Yazılar

BRICS anahtarı

Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın üyelerini oluşturduğu BRICS, dünya üzerinde ABD ve dolar hegomanyasına karşı birlikte hareket edecek ülkeleri etrafında toparlıyor. Geçen sene Çin’in önerisi ile oluşturulan ‘BRICS Plus İnisiyatifi’ne Mısır, Kenya, Tacikistan, Meksika ve Tayland davet edilmişti. Bu sene, 25-27 Temmuz’da Güney Afrika’da yapılan 10. BRICS Zirvesi’ne Türkiye, Arjantin ve Jamaika davet edildi. Zirve’ye Türkiye’yi temsilen Erdoğan katılıyor.
2006 yılında kurulan BRICS, IMF ve Dünya Bankası’nda birlikte hareket ediyor ve BRICS üyeleri doları devre dışı bırakarak kendi para birimlerinde ithalat ve ihracat yapabiliyor. BRICS’in kurduğu banka New Development Bank ise altyapı projeleri için hem BRICS’e üye ülkelere hem de gelişmekte olan ülkelere kaynak sağlıyor.
Çin, Afrika’daki pek çok yatırımını BRICS üyesi Güney Afrika ile işbirliği halinde gerçekleştiriyor. Güney Afrika’nın ve genel olarak Afrika kıtasının en büyük bankası Standard Bank’da yüzde 20 hisseye sahip olan Çin, Afrika’da altyapı projelerinde, güneş enerjisi ve tarım sektöründe inanılmaz yatırımlara imza atıyor. BRICS ülkelerinin her biri Batı tarafından savaşa ve açlığa terk edilen Afrika kıtası ile ticaretini genişletiyor ve yapay zekadan nesnelerin internetine kadar yüksek teknoloji yatırımlarını da Afrika’ya yayıyor. Karşılığında başta Çin gelmek üzere BRICS ülkeleri Afrika’daki yeraltı zenginliklerini büyümeleri için kullanacak ve hammadde ihtiyaçlarının bir kısmını Afrika’dan sağlayacak. Çin Afrika’da yatırım yaptığı ülkelerde, o ülkelerin Çin’e olan kredi borçlarını silebiliyor ve gümrük tarifelerini kaldırabiliyor.
Küresel gücü azalan ve imajı yerle bir olan ABD ve AB karşısında denge arayışları BRICS’i her geçen gün daha da merkezi bir konuma taşıyor. Türkiye’nin BRICS ile gerçekleştireceği işbirlikleri kuşkusuz Türkiye’yi ABD’den ve AB’den daha da uzaklaştıracak.
ABD-İngiltere-İsrail-AB birlikteliği II. Dünya Savaşı sonrasında dünyayı teknoloji ile tanıştırdığı kadar küresel piyasalarda tekelleşmeye, pek çok savaşa ve göçe de neden oldu. Yoksulların ve orta sınıfın daha çok çalışarak ve yeni girişim fikirleri yaratarak zenginler sınıfına terfi edebileceğini müjdeleyen Amerikan rüyası yerle bir oldu. Küresel kapitalizmin sadece en güçlülerin korunduğu ve diğerlerinin batırılmasına göz yumulduğu çevrimsel krizleri sermaye piyasalarına güveni yok etti. Göçmenlerin uğradığı faşist baskılar gerek ABD’nin gerek Avrupa Birliği’nin temel ilkelerini koruyamadığını gösterdi.
Bugün hala Brexit’le kafası karışan ve sınırları çizilse de kraliyeti yönetimin bir parçası olan İngiltere’ye, dağılmakta olan AB’ye ve her an ABD’nin derin devleti tarafından görevden alınabilir Trump Amerikası’na güvenerek çözüm olabileceğine inanmak istiyoruz.
Değişen dünyada hiç değilse Türkiye üzerinden Çin, Rusya ve BRICS ile iletişim kurabiliriz. Ancak BRICS’e tek adam rejimleri nedeniyle burun kıvıran çözüm yanlısı siyasetçilerimiz Batı’ya olan ulvi hayranlıklarını korumaya devam ediyor. Batı’nın göstermelik demokrasisinin, şirketlerin çıkarlarını yükseltmek için politika yapan şirket demokrasisinden ibaret olduğunu görmüyoruz. O muhteşem Amerikan demokrasisinde petrol şirketlerinin ve silah üreticilerinin çıkarlarını korumanın siyasette yükseltilmediğini bilmezmiş gibi hareket ediyoruz. İngiliz demokrasisinin İngiltere’nin emperyalist çıkarları söz konusu olunca sağcısı ile solcusu ile birleştiğini önemsemiyoruz. Almanya’nın ve Fransa’nın küresel güç dengesinde yerini koruma telaşı olmasa, AB’nin reel olarak bir adım atacak hali kalmadığını dikkate almıyoruz. Çoğulcu demokrasinin olabilecek en radikal üyelerinin bile hangi ülkede iktidara gelinirse gelinsin şirketokrasiden yana tavır koyduklarına, demokrasiyi çoktan öldürdüklerine kulaklarımızı kapatıyoruz.
Demokrasi, eşitlik ve adalet mücadelesinin batısı doğusu, Türkiye’si Kıbrıs’ı yok hâlbuki. Eşitlik ve adalet arayışı insanın ve toplumların doğasında var.
Kıbrıs sorununun çözümünün tek anahtarı Batı’da değildir kısacası. Yükselen Doğu’nun küresel sorunların çözümünde daha fazla rol üstleneceği başka bir dünyaya doğru gidiyoruz.

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın