İsviçre'de Avrupa'nın en yüksek beldesi Davos’ta her sene ocak ayında yapılan Dünya Ekonomik Forumu Yıllık Toplantısı 20-24 Ocak arasında yapılıyor.
Davos toplantılarında devlet liderleri, iş dünyası ve sivil toplum liderleri bir araya gelerek yılın gündemini belirliyor.
50 yıldan uzun bir süre önce başlayan Yıllık Toplantı, 1973'te oluşturulan ve 2020'de yenilenen 'Davos Manifestosu’ ile paydaş kapitalizminin ilkelerini ortaya koyuyor.
Dünya Ekonomik Forumu, her yıl ocak ayındaki Yıllık Toplantı öncesinde, tartışmaların temelini oluşturan yakın ve uzun vadeli kritik küresel riskleri belirlemek ve analiz etmek amacıyla Küresel Riskler Raporu'nu yayınlıyor.
Soğuk Savaş yerini belirsiz ve karmaşık bir döneme bıraktı
Ocak ayında yayımlanan ‘Global Cooperation Barometer 2025’de ('Küresel İşbirliği Barometresi 2025') Soğuk Savaş sonrası görece istikrarlı olan küresel düzenin, yerini daha belirsiz ve karmaşık bir döneme bıraktığı vurgulandı ve bu geçişin, küresel iş birliği çabalarını zayıflatma riski taşımakta olduğu ifade edildi.
Dünya genelinde ‘Yönetişim Krizi’ yaşanıyor
Dünyada ‘Yönetişim Krizi’ yaşandığı belirtilerek, ekonomik, çevresel, teknolojik ve güvenlik sorunlarının yoğunlaşmasıyla mevcut yöntemlere olan inancın sarsıldığı ancak yeni çözümler arayışını da hızlandırdığı kaydedildi. Liderlere, uyarlanabilir ve yenilikçi olmaları, ortaklıklar aracılığıyla sonuçlar elde etmek için dinamik yöntemler geliştirmeleri önerildi.
'Ticaret ve Sermaye Akışları', 'İnovasyon ve Teknoloji', 'İklim ve Doğal Sermaye', 'Sağlık ve Refah' ve 'Barış ve Güvenlik' olmak üzere 5 bölümden oluşan raporda, ABD ve Çin arasındaki gümrük tarifelerinin, 2017'den bu yana üç ila altı kat artarak ticaret üzerinde önemli bir baskı yarattığı, Dünya Ticaret Örgütü'nün 2024'te ticaretin %2,7 artmasını öngörse de jeopolitik gerilimler ve ekonomik belirsizliklerin bu projeksiyonları tehlikeye attığı vurgulandı.
Gelişmekte olan ülkelerin küresel ticaret ve sermaye akışlarındaki payı düşüyor
Gelişmekte olan ülkelerin küresel ticaret ve sermaye akışlarındaki payının düştüğü, imalat ihracatındaki paylarının %2 azaldığı, yabancı doğrudan yatırımlar içindeki paylarının %1 gerilediği bulgulandı. Gelişmekte olan ülkelere yapılan kalkınma yardımları, gayri safi milli gelir (GNI) oranında durağan kaldığı not edildi.
Global düzeyde iş gücü pandemi öncesi seviyeleri aştı
Global düzeyde iş gücü göçünün 2023'te %4,1 artarak, pandemi öncesi seviyeleri aştığı ifade edildi.
Global düzeyde yurt dışında çalışanların havale gönderimleri %2.5 arttı
Havale gönderimlerinin (yurt dışında çalışan işçilerin ülkelerine gönderdiği para) %2,5 arttığı saptandı.
Raporda, jeopolitik gerginliklere rağmen ticaret anlaşmalarını çeşitlendirmek ve korumacı politikaları azaltmak gibi ticareti artırıcı politikalar benimsenmesi gerektiği savunuldu.
İnovasyon ve Teknoloji bölümünde, küresel tedarik zincirlerine dayalı olarak maliyetlerin 2023’te düştüğü, fiyat düşüşünün, ileri teknoloji kullanımında %30 oranında bir artışa olanak sağladığı belirtildi.
Pandemi sonrası düşüşe rağmen, 2023'te öğrenci akışları toparlanmaya başladığına ancak henüz pandemi öncesi seviyelere ulaşamadığına dikkat çekildi.
İleri teknolojilerin risklerini yönetmek için güvenlik önlemleri alınması gerektiği ancak bu önlemlerin iş birliğini kesintiye uğratmamasına vurgu yapıldı. Örneğin, "egemen yapay zeka" (sovereign AI) sistemleri geliştirilirken uluslararası standartlar ve koruma mekanizmaları oluşturulması gibi…
Yarı iletkenler gibi stratejik teknolojiler için daha esnek ve güvenilir tedarik zincirleri oluşturulması, kritik minerallerin ticaretinde iş birliği fırsatları artırılması önerildi.
Net sıfır emisyon hedefi için mevcut finansman yıllık miktarın yalnızca %10-20’sini karşılıyor
İklim ve Doğal Sermaye bölümünde, iklim değişikliği alanında iş birliğinin ilerlediği ama yeterli olmadığı ifade edildi. Hem kamu hem de özel sektörden sağlanan iklim finansmanı rekor seviyelere ulaşsa da mevcut finansmanın, 2030’a kadar net sıfır hedeflerine ulaşmak için gereken yıllık miktarın yalnızca %10-20’sini karşıladığı aktarıldı.
Düşük karbonlu ürünlerin ticareti 2023’te %12 oranında arttı. 2024’ün ilk yarısında elektrikli araç dağıtımı %25 arttı, yenilenebilir enerji kurulumları %36 oranında büyüdü
Rapora göre, düşük karbonlu ürünlerin ticareti 2023’te %12 oranında artarak küresel ticarette nadir bir büyüme kategorisi oldu. Güneş ve rüzgar enerjisinin yaygınlaşması, kömür ve gaz talebini azalttı. Elektrikli araçlar (EV) petrol talebini düşürerek enerji dönüşümüne katkıda bulundu. 2024’ün ilk yarısında elektrikli araç dağıtımı %25 arttı, yenilenebilir enerji kurulumları %36 oranında büyüdü.
Küresel sera gazı (GHG) emisyonlarının 2023’te artmaya devam ettiği ve 2024’te yeni bir rekor seviyeye ulaştığı kaydedilirken, düşük karbonlu teknolojilerde global düzeyde gereken dağıtımının yalnızca %10’nunun gerçekleştirildiği dile getirildi.
Doğal sermaye ile ilgili iş birliği göstergelerin büyük ölçüde durağan kaldığı, deniz koruma alanlarının %1,3 azaldığı ve Okyanus Sağlık Endeksi’nde kayda değer bir iyileşme gözlenmediği ifade edildi.
Deniz ve karasal koruma alanlarının artırılması için uluslararası çerçeveler oluşturulmasına vurgu yapıldı
Net sıfır hedeflerine ulaşmak için karbon ticaret sistemlerinin küresel ölçekte genişletilmesi ve etkili hale getirilmesine, yenilenebilir enerji, enerji depolama ve elektrikli araç gibi düşük karbonlu teknolojilere yapılan yatırımların hızlandırılmasına, deniz ve karasal koruma alanlarının artırılması için uluslararası çerçeveler oluşturulmasına vurgu yapılırken okyanus sağlığı ve biyolojik çeşitliliğin korunması konularında daha somut adımlar atılması gereğinin altı çizildi.
Sağlıkta küresel ticaret azaldı
Raporda 2023 yılında, sağlık ürünleri ticareti genel ticaret trendine paralel olarak düşüş gösterdiğine ve bu durumun, sağlık malzemelerinin küresel erişimindeki sıkıntılar yarattığı belirtildi. Dünya genelinde halk sağlığı kapasitesinin durakladığı veya gerilediğini gösteren bu düşüşün, gelecekteki pandemilere karşı hazırlık düzeyini zayıflattığı kaydedildi. Dünya Sağlık Asamblesi’nin gelecekteki pandemilere daha iyi hazırlanmak için bağlayıcı bir çerçeve oluşturmayı başaramadığına dikkat çekildi.
Dünya genelinde artan çatışmaların, hem fiziksel zararlar hem de sağlık sistemlerindeki zincirleme bozulmalar yoluyla küresel sağlık sonuçlarını olumsuz etkilediği, örneğin, savaş bölgelerinde hastanelerin yıkılması veya ilaç tedarikinin kesintiye uğraması gibi durumlara değinildi.
Önümüzdeki 25 yılda, 60 yaş ve üzeri nüfusun iki katına çıkması bekleniyor
Önümüzdeki 25 yılda, 60 yaş ve üzeri nüfusun iki katına çıkmasının beklendiği ve bu demografik değişimin sağlık sistemlerinin sürdürülebilirliği ve yaşlanan nüfusun ihtiyaçlarını karşılaması için büyük bir baskı oluşturacağı aktarıldı.
Birleşmiş Milletler’in (BM) barışı koruma operasyonları çatışma çözümüne yönelik somut adımlar atmıyor
Barış ve güvenlik alanındaki iş birliğinin, küresel düzenin en zayıf noktası olmaya devam ettiğine değinildi ve Birleşmiş Milletler’in (BM) barışı koruma operasyonlarının, daha çok insani yardımlara odaklandığı ve çatışma çözümüne yönelik somut adımlar atmadığı eleştirisi yapıldı.
Eylül 2024’te BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen “Gelecek İçin Pakt” gibi girişimlere rağmen, barışın sürdürülebilirliğine yönelik ilerlemenin sınırlı kaldığı, BM Güvenlik Konseyi gibi kuruluşların, yeni barış koruma operasyonları başlatmasına ve çatışma çözümünü önceliklendiren kararlar alması gerektiği not edildi.
“Gelecek İçin Pakt” gibi uluslararası taahhütlerin, somut eylem planlarına dönüştürülmesi istendi.
Raporun çözüm önerileri bölümü ise ilginç ayrıntılar içeriyor ve değişen jeopolitik ortamda liderlere bazı stratejiler öneriyor:
Jeopolitik ayrışma nedeniyle “Esnek İş Birliği Modelleri Geliştirin”
Geleneksel mekanizmalar, geniş kapsamlı anlaşmalar veya küresel organizasyonlar aracılığıyla ortak karar alma süreçlerini ifade eder. Ancak, günümüz dünyasında jeopolitik ayrışma, bu modelleri yavaşlatmaktadır.
Esnek iş birliği, belirli konularda pragmatik ve konuya özgü çözümler geliştirmeyi içerir.
Örneğin, iklim değişikliği gibi alanlarda, büyük küresel anlaşmalara bel bağlamak yerine, belirli bölgeler arasında düşük karbon teknolojileri için yerel iş birliği projeleri başlatılabilir.
Teknoloji paylaşımı konusunda ülkeler arası sektörel iş birliği programları, örneğin, yeşil enerji üretimi için ortak teknoloji geliştirme fonları oluşturulabilir.
Rapora göre bu yaklaşım, daha hızlı hareket eden ve sınırlı ortak hedeflere odaklanan iş birlikleri, uzun vadeli küresel iş birliği çabalarını destekleyecektir.
Zayıf sinyalleri analiz ederek erken harekete geçme becerisi olarak "Planlı Fırsatçılık (Planned Opportunism)"
Planlı fırsatçılık, gelecekteki iş birliği fırsatlarını önceden fark edebilmek ve zayıf sinyalleri analiz ederek erken harekete geçme becerisini ifade eder.
Liderlerin stratejik karar alma süreçlerinde jeopolitik, teknolojik ve ekonomik eğilimleri doğru okumaları önemlidir.
Yapay zeka (AI) ve yenilikçi teknolojilerdeki gelişmeleri izlemek için şirketler ve devletler bünyesinde jeopolitik analiz birimleri kurulabilir.
Gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan yenilenebilir enerji projelerine hızlı yatırım yapılarak bu alanlardaki iş birliği fırsatları değerlendirilebilir.
Gelecekteki fırsatları değerlendiren liderler, hızlı sonuç alarak küresel güven ve iş birliği algısını güçlendirebilir.
Coğrafi yakınlık veya ideolojik benzerlikler iş birliğini sınırlayabilir: "Yakınlık Kavramını Yeniden Tanımlayın"
Geleneksel iş birliği modellerinde, ortakların coğrafi yakınlığı veya ideolojik benzerlikleri esas alınır. Ancak bu yaklaşım, yenilikçi iş birliği fırsatlarını sınırlayabilir.
Yeni bir “yakınlık” anlayışı, bir aktörün çözüm üretme kapasitesine, teknik uzmanlığına veya finansal gücüne dayalı olarak iş birliği oluşturmayı vurgular.
Gelişmekte olan ülkelerde sağlık teknolojilerinin yaygınlaşması için bölgesel olmayan ancak uzmanlık sahibi ülkeler veya şirketlerle ortaklıklar kurulabilir.
Örneğin, Afrika ülkeleri, Avrupa’daki yeşil hidrojen üretim altyapısıyla bağlantılı olarak enerji iş birliği geliştirebilir.
İdeolojik veya coğrafi sınırların ötesinde iş birliği, yenilikçi çözümleri hızlandırabilir.
"Küçük Adımlarla Büyük Sonuçlara Ulaşın"
Küçük ölçekli iş birlikleri, güven ve başarı algısını artırarak daha büyük projelerin yolunu açabilir.
“Küçükten başlama” stratejisi, düşük maliyetli veya düşük riskli projelerle iş birliği ağını genişletmeyi hedefler.
Örneğin, kırsal bölgelerdeki yenilenebilir enerji altyapısının geliştirilmesi için küçük ölçekli güneş enerjisi projeleri başlatılabilir.
Sağlık sektöründe küçük çaplı aşı üretim ve dağıtım projeleri, uzun vadeli küresel sağlık sistemlerini güçlendirebilir.
Güven inşa edilmesi, uzun vadede daha karmaşık ve büyük ölçekli iş birliklerinin yolunu açar.
Riskleri azaltarak küresel iş birliğini sürdürülebilir kılmak için "Yapısal Segmentasyon (Structural Segmentation)"
Küresel şirketler veya devletler, daha öngörülebilir bir büyüme için riskli bölgelerde faaliyetlerini farklılaştırabilir veya yerelleştirebilir.
Yapısal segmentasyon, bir şirketin veya devletin küresel ayak izini korurken belirli alanlarda riskleri azaltmasını sağlar.
Şirketler, kritik üretim süreçlerini (ör. yarı iletken üretimi) jeopolitik olarak uyumlu ülkelerde konumlandırabilir.
Tedarik zincirlerinin bölgeselleştirilmesi, küresel riskleri azaltabilir. Örneğin, tıbbi cihaz üretimi için yerel üretim ağları kurulabilir.
Bu strateji, riskleri azaltırken küresel iş birliğini sürdürülebilir hale getirebilir.
"Çözüm Yollarını Gerçekçi Şekilde Değerlendirin"
İş birliği modellerinin etkili olup olmadığını şeffaf şekilde değerlendirmek, kaynakların yanlış yönlendirilmesini önler.
Liderler, etkisiz projelerden hızla vazgeçerek daha umut verici alternatiflere yönelmelidir.
İş birliği projelerinin başarı oranlarını değerlendirmek için bağımsız analiz raporları hazırlanabilir.
İklim finansmanı projeleri, yerel etkileri üzerinden düzenli olarak analiz edilerek daha verimli çözümlere yatırım yapılabilir.
Gerçekçi değerlendirmeler, kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlar ve ortaklar arasında güveni artırır.
Raporun İngilizcesini aşağıdaki pencereden kaydırarak okuyabilirsiniz:
Yorumunuz