Hükümet Kıbrıs’ın foreks dolandırıcıları karşısında sustu. Şimdi de Bitcoin aracılarına kapıyı sonuna kadar açık bırakıyor. Üzerine bir de ‘yasal’ online casinolar açmayı planlıyor.
Türkiye’de ve Kıbrıs’ta foreksle saadet zinciri kuranların, dolandırıcılıkla 2 günde zengin olmayı umanların takkesi düştü ama yasası yoktur ki ne yapsın bizim Mali Polis?
Millet de iktidarların kısacık ömürlerinde yasa yapmaya vakitleri kalmadığını sanıyor. Ülkemizin 2 senelik iktidarları isterlerse ne yasalar yaparlar. Hiç zor değil ki Türkiye’den noktası virgülüyle al yasayı uyarla Kıbrıs’a… İhale sözleşmelerinin kopyalandığı gibi. İşlerine gelmeyince yasa yapmak, artık ne kazanıyorlarsa bilmediğimiz, ‘yasası yok’kilerin arkasına gömülüyorlar. Kıvrak Çarliston dansı figürlerinde, dansın çıktığı kıtanın sakinlerini, Afrikalıları geçebilir bizimkiler.
Türkiye’de kripto para borsalarının aracılar olarak kripto varlıkları satması yasaklanınca milyarlarca dolarla kaçan borsacılar bazı siyasilerimizin iştahını kabartmış olabilir. Oldukça kesat bu aralar işleri. Siftah yapamıyorlar, pandemik kriz sadece sizi bizi vurmadı. Politikacılarımız alışık olmadıkları bir ekonomik sıkıntı içindeler. Hiç böyle planlamamışlardı ki parlak kariyerlerinin bu tarihlerdeki getirisini…
Türkiye’de kripto varlıkları aracılar alıp satamayacaksa KKTC ne güne duruyor? Yasa dışı iş yapanlarla her zaman gizli ittifak kurmaya hazır ve nazır olanlar, benzeri durumlar burada da yaşanacak olsa bile, kim mağdur olmuş, ne kadar dolandırılmışlar umurlarında mı olacak? Döviz bürolarından marketlere, emlakçılara kadar birçok işletmede 'Bitcoin Accepted' ('Bitcoin kabul edilir') ibareleriyle kripto para alınıp bozduruluyor. Soracak olursanız 'yasası yok ki' cevabı alıyorsunuz.
Esrarengizlik diz boyu: Al bir Avrupa ülkesinden izni, yapıştır EU damgasını yap kripto işini, ne de olsa KKTC tanınmıyor! Malta bitti, Estonya rüzgarı esiyor şimdilerde. ‘Esrarengiz’ de ne tehlikeli kelime… ‘Esrar’! Kimsenin aklına getirmemek lazım: Güya keyif verici ‘Cannabis’i de yasallaştırabilir ve yeni izin parası membasını musluğa bağlayabilirler. Açma kapama parası toplamak zaten çarkları döndüren. Açmak izinle; önce açma izni verecekler, sonra her gün tehditle kapatılma korkusu yaşatılacak ki siz her dediklerini yapasınız, musluğun başını böyle tutuyorlar.
Neden kripto varlıkların aracılar üzerinden alımını satımını ve kripto para ile ürün/hizmet alımını yasaklayamıyor hükümet? İktidarımız ve Cumhurbaşkanımız duymadılar mı son günlerde olanları ‘anavatan’ Türkiye’de? ‘Anavatan’ımızda dolandırıcı kripto borsacıları fink atıyorsa ‘yavru vatan’ımız nasıl sessiz kalır bu duruma? Çok akıllı geçinen fırsatçılarımız bu sefer de Türkiye kripto para borsasını mı KKTC’ye çekmek istiyorlar acaba?
Türkiye’de ne yasaksa bizde serbest, orada kripto ile ilgili yasaklar varsa bizde illa ki serbest olmalı değil mi? Devletimiz ‘anavatan’ın yasakladıklarını ‘yavru vatan’da serbest bırakmaya and içmiştir diyebilir miyiz? Diyemeyiz. Asla! Hele milletvekilliği andını “KKTC’deki tüm çürüklerin her tür yasa dışı işleri yapmasına yardımcı olacağıma, çürükler arasında dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı yapmaksızın parası olanı gizlice destekleyeceğime, ‘milli’ çıkarlar için gerektiğinde alenen yanlarında durup poz vereceğime and içerim” şeklinde kesinlikle değiştiremeyiz. Ne münasebet!
Ülkenin başına çorap ören, dosyalarının Savcılık’ta kaybedildiği ileri sürülen tefeciyi böyle trilyoner etmediler mi? Yol kesen, insanları tehdit eden eski mafyöz yeni ‘iş insanları’nı partilerinin tepesine öyle çıkartmadılar mı? Ahalimiz bu çirkef politikacılardan kurtulmak ve hukuksuz uygulamaların son bulması için çözüm istiyor yoksa Rum siyasilerin çoğunun da aynı zihniyette olduğunun farkındadır. Kıbrıs’ın iki yakasında da ciddi bir siyasetçi kirliliği var ve iki toplum da politikacılarının siyasete atılma gerekçelerinde hemfikirdir diyebiliriz. İnsanlar hukuksuzluğun, yolsuzluğun ve kötü yönetimin azaltılması için Avrupa’nın bir parçası olmak istiyor.
Hukuk karar veriyor, savcılıkta dosyalar kayboluyor. Bankalar denetlenmiyor, sevgili Meriç Erülkü KKTC Merkez Bankası’na iki dava açıyor. Olaylar ya yargıya intikal ettirilmiyor ya da yargı karar veriyor fakat sonrası diğer kurumlar tarafından yerine getirilmiyor. İnadına sonuna kadar, yıllar geçse de mücadele edeceğiz. Başka türlü adalet sağlanmıyor bu ülkede.
Ama diğerleri nedense KKTC illa illegal işlerin beşiği olsun derdinde... ‘KKTC kara para ülkesi olsun da bizi tanımazlarsa tüm dünyaya kök söktürürüz’ gibi strateji parçalayanlarımız da mevcuttur. Bu mantalitedeki bazı politikacılarımız bu aralar harıl harıl önlerine gelenden izin parası alabilecekleri, online casinoların kurulması için mesai yapıyor. Yeni izin verilecek mecralar yaratılmalı ki işlerinden yasa dışı kâr edebilsinler. Apartman dairelerinde, 3-5 çalışanla kurulacak bu online casinolar için devlet izin parası olarak 500 bin euro nakit istemeyi planlanıyor. 500 bin euro da banka teminatı gösterenin online casino açması hesaplanıyor. Daha önce yazdık, ses çıkmadı. Bu demektir ki çok ciddiler. Ülkeye kara para aklayacak yeni mafyalar mı girecek? Vurup kaçacak sahtekârlar, 3 ayda paraları topladıkları gibi terk edecekler yeni memleketlerini. Kim tanıyor ki yıllardır tanıtamadığınız KKTC’yi, nasıl geri isteyeceksiniz ki kaçanı?
Üstelik ne zaman sıkışsanız kapalı olsalar dahi peşin vergi talep ettiğiniz casino otelleri ne diyecek bu işe? Yıllarca yasal olarak casino işletenlerin karşısına, yaptıkları yatırıma, çalıştırdıkları personel sayısına ve ödedikleri vergiye bakmaksızın oldukça düşük yatırım yapacak, kara para bağlantılı olmaları çok yüksek online casinoları mı çıkaracaksınız? Birilerine özel yasa mı yapmak amacınız? Düşük bütçe ile online casino açmak isteyenler mi var henüz açıklamadığınız? Kim bu insanlar? Aralarında adı sanı duyulmamış, mafya paravanı olarak kurulmuş şirketler veya aracıları simalar var mı?
Gece kulüpçüleri, tefeciler, uyuşturucu kaçakçıları derken yeni hedef kripto para borsaları ve online casinolar. Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum siyasilerin çoğunun neden çözüm istemediğinin şifresi burada kriptolanır: Çözüme karşılar çünkü menfaatlerine dokunuyor. Asabiyet yaratıyor çözüm kelimesi bile zihinlerinde. Psikosomatik kaşıntı yaratıyor bünyelerinde. İki toplum da artık bu gerçeği görüyor. BM’ye de önerim çözüm görüşmeleri için diplomat göndereceklerine narkoanalizde uzmanlaşmış doktor ve toksikologları temsilci atamalarıdır. Birilerinin uyutulup gerçeklerin ortaya çıkartılması ve zihinlerindeki toksinlerin temizlenmesi gerekiyor. Diplomatlar nasıl başa çıksın bu kadar zehrin içine batmış ruhla?
Yorumunuz