Batı’dan üç farklı yayın organında son bir haftadır Kuzey Kıbrıs’a yönelik ağır eleştiriler yapıldı.
'Güney Kıbrıs'ın Türkiye'den daha iyi silahlara ve ABD ve Avrupa'dan hazır askeri desteğe sahip olması' gerektiği savunuldu
Washington merkezli, Amerikan Girişimcilik Enstitüsü'nün (American Enterprise Institute) Türkiye karşıtı yayınları ile tanınan yazarı Micheal Rubin, 21 Ekim'de enstitünün yayın organındaki köşesinde ve eş zamanlı olarak Kathimerini’de yayınlanan yazısında, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti"nin ‘Türkiye'nin kuklası’ olduğunu iddia etti.
Hakaretamiz ifadeler ve benzetmeler kullanan Rubin, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen mart ayında, ‘Tüm baskılara rağmen, şayet Türkiye'nin müdahalesi olmasaydı, bugün ne Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olurdu ne de Kıbrıs Türkleri kalırdı. Hatta belki de güneye yüklenmiş olsaydık, bugünün bir evladı olarak söylüyorum, artık güney-kuzey diye bir şey kalmaz, tamamen Kıbrıs bizim olurdu." ifadelerine atıf yaptı.
Micheal Rubin yazısının sonunda, ‘[Güney] Kıbrıs'ın her santimetrekaresini, kıyı şeridini ve karasularını savunmak için ülkenin artık Türkiye'den daha iyi silahlara ve ABD ve Avrupa'dan hazır askeri desteğe sahip yeni bir "insanlık ittifakına" ihtiyacı var.’ iddiasında bulundu.
"Kuzey Kıbrıs tuzağı’: Göçmen öğrenciler yalan vaatlerle kandırılıyor"
İngiliz Financial Times gazetesi 20 Ekim’de “'Kuzey Kıbrıs tuzağı’: Göçmen öğrenciler yalan vaatlerle kandırılıyor” başlıklı haberinde, KKTC’deki üniversitelerindeki yabancı öğrencilerin kandırıldığını ileri sürerek, Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nin sahte diplomaları ile ilgili açılan davalarda halen bir karar çıkmadığını belirtti.
"Kuzey Kıbrıs yasa dışı faaliyetler için bir cennet"
Rusya karşıtı yayınları ile tanınan Amerikan Jamestown Vakfı yayın organında 17 Ekim’de yayımlanan Aynur Kerimu’nun makalesinde, ‘Kuzey Kıbrıs'ın yasa dışı faaliyetler için bir cennet haline geldiği’ ileri sürüldü.
Kerimu Kıbrıs’ı kısa bir süre önce ziyaret ettiğini belirtti ve ‘özellikle Kuzey Kıbrıs'ta ikamet eden Rus ve İran vatandaşları, yaptırımlardan kaçınmak ve varlıkların hareketini gizlemek için giderek daha fazla kripto paraya yöneliyor. Bu eğilim, Rusya'nın Batı yaptırımlarını aşmak için kripto para birimi kullanma konusundaki daha geniş stratejisiyle örtüşüyor.’ diye yazdı.
Makalede, “Kıbrıs, bir AB üyesi olarak artan inceleme ve düzenlemelerle karşı karşıya kalırken, Kuzey Kıbrıs yalnızca Türkiye tarafından tanınmakta ve Avrupa Birliği'nin yargı yetkisi dışında kalmaktadır. Bu koşullar, Kuzey Kıbrıs'ı yasa dışı faaliyetler için bir cennet haline getirmiştir. Bu yasal gri bölge, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak isteyen giderek artan sayıda Rus ve İranlıyı cezbetmiştir. Putin'in Ukrayna'ya karşı savaşında seferber edilmekten kaçınmak için ülkeden kaçan Ruslara yapılan gayrimenkul satışlarının hızla artmasıyla da kanıtlandığı üzere, haberler Kuzey Kıbrıs'a taşınan Rusların sayısının arttığını göstermektedir. Kuzey Kıbrıs'taki bazı Rus örgütleri, Rusya ile tanınmayan bölge arasında doğrudan uçuşlar için baskı yapmaktadır; bu adım, bölgenin yaptırımlardan kaçınma merkezi olarak rolünü daha da sağlamlaştıracaktır.” denildi.
Adanın güneyi ile ‘Türk kontrolündeki kuzeyi arasındaki bölünmenin’, ‘kuzeyde yolsuzluk uygulamalarının gelişmesine olanak tanıdığı’ kaydedildi.
Yorumunuz