KKTC 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimleri bir dizi sonuç üretti.
Bu sonuçlardan altısı Kıbrıs Türk toplumunun geleceğini şekillendirecek kadar belirleyicidir.
1. Dördüncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 2015 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kapalı Maraş’ın Birleşmiş Milletler gözetiminde iki toplumun yararına açılması ve karşılığında Ercan Havaalanı’na direkt uçuşların başlatılması vaadi ile Cumhurbaşkanı seçilmişti ancak bu vaadi yerine getiremedi.
Akıncı Mağusa'da 2015 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde % 56.87 oy almıştı. 2020'de aldığı oy % 42.53'e düştü.
Mağusa'da 2015 seçimlerinde rakip aday Derviş Eroğlu % 43.13 oy alırken KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Mağusa'da oyların % 57.47'sini almayı başarmıştır.
Mağusa'da oylar Akıncı'dan rakibine geçmiştir.
2. KKTC'de Cumhurbaşkanlığı'na seçilen lider halkla bağını olabildiğince canlı tutmalıdır. Akıncı ve ekibinin Cumhurbaşkanlığı'nı halka istenilen ölçüde açmaması, örneğin Girne'de seçimleri kaybetmesine neden olmuştur.
Ağırlıklı Limasollu seçmenin olduğu Girne'de, Limasol doğumlu Akıncı'nın 2015 seçimlerinde aldığı oylar % 61.45'den 2020'de % 49.50'ye indi.
Cumhurbaşkanlığı’nın sadece çözüm müzakerelerinin ele alındığı dünyaya açık, halka kapalı bir üs olarak algılanmasından vazgeçilmelidir. Cumhurbaşkanlığı ekibi Cumhurbaşkanı'na ulaşmayı kolaylaştırmalıdır.
Akıncı'nın ekibi maalesef tersini yapmış, Akıncı ile halkın bağlarının büyük ölçüde kopmasına neden olmuştur. Ancak iletişim kopukluğunun Mustafa Akıncı'nın bilgisinin dışında geliştiği söylenemez. Mustafa Akıncı bu yöndeki eleştirilere cevaben gereğini yapmamayı tercih etmiştir.
3. İskele'de yoğunlaşan aşırı sağ oylar kemikleşmiştir. İhmal edilmiş bölgelerin tüm dünyada aşırı sağda ya da radikal solda birleşmesi gibi, bu bölge ezici bir çoğunlukla Türk milliyetçiliğine kaymıştır.
4. Türkiye Ada'da tarafsız garantör olma vasfını 2005'den bu yana kademeli olarak yitirmiş ve 2020 Cumhurbaşkanlığı Seçimleriyle birlikte Türkiye Ada’da taraf olduğunu ispat etmiştir.
Kıbrıs’ta Türkiye’nin 1958'den beri görünmez bir eli varken, artık Ankara Kıbrıs Türk tarafında seçimleri yönlendirme yeteneğini görünür kılmakta bir sakınca görmemektedir.
2004 yılında Annan Planı Referandumu'nda oylama öncesinde Kıbrıs Türk seçimlerine Türkiye iktidarı ile birlikte müdahil olan AB, ABD ve İngiltere bu süreci kendi elleriyle hazırlamıştır.
5. KKTC seçimlerinde sandığın nasıl kazanılacağına ilişkin tüm bilgiler, seçimlere müdahalelerin açık hale geldiği 2005 yılından bu yana muhtemelen bir havuzda toplanmaktadır ve bundan sonra yaklaşık 200 bin seçmenin olduğu Kuzey Kıbrıs’ta sandık ustası Ankara çok daha fazla belirleyici olacaktır.
Bu sürecin bu noktaya gelmesi, 2005 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nde Talat’ın Ankara’nın desteği ile seçimi kazanması ile başlamış, 2018’de Afrika olayları ve Meclis’e bayrak dikilmesi ile yeni bir evreye girmiş ve 2020 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’ne yapılan müdahalelerle tamamlanmıştır. KKTC’de bağımsız seçimler dönemi son aşamasını geride bırakarak, tamamen kapanmıştır.
6. UBP’nin desteğini alarak seçilebilmiş bazı radikal söylemli TDP’li ve CTP’li milletvekillerinin ‘sol’ partiler içinde yuvalandığı bilinmektedir.
Benzeri şekilde, 2020 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri'nde bağımsız aday olan, Demokrat Parti eski başkanı Serdar Denktaş’ın Ankara'nın müdahaleleri noktasında Akıncı'nın kısmen yanında durması ve halkın iradesine ve onuruna sahip çıkmadığını ileri sürdüğü Demokrat Parti ile bağlarını kopardığını açıklaması, diğer yandan oğlu Rauf Denktaş’ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerine üstün katkısından ötürü Ersin Tatar’ın teşekkürlerini alabilmesi, Kıbrıs Türk siyasetinde politika aktörlerinin güvenilmezliğini tartışmasız kanıtlamıştır.
Müdahaleler ve milletvekili seçilebilmek için yapılan gizli ittifaklar, halkı ilk seçimlerde sandıktan daha da uzaklaştıracaktır. Yapılacak ilk genel seçimlerde, doğru ya da yanlış, yükselen oranlarda bir sandık boykotu beklenmelidir.
Yorumunuz