Düzenin değişmesi gerektiğini söyleyen ancak değişim için hiçbir adım atmayan siyasal partilerimizden gına geldi. Herhangi bir siyasal parti değişimde içtenlikle hareket edeceğini kanıtlamak isterse, yolu çok basit: İktidara gelmeden önce Bakanlar Kurulu kararları ile verilen her türlü iznin seri yasal değişikliklerle Bakanlar Kurulu yetkileri arasından çıkaracağını ve kurulacak güvenilir komisyonlara havale edeceğini beyan etsin ve vaadini gerçekleştirsin. Bakın o zaman ülkeye nasıl bahar geliyor… Kuzey Kıbrıs’ta Bakanlar Kurulu kararı ile verilen birçok izin siyasilerin ana gelir kaynağıdır. Ülkedeki siyasetçilerin ezici bir çoğunluğunun milletvekili veya bakanlık maaşları için siyaset yapmadığını bilmeyen mi var? Siyasetin kirden arınması için yapılması gereken atla deve değil, Bakanları ve Bakanlar Kurulu’nu bazı yetkilerden men eder ve izinleri tamamıyla profesyonel davranacak yetkili kurullara devredersiniz ve kurul üyelerinin olası kötü yönetim durumlarında caydırıcı cezalar almasını sağlarsınız. Dünyada işler böyle yapılıyor. Hayal kurmayalım pek tabii, bizim ülkede işler öyle yürümez. Halkımız bakanlardan sus payı nasıl istekte bulunacak o zaman? Bakanlar göz göre göre trilyoner olsun, karşılığında partizanlar ve çocukları ve torunları devlete yerleştirilsin. Ülkede mevcut oyunu bozmak isteyen bir siyasal parti yoktur, bulamazsınız. O nedenle siyasiler karşılarına gelen ve bir şeyler isteyen vatandaşlar hakkında ‘önce bizim toplum değişmeli’ martavalı okumasın. Sen değişmeyeceksin de yurttaş mı değişecek?
   ***
   Hükümet Şans Oyunları Değişiklik Yasası yapıyor ve yasanın ivediliğini Meclis’te onaylatıyor. Çok acil bir değişiklik talebi bu… Mübarek sanki yarın hükümet dağılacak da kısıtlı vakitte yasa değişsin hesabında birileri… Dışarıdan öyle görünüyor. Değişiklik yapılacak maddeler arasında en dikkat çekici olanı ‘Ülke sınırları içerisinde en fazla 5 (beş) tesise ön izin verilebilir’ maddesinin kaldırılması… Demek ki izin bekleyenler ancak alamayanlar var. Özellikle 3 şirketin casino açabilmesi için ilgili yasal değişikliğin yapılması istendiği belirtiliyor.
   Gelin görün ki casino sektöründeki küçük oyuncuların tek tek batmaya başladığı bir ortamda, yeni verilecek ön izinlerle casino sektörünün rekabet edemez hale geleceği öngörülüyor.
   KKTC kumarhanelerini dolduran oyuncuların % 65’i Türkiye vatandaşları. %30’u ise Lübnan, İsrail, Irak gibi Orta Doğu ülkelerinden gelenlerle Kıbrıslı Rumlar oluşturuyor. % 30’luk payın içinde Kıbrıslı Rumların oranı % 10. Kalan % 5 ise Ada’ya gelen turistlerle gayri yasal olarak kumar oynayan Kıbrıslı Türkler… Batmaz görünen casinolar nasıl batar bir bakalım: Türkiye’den gelen oyuncularda % 50 oranında bir düşüş yaşanıyor. Nedeni, Türkiye’deki ekonomik durgunluk… Bu düşüş önümüzdeki birkaç sene içerisinde daha da artacak. % 30’luk pay içinde bulunan Kıbrıslı Rumların sayısında da Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin aldığı önlemlerle azalma kaydedilmesi bekleniyor. Keza Orta Doğu’dan gelen oyuncularda da Kıbrıslı Rum casinolarla rekabet ediliyor. Güney’de sınıra yakın açılacak yeni casinolarla hem KKTC’ye gelen turist hem de oyuncu Kıbrıslı Türkler hedefleniyor. Güney, Türkiye’li oyuncuları çekmek için Yunanistan ve Güney Kıbrıs üzerinden oyuncu kabul ederse veya Kuzey’e gelen kumarcıya 2 günlük vizeyle konaklama sağlarsa, Kuzey pastasından ayrıca pay almaya başlayabilir. Bu şartlar altında 34 casinodan en fazla 15 tanesinin rekabete dayanabileceği tahmin ediliyor.
   Hükümet mevcut casinoların rekabet edebilirliğini artırmanın üzerinde duracağına, rekabette çuvallamaya başlayan sektöre yeni casinolar hediye etme telaşında… Burada mantıklı olmayan bir şeyler var, akıl onu söylüyor.
   ***
   Türkiye medyası coştu: Akademisyenlerin katıldığı programlarda geciktiği ileri sürülen deniz ve hava üslerinin Kuzey Kıbrıs’ta vakit kaybetmeden açılması, hatta KKTC’nin adının ‘Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ olarak değiştirilmesi gibi emrivâki bir söylem göze çarpıyor. ‘Kuzey’i ele geçirdik; gözümüz artık Güney’de mi demek isteniyor acaba?