Yazılar

Suç korkusu

Geçtiğimiz günlerde KKTC Polis Genel Müdürlüğü’ne bağlı, Baş Müfettiş Kerem Kadiroğulları başkanlığındaki PGM Araştırma ve Geliştirme Bölümü’nün hazırladığı, son derece ufuk açıcı bir sunuma katıldım.

Kerem Kadiroğulları’nın yanı sıra PGM Araştırma ve Geliştirme’den İlhan Kuş, Erkan Ersözlü ve İsmet Pekri’nin katılımıyla gerçekleşen ‘Risk ve Tehditlerin Önlenmesinde Proaktif Polislik’ başlıklı sunumda ‘Kırık Camlar Teorisi’nden bahsedildi. Pek çok kez deneyimlenmiş teori şöyle tanımlanıyordu: Metruk bir binanın birkaç kırık penceresi varsa ve kırık camlar tamir edilmezse, kalan sağlam camları kırmaya eğilimli insanlar yapıya zarar verecek ve çekinmeden sağlam camları da kıracaktır. Benzeri bir durum çöp atma eğilimi için de geçerlidir. Bir ortama çöp atılıyorsa ve çöpler birikiyorsa başkaları da aynı alana rahatlıkla çöplerini bırakacaktır.

Etrafımıza baktığımızda ‘Kırık Camlar Teorisi’nin doğruluğunu ispat edecek birçok örnekle karşılaşabiliriz. Herhangi bir sokakta budanmış dalların ve biçilmiş otların ev sahipleri tarafından sahipsiz, terk edilmiş görülen bir alana atılması boşuna değil. Ses çıkaran yoksa orası vakit kaybetmeden çöp atım alanına dönüşecektir.

Sunumda ilgi çeken bir başka detay, suçun işlenmediği durumlarda bile suçun yarattığı korkunun insanları etkilemesiydi. Türkiye’de yapılan bir araştırmayı aktaran Kadiroğulları, Türkiye’nin bir kentinde araştırmanın yapıldığı zaman diliminde ve öncesinde kapkaç suçu işleyene rastlanmamışken kentte kapkaççı korkusunun had safhada olduğunu ortaya koyuyordu. Bazı durumlarda ortada işlenen suç yokken suçun yarattığı korku insanları o kadar etkiliyordu ki kent insanı suçun her yerde işlenebileceğine inanıyordu.

Birçok şey öğrendiğimiz bu değerli sunumdan ayrıldıktan sonra ilk düşündüğüm, suç korkusu ile sokakları terk etmemek gerektiği idi. Suç oranı arttıkça suçun her an, her yerde işlenebileceği korkusu hızla yayılıyor ve insanları evlerinde bile rahatsız eder hale geliyordu. Halbuki suç korkusunun bir algıya dönüşmesini engellemek üzere yurttaş sokakları dilediği saatte kullanmalı ve suç korkusundan uzaklaşmalıydı.

Suçun önlenmesine ve kovuşturulmasına yönelik çalışan tüm devlet kurumlarının şikayet hatları var. İlgili şikayet hatlarını her zaman arayıp, gördüğümüz ve rahatsız olduğumuz ne varsa bildirebilmeliyiz. Yurttaş şikayet edip, güvenliği sağlamakla ilgili birimler üzerinde baskı oluşturmadığı sürece suç korkusu yayılmaya devam edecektir.

Kurumlara inançsızlığımız o kadar yaygınlaştık ki örneğin Polis Genel Müdürlüğü’nün çok başarılı ve özveriyle ortaya koyduğu çalışmaları görmezden gelebiliyoruz. Benzeri şekilde birçok devlet kurumunda gecesini gündüze katıp çalışan, birbirinden değerli yöneticiler var. Kurunun yanında yaş da yandığı için alkışlanması gereken çalışmaları yok sayıyor; yurttaşın sorunlarını çözmekle yükümlü olduğunun bilincinde, iyi niyetle çalışanları da aynı sepete koyuyoruz. Devlet kurumları içerisinde kendisini geliştiren, fedakârlıkla çalışan, üstün niteliklerde hizmet veren görevlilerle yoz sistemin çarkına takılmış bazılarını ayırmak da yurttaşın görevidir.

Yurttaş taleplerini dile getirdikçe, şikayetlerini kayıt altına aldırdıkça ve şikayetinin çözümü için ne yapıldığını denetledikçe bugün işlemez görünen pek çok kurumu kendi inisiyatifi ile çalıştırabilir.

Malum, her alanda yurttaşın bir baskı grubu gibi hareket etmesi gereken bir süreçten geçiyoruz. Umutsuzluğa kapılmak yerine korkuları aşmalı, sokakları geri kazanmalı ve ülkeye sahip çıkmalıyız. Kötü yönetimle mi karşılaştınız, şikayet dilekçenizi ilgili kuruma ve Ombudsman’a bildirmelisiniz. Sokakta, trafikte sizi rahatsız eden gayrı yasal ne gördüyseniz devletin ilgili birimine ulaşmaktan çekinmemelisiniz. Şikayet hattı sürekli meşgul mü, hattı açan mı yok; ilgili birimin önünden geçerken yazın dilekçenizi ve verin yetkililere.

Yurttaş inisiyatifi geliştikçe ve yurttaş kurumlar üzerinde kurumların daha iyi yönetilmesi için baskı oluşturdukça kurumlar daha iyi hizmet verecektir. Başka türlü kötü yönetim örneklerinin azalmasını sağlayamayacağımıza göre devletin daha iyi yönetilmesi elimizdedir.

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın