Yazılar

Euro'ya geçmek

Döviz kurları yükselmeye görsün Euro’ya geçelim tartışmaları alıp başını gider… Çözüm müzakerelerinde Euro’ya geçişle ilgili görüşmeler yapıldı ancak çözüm olmadan Euro’ya geçemeyeceğimizi biliyoruz. Sadece çözüm sonrasında Euro’ya geçiş için hazırlık yapabileceğiz.
   AB Müktesebatı’nın askıda olduğu, Avrupa Merkez Bankası’nın tanımadığı KKTC’nin Euro’ya geçmesi çözüm olmaksızın boş bir hayal... Varsayalım ki Türkiye’den KKTC’ye yapılan yardımlar Euro cinsinden gönderilmeye başlandı, çözüm olmadan yine Euro’ya geçemeyiz. Yeterli döviz girdisi olmayan bir ülkede Euro da basamayacağınıza göre Euro ile ülke ekonomisini çeviremeyiz. Tanınır IBAN numaramız yokken, SWIFT üyeliğimiz bulunmazken, AB ile gümrük birliği anlaşması imzalanmamışken ‘Euro’ya geçelim’ demekle Euro’ya geçilmiyor.
   Ne var ki Kıbrıs sorunu da bir türlü çözülemiyor. Neredeyse yasal her sektörün batma riski yaşadığı bir ülke ekonomisinin çözümsüz nereye kadar dayanacağı artık tartışma konusudur. Şov yapmakla ömrü geçen siyasiler arasında zamanında, kesintisiz memur maaşı ödemelerinin ülke yönetmek olarak algılandığı düşünülünce, gitgide daha da kirlenen bir toprak parçası üzerinde nefes almaya çalışmaktır yaptığımız...
   Sistemsizlik ve çürümüşlük insanları her geçen gün daha da yozlaştırıyor, sosyal iletişimde sevgisizlik ve saygısızlık artıyor. Vardığımız noktada tüm yurttaşların kendi hayatlarını ve geleceklerini sorgulaması kaçınılmazdır. Kurumlarımız tek tek çöküyor. Polis’e yönelik eleştirilerin yanı sıra yargının da halihazırdaki iyi yargıçların ardından gücünü daha fazla koruyamayacağı ileri sürülüyor. Bunca güvensizlik içinde nasıl ülkede her şey iyiye gidiyormuşçasına yaşamaya devam edeceğiz peki? Temel sorunumuzun çözümü Kıbrıs müzakerelerinde kilitleniyor her zamanki gibi...
   Rum siyasiler çözüm istemiyor diye diye çözümsüzlüğün bizi sürüklediği yer kapkara bir Kuzey Kıbrıs... Çözüm yapmak üzere seçilen siyasiler her masadan kalkışlarında bu ülke biraz daha toprağın altına gömülüyor. Çözüme Rum tarafının nasıl zorlanacağı ve çözüm dinamiklerinin nasıl hızlandırılacağı siyasilerin yanıtlaması gereken bir sorundur ve yetkililerin çözmesi gereken bir düğümdür. Nasıl irade koyacaklarsa, hangi kanalları açacaklarsa, yapılması gereken her şeyi yapmak üzere adım atmak, en başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere çözümü savunan siyasilerin birincil görevidir.
   Mevcut yapının çözümü daha fazla bekleyemeyeceği, kimsenin ömrünü tüketmek için harcayacağı yeni bir 10 yılın daha kalmadığını görmek için siyasetçilerin etrafına bakması bile yeterli. Daha mutsuz, çok daha fazla deliren, sorunları ile başa çıkamayan bir toplumu ve yetişmekte olan gençlerini çözümsüzlüğe terk etmek seçilmişlerin bu ülkeye yaptıkları en büyük kötülüktür.
   Kimse bilinçli olarak ülkesinin daha vahim bir evreye savrulmasını istemez. Fakat attığınız adımlarla çözüm sağlanmamışsa yeni ve başka stratejilerle çözüm müzakerelerine başlamak siyasilerin sorumluluğu altındadır. Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ve ekibinin sonuç odaklı, en kısa sürede çözüm için samimiyetle çalıştığından şüphe duymasak da hızlı bir çözüm için her türlü siyasi hamlenin yapılması artık yaşamsal.
   Kimse lanetli doğal gaz ve petrol savaşlarında güneyi ve kuzeyi ile tüketilen bir ülke haline gelmek istemiyor. Hiç kimse geleceği olmayan bir ülkeye hapsolmayı da kabul etmiyor. Kıbrıs’ın hidrokarbon yataklarını çözüm için bir fırsata dönüştürmek, irade ortaya koyarak tüm şartları değerlendirmek ve zorlamak için zaman daralıyor.
   Çözüm için yıllardır mücadele eden samimi bir siyasetçi ve toplum lideri olarak Mustafa Akıncı’nın ve ekibinin müzakerelerin bir an önce başlaması ve hızla sonuçlandırılması için neyi beklediğini öğrenmek tüm yurttaşların en doğal hakkıdır. Esnemeyen ve ödün vermeye yanaşmayan karşı tarafa nasıl geri adım attırılacağı ise sokaktaki vatandaşın değil, liderlerin işidir. Nihayetinde liderliklerin yetenekleri arzulanan sonuca ulaşıp ulaşmadıkları ile sınanır.
   Euro tartışmaları ile vakit kaybetmek yerine Crans-Montana yılgınlığını aşmak için ne yapıyoruz veya neden hiçbir şey yapmıyoruz konusunu tartışabilseydik keşke…
 

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın