Özel Haber

Maliye Bakanlığı yönetimine verilen denize sıfır Kıbrıs Rum arazileri kimlere devredilecek?

Otopilota bağlanmış bir ahlaki intihar sürecinde miyiz?

Can Sarvan/Mikro Detaylar-Makro Tartışmalar Özel Haber

Bakanlar Kurulu, KKTC İçişleri Bakanlığı’nın önerisi ile 3 Eylül 2024 ve 5 Eylül 2024 tarihli iki karar aldı. Girne-Edremit’te bir araziyi ve İskele, Boğaz’da 2 parseli KKTC Maliye Bakanlığı’nın kontrol ve yönetimine verdi. Kararlar, Resmi Gazete’nin 5 Eylül 2024 tarihli nüshasında; detayları 7 Eylül'de Mikro-Makro'da yayımlandı.

Bu parsellerin yerini araştırdığımda Maliye Bakanlığı’na ‘kamu yararı’na ayrılarak verilen İskele, Boğaz’da, Ada:108'de yer alan 4 ve 5 (Pafta/Harita XV/29 parsel 21/4/1 ve 21/4/2) parsel numaralı Bina+Avlu olarak geçen yerin denize sıfır bir alanda olduğunu ve iki geniş araziden oluştuğu ortaya çıktı.

Maliye Bakanlığı yönetimine verilen İskele, Boğaz’da, Ada:108'de yer alan 4 ve 5 numaralı parseller.

Maliye Bakanlığı İskele’de denize sıfır iki arazi ile ne yapacaktı? 

Maliye Bakanlığı’nın kontrol ve yönetimine verilen Girne-Edremit’teki Pafta/Harita: XII.18.W2'de yer alan 212/2 parsel numaralı bir arazi daha vardı. Ancak Bakanlar Kurulu tarafından yine ‘sehven’ bir hata yapılmadıysa planlarda böyle bir parsel yoktu. Muhtarı aradım en son, bilmiyordu. Boşta arazi mi varmış o da bana sordu. Bir yerde bir hata var ama nerede? Gizlenmeye çalışılan bir şey mi var gene? 

Maliye Bakanlığı yönetimine verilen Girne-Edremit'te XII.18.W2'de yer aldığı belirtilen, 212/2 numaralı parsel planda görülmüyor.

Sayın Maliye Bakanı Özdemir Berova’yı aradım, değerli sekreterine konuyu anlatarak not bıraktım. Bu yazı yazılana kadar geri arayan olmadı. Söylenecek söz, verilebilecek bir cevap olmadığı için mi?

Taşınmaz Mal Komisyonu’nun milyonlarca sterlin ödeyeceği tazminat yok mu daha? Kıbrıslı Rumlar tarafından ‘terk edilmiş’ mülkler özel ve tüzel kişilerin kullanımına verilmeye devam mı edilecek? Bahse konu kararlarda geçen ve atıfta bulunulan yasalara göre, ‘EVET’. Taşınmaz Mal Komisyonu borçlarına ve AİHM kararlarına rağmen ödenmemiş faizli borçlara bile bile yeni borçlar mı eklenecek? 

Güney Kıbrıs Hükümeti Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 2007-2012 yılları arasında çeşitli tarihlerde, zararlarının tazminini talep eden 1974 öncesi Kıbrıslı Rum mülk sahipleri lehine verdiği sadece Xenides-Arestis dava grubuna olan tazminat borcunun 2022 Ağustos ayına kadar 57 milyon euroyu aştığını iddia ediyor. Duymadınız mı?

Kıbrıs Rum mülklerinin sahiplerinden izin alınmadan, sahipleri tazmin edilmeden kullanılması ve ‘gasp edilmesi’ nedeniyle Rum tarafında ya da dünyanın bir başka yerinde yakalanan avukatına, girişimcisine, emlakçısına bir dava bitiyor, diğeri açılıyor. KKTC’de inşaat sektöründe maalesef batması beklenen şirket sayısı listesi uzadıkça uzuyor. UBP’li siyasilerin bu olumsuz gidişat hiç mi umurlarında değil ki eski düzeni sürdürmekten bir milim caymıyorlar? Her bakana üzerinde ‘görüşmeler’ yapabileceği Kıbrıs Rum mülkleri mi dağıtılıyor?

Bir Bakanlar Kurulu, devlet eliyle, KKTC’nin ve Türkiye’nin Kıbrıslı Rum mülk sahiplerine olan borcunu artırmak pahasına nasıl bu kadar umursamaz olabilir? Otopilota bağlanmış bir ahlaki intihar mı bu? Durdurulamaz, geri dönüşü olmayan bir felakete, tam da Kıbrıs Rum siyasilerin istediği şekilde Taşınmaz Mal Komisyonu’nun işlevsiz hale getirilmesine mi çalışılıyor? 

Faizi ile ödenmemiş tazminat borçları şişerken bir yandan potansiyel yeni borçlar üretiyorsunuz. O halde Taşınmaz Mal Komisyonu’na tazminat kaynağı ayrılması için vatandaştan ve yabancıdan niye kesinti yapıyorsunuz? Göstermelik mi?

Gitgide ülkemize daha az uğrayan turistlere, KKTC’den mülk almayı bir değil artık 5 kere düşünenlere ne vadediyoruz? Çokça hırsızlık, bolca beton ve denize dökülen kanalizasyon, yeterinden fazla çöp ve hastanelere düşüren koli basilinden başka?

Alman simyacı Hennig Brand’a benziyor bizimkiler: Sabit fikirli simyacı takmış kafasına, insan idrarının rengi altına benziyor diye sidikten altın üretebileceğine inanmış bir kere… İdrarları toplayıp bir yığın işlemden geçirdikten sonra altın falan elde edememiş tabii ki ama damıttığı ve buharlaştırdığı idrardan geriye kalan, parlayan bir şeye dönüşmüş. Sonra ürettiği ve ne olduğunu bilmediği maddenin havayla temas ettiğinde yandığını fark etmiş. Sene 1675 o zamanlar... Altın üretmek isteyen simyacı Yunanca ‘ışık saçan’ anlamına gelen ve Latinceye geçen fosfor elementini böyle bulmuş. Ne var ki fosforu üretmek altından daha pahalıya mal olmuş!

Simyacı güya ‘felsefe taşı’nı arıyormuş. İnternetten okuduğunuz her şeye inanmayın. Düpedüz altın arıyordu. Bizim sihirbazlar da batak KKTC ekonomisini sözüm ona şaha kaldırmak için girişimcilere verecek yeni Kıbrıs Rum mülkü arıyor…

Kıssadan hisse ahalimizin çok zeki simaları elâlemin terk etmek zorunda kaldığı malına konmak için her türlü ahlaksızlığı yaptı. Altın çıkaracaklardı! Kendi elleri gibi tüm ülkeyi yakacak fosfor çıkardılar. Astarı yüzünden pahalıya geldi! Haksız ve uluslararasında hukuksuz zenginleşmeyle edinilen servet, sonunda beynelmilel hukuki yollarla dünyanın hangi köşesine gitseniz elinizden alınacak. Gözü dönünce, saplantılı bir şekilde altın derdinde olunca pek çoğu, anlatsan ne fayda!

Bu haberle ilgili herhangi başka bir bilgi ve/veya belgeye sahipseniz Mikro-Makro’ya iletisim@mikro-makro.net’den veya +90 533 852 60 63’den ulaşabilirsiniz.
:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın