Resmi bir imzanın değeri, geleceğe bırakacağı toplumsal mirasın kıymeti ile ölçülmüyor artık siyasette. İmza atmak, şahsi hesaplarındaki mevduatın karşılığına da denk gelebiliyor. Sadece bir izin için dolma kalemle atılmış, cafcaflı imzalar da değil üstelik. Usulsüzlükleri görmezden gelmenin mürekkepsiz imzaları da pek revaçta. Atsam mı atmasam mı? Kaç milyon TL’ye atsam? O imzayı atmanın bir bedeli var güya, ‘siyasi risk’ dedikleri… Eskiden siyasi riskten, toplumsal dönüşümleri başlatmak adına seçmen oyunun düşme ihtimali anlaşılırdı. Şimdilerde siyasi riskle kastedilen, ortaya çıkarsa ve siyaseti bırakmak zorunda kalırsa biri, hayal ama olur ha içeriye atılırsa, ne kadara hayatını sürdürürün maliyet analizinden ibaret. Gerçekte ciğeri beş para etmezlerin karaborsada milyonlara satılan ‘saygınlık’larını yitirme riskleri varsayılan. Herhalde masa kurulunca mevzu bu mealde bir pazarlık etrafında dönüveriyor. Yoksa nasıl kara milyonlar aracıların payları da eklenerek kutu kutu taşınır? Bankaya falan yatırma, izin sürülmesin de gerisi kolay! Fakat izi sürülünce de bir şeycik olmuyormuş meğer. Şimdilerde gizliye saklaya bunu hazmetmemiz gerektiği mi salık veriliyor nedir?
Açıktan görünse de birilerinin nasıl kirli pazarlıklardan başını kaldıramadığı, kimsenin umurunda değil havası yaratılmaya çalışılıyor. Soralım ahalimize: Seçtiğin milletvekilini senin üzerinden para kazansın diye mi Meclis’e gönderdin? Yetmedi; bir de daha üst mertebelere taşıdın? Sen memur olsan ayda 6 bini bir arada göremiyorsun; taksitlerine gidiyor. İşçi olsan kredi kartının asgari ücretlerini ödeyerek yaşamak zorundasın. Hiç mi dokunmuyor adalet duyguna, birilerinin senin üzerinden yasaları yok sayarak götürmediğinin kalmaması? Ay sonunu nasıl getireceğini bilmezken başkaları hak etmedikleri milyonları banka hesaplarına yatırtıveriyor, aracıları ile işi bitiriyor ve hiçbir şey olmamış gibi zor be zor hayatına devam ediyorsun.
Bazı adayların genel seçim öncesindeki tepkileri yüksekten ‘özel hayata karışılamaz icabında’ modundaydı. Sonra mırın kırın, ‘farkındayız ama milletvekilli adaylarına ve sıralamalarına zatıalileri karar veriyor’ fısıltıları başladı. Seçim bitti; ‘halledeceğiz ilk fırsatta’ söylentileri dolanır oldu. Doğrudan yazayım istersen: Farkın yok; pek yüce bulduğun mevkiyi sen kapsan, fiyatını belki de ikiye katlarsın.
Aynı masaya gelmedi diye birilerini protesto ediveren eski muhalifler vardı ya, iktidardalar. Seçim öncesi estirip yağdıranlar kem küm edip durmaktalar. Bu da mı kapansın? Bu da mı gol olmaz 4’lü koalisyonun görünürde hukuku üstün tutar tutumuna?
Madem siyasi ahlaksızlık göreceli bir kavrama dönüştü; sana göresi bana göresi var bunun, bir zahmet ticari ahlakı nasıl koruyacaksınız açıklayın. Seçilmiş birileri haksız kazanç elde ediyorsa ve başlarına hiçbir şey gelmiyorsa, biz niye devletin yap dediğini yapacağız? Farz edelim ki kurallara uyan bir iş insanısınız ve doğal olarak ekonomik riskleriniz var, niçin risklerinize rağmen devlete vergi ödeyesiniz? Kimse sizin bir imzanızla, ipoteksiz, kefilsiz, blokesiz yaşam boyu tüm risklerinizi satın alıyor mu?
Haksız kazancın hesabını soramıyorsanız ve yolsuzluğu üstünü örterek meşrulaştırıyorsanız, devlet olarak vergi borcunu ödemeyene ‘öde’ diyemezsiniz. Sigorta borcu olana, ‘kapat o borcunu’ emri veremezsiniz. Devletin başındakiler ne yaptı onun hesabını vermeden, vatandaştan ister çalışan ister iş insanı olsun hiçbir şey talep edemezsiniz. Kendi içinizdeki çürükleri aranızdan atamazken bizlerden yasalara uyan yurttaşlar olmamızı bekleyemezsiniz. Sandık boykotu bile paklamaz sizi, sivil itaatsizlikle karşılaşacaksınız günün sonunda.
Güney Kıbrıs çözüm istemezmiş. Bizim cemaat böyle oldukça çözüm isteyen Rum mu kalır? Manzaraya Güney’den bir bak bakalım, rüşvete karışanın başına neler geliyor; o beğenmediğin Rum tarafında… Belli ki sen komşuna, Avrupa’ya filan değil, ‘orijinal’i ile sonradan geleni ile biricik yakın akrabana bakmaktasın. Yok da Lüzinyan, Venedik falan karışmış DNA’na.
Yazılar
05 Temmuz, 2018 - 09:00
Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
Yorumunuz