlar. Yine 90 gün süre içerisinde Şartlı Tahliye Tüzüğü’ne başvurarak cezasının yarısını değil, üçte birini çekenlere başvuru hakkı tanımışlar.
En sonunda 30 Ocak 2025 tarihinde, yani geçtiğimiz iki gün önce tekrardan Şartlı Tahliye Tüzüğü’nü değiştirmişler. Ve yine cezasının yarısını çekenler değil, üçte birini çekenler Şartlı Tahliye’ye başvurabilecek. Ve aynı zamanda eğer adam öldürdüyseniz, cinsel içerikli suçlarda yani tecavüz gibi, cinsel saldırı gibi, çocuk istismarı gibi meselelerde cezanızın yarısını çekmeniz değil beşte üçünü çekmeniz gerekiyordu şartlı tahliyeye başvurabilmek için. Eğer adam öldürdüyseniz dediler, tecavüz ettiyseniz, beşte üçünü değil; yarısını yatın o da olur dediler.”
“Cezaevinin nüfusu 3 ay önce 1.000 iken Şartlı Tahliye Tüzüğü çıkarmadınız, nüfus 819’a inmişken tüzük çıkarttınız”
Yürütmenin yargıya müdahele etmemesi gerektiğini söyleyen Baybars, hükümetin şartlı tahliyeye başvuru koşullarının iyileştirilmesinin sebebinin cezaevi nüfusunun kalabalıklığı olduğunu söylediğini ancak şu andaki cezaevi nüfusunun 819 olduğunu ve iki cezaevinin de kullanıldığını belirtti. Hükümetin cezaevi nüfusunun 3 ay önce 1.000 olduğu sırada Şartlı Tahliye Tüzüğü çıkarmadığına dikkati çekti ve cezaevi nüfusu 1.000 olduğunda da şartlı tahliyenin çıkarılmaması gerektiğini belirtti. Gerekçenin samimiyetsizliğine vurgu yaptı.
Hükümet “Cezaevinde bizden birileri varsa hemen bir Şartlı Tahliye Tüzüğü çıkaralım, yarısını yattı mı bakalım, yarısını yattıysa başvuru hakkı verelim” diyor
Ayşegül Baybars, “Bu ülkede vatandaşlığı, bu ülkede arazi dağıtmayı, bu ülkede ihale vermeyi, bu ülkede birilerine bir şeyleri peşkeş çekmeyi kişisel menfaatler üzerinden yapan bir yapı var. Bunu geçiyorlar. Artık cezaevindeki mahkumların da oy devşirme aracına dönüştüğünü görüyoruz sürekli bir şekilde. Ne yapılıyor? Tamam diyorlar cezaevinde bizden birileri var. Cezaevinde bizden birileri varsa hemen bir Şartlı Tahliye Tüzüğü çıkaralım, yarısını yattı mı bakalım, yarısını yattıysa başvuru hakkı verelim.
Bu, bu ülkede hem adaleti hem yargının vermiş olduğu cezaları hem de kamu düzenini ciddi şekilde tehdit eder ve üstelik cezaevinde zor koşullarda görev yapan gardiyanların da aslında iş yapmasına engel olan bir durumdur. Çünkü siz 90 günlüğüne bir şey çıkarıyorsunuz. Madem ki 2,5 yılda 4 tane çıkaracaksınız, bunu o zaman daimi yapın! En azından mahkumlar arasında bir adaletsizlik yaratmış olmazsınız. Şimdi bir ay önce yarısını yatan başvuramıyor iken bir ay sonraki başvurabiliyor. Siz cezaevindeki insanların, koğuş sistemindeki insanların aslında barış içerisinde yaşamasını ve cezaevindeki nüfusun da sürekli olarak bir başkaldırı içerisine girmesine sebebiyet veriyorsunuz” ifadelerini kullandı.
“Şartlı tahliye bu ülkedeki cezaevlerini boşaltmak için uygulanan bir müessese değil ki!”
Baybars, “Şartlı tahliye bu ülkedeki cezaevlerini boşaltmak için uygulanan bir müessese değil ki! Ne zamandan beri bu şekilde uygulanmaya başlıyor? Tam da konu başlığımda olduğu gibi eğer siz bu ülkede suçu önleme konusunda ciddiyseniz, bu ülkede asayişi, kamu düzenini sağlama konusunda ciddiyseniz, o zaman sınır güvenliğini sağlamanız gerekiyor. O zaman bu ülkeye giren çıkan insanları kontrol altına almanız gerekiyor” dedi.
Yorumunuz