Alman fizikçi Albert Einstein'ın (1879-1955) teorileri şimdiye kadarki en büyük ölçekte test edildi ve bir kez daha haklı olduğu bulgulandı.
Milyonlarca galaksiye yönelik yeni analiz, Albert Einstein'ın yer çekimi hakkındaki fikirlerini destekliyor ancak araştırma karanlık enerjinin nasıl evrimleşmiş olabileceğine dair heyecan verici yeni ipuçları sunuyor.
Gökbilimciler evrenin giderek artan bir hızla birbirinden uzaklaştığını biliyorlar ve yıllardır evrenin hızlanan genişlemesinden sorumlu olduğu düşünülen gizemli bir kuvvet olarak karanlık enerji üzerine çalışıyorlar. Teoride evrenin genişlemesinde güçlü bir rol oynayan karanlık enerji, evrenin nasıl davrandığını tanımlayan ana matematiksel modele gayet güzel uyuyor ancak bilim insanları karanlık maddeyi göremiyorlar ve nereden geldiğini bilmiyorlar, bu yüzden bu enerjiye ‘karanlık enerji’ deniyor.
Karanlık enerji o kadar büyüktür ki evrenin yaklaşık %70'ini oluşturduğu düşünülüyor; yıldızlar, gezegenler ve insanlar gibi sıradan maddeler ise evrenin yalnızca %5'ini oluşturuyor.
Einstein'a göre karanlık enerji bir tür anti-yerçekimi kuvveti olan kozmolojik bir sabit içerir. Ancak bu yılın başlarında dünyanın dört bir yanından 900'den fazla bilim insanının katıldığı uluslararası bir araştırma grubu tarafından yayınlanan bulgular büyük bir sürprizi ortaya çıkarmıştı. Bilim insanları galaksilerin nasıl hareket ettiğini analiz ederken onları iten veya çeken kuvvetin sabit görünmediğini bulmuşlardı. Ve aynı araştırma grubu salı günü benzer bir sonuçla yeni ve daha geniş bir analiz seti yayınladı.
İş birliğinde yer alan Teksas Üniversitesi Dallas Kampüsü'nden kozmolog Mustapha Ishak-Boushaki, "Benim yaşam sürem içinde böyle bir sonucun ortaya çıkacağını hiç düşünmemiştim" dedi.
Ishak-Boushaki, "Genel görelilikle uyum görmemize rağmen kozmolojik sabitten bu sapmayı görmemiz, verilerin bize aslında ne söyleyebileceği konusunda Pandora'nın kutusunu açıyor" ifadelerini kullandı.
‘Karanlık Enerji Spektroskopik Aleti’ olarak adlandırılan aletle, evrenin 11 milyar yıllık geçmişinin üç boyutlu bir haritasını oluşturmak için Arizona, Tucson'da bulunan bir teleskop kullanılır ve galaksilerin zaman ve uzay boyunca nasıl kümelendiği görülür. Bu, bilim insanlarına evrenin nasıl evrimleştiği ve nereye doğru gittiği hakkında bilgi verir.
Karanlık enerjinin teorileştirildiği gibi sabit bir güç olması durumunda, araştırma ekibinin oluşturduğu haritanın bir anlamı olmazdı. Çalışmaya göre karanlık enerji zamanla değişiyor veya zayıflıyor gibi görünüyor. Eğer durum gerçekten böyleyse, bu astronomların standart kozmolojik modelini altüst edecek. Bu, karanlık enerjinin bilim insanlarının düşündüğünden çok farklı olduğu veya tamamen başka bir şeyin olup olmadığı anlamına gelebilir.
Karanlık enerji zayıflıyor olduğu doğruysa, bu da evrenin 'Büyük Çöküş'le son bulacağını gösterir. Bu bulgu aslında 25 yıl önce evrenin hızlandırılmış genişlemesinin keşfedilmesinden bu yana kozmolojide ilk büyük paradigma değişimine neden olma potansiyeline sahiptir. Hatta evrenimizin "Büyük Yırtılma" veya "Büyük Soğuma" ile değil, "Büyük Çöküş" ile son bulacağını gösterebilir.
Çalışmanın son bulgusu, daha eski bir teoriden olası bir açıklamaya işaret ediyor: Milyarlarca yıllık kozmik tarih boyunca evrenin genişlediği ve galaksilerin Einstein'ın genel görelilik kuramının öngördüğü gibi kümelendiği.
Yeni bulgular kesin değil. Gökbilimciler, bu kadar iyi bir şekilde bir araya gelmiş gibi görünen bir teoriyi çürütmek için daha fazla veriye ihtiyaç duyduklarını söylüyorlar. Önümüzdeki birkaç yıl içinde diğer teleskoplardan yapılacak gözlemlerin ve yeni verilerin analizlerinin, karanlık enerjiye ilişkin mevcut görüşün ayakta kalıp kalmayacağını belirleyeceğini umuyorlar.
Karanlık enerji sabitse, evren genişlemeye devam edecek, sonsuza dek daha soğuk ve daha boş hale gelecektir. Gücü artıyorsa, evren milyarlarca yıl içinde o kadar hızlı genişleyecek ki astronomların ‘Büyük Yırtılma’ dediği şeyde kendini yok edecektir. Ama son bulgulardaki gibi enerji zayıflıyorsa evren ‘Büyük Çöküş’ ile son bulacaktır. Bu da evrenin hızlandırılmış genişlemesinin duracağını ve sonunda tersine dönerek, kütle çekiminin etkisi altında bir araya gelerek çökebileceğine işaret ediyor.
Kaynaklar: New Scientist - AP - Space.com
Yorumunuz