Kıbrıs

Güney Kıbrıs’ın tartışmalı MEB’inde çıkarılan doğal gaz Mısır’a taşınacak

Fransa'nın Total şirketi ile İtalya'nın Eni şirketinden oluşan enerji konsorsiyumu, Kıbrıs sularındaki deniz altı yatağından çıkarılan doğal gazın Mısır'a taşınması ve burada sıvılaştırılıp ihraç edilmek üzere işlenmesi için önemli bir anlaşmaya imza atacak.

Mısır ile Fransa'nın Total şirketi ile İtalya'nın Eni şirketinden oluşan konsorsiyum, önümüzdeki ay Kıbrıs sularındaki deniz altı yatağından çıkarılan doğalgazın Mısır'a taşınması ve burada sıvılaştırılıp ihraç edilmek üzere işlenmesi için önemli bir anlaşmaya imza atacak.

Amerikan yayın kuruluşu Associated Press’in haberine göre Kıbrıs Rum Enerji Bakanı Yorgo Papanastasiu cuma günü yaptığı açıklamada, anlaşmayı "çok önemli" olarak nitelendirdi çünkü konsorsiyumun Kronos gaz yatağından çıkan gazın sıvılaştırılmak üzere Mısır'daki işleme tesislerine nasıl ulaştırılacağı ve ardından Avrupa da dahil olmak üzere pazarlara nasıl ihraç edileceğine ilişkin tüm teknik ayrıntıların çözülmesine olanak sağlıyor.

Papanastasiou, [güney] Kıbrıs’ın [tartışmalı] Münhasır Ekonomik Bölgesindeki (MEB) 13 alan veya parselden yedisinde arama ruhsatı sahibi olan Eni-Total konsorsiyumunun, bu yılın yaz aylarından önce gazı nasıl çıkaracağı ve ileteceği konusunda nihai kararını vereceğini söyledi.

Son yapılan bir değerlendirmeye göre, Kronos'un Kıbrıs sularında keşfedilen ilk büyük gaz keşif olan Afrodit yatağından daha fazla gaz içerdiği tahmin ediliyor. Afrodit yatağının ise 4,2 trilyon kübik feet gaz içerdiği tahmin ediliyor.

Mısır Petrol Bakanı Kadim Bedevi, daha önce Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile bir araya gelerek, anlaşmasının Mısır'da 17-19 Şubat tarihleri arasında düzenlenecek enerji zirvesinde imzalanacağını söyledi.

Badawi, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi'nin Kıbrıslı mevkidaşını zirveye katılmaya davet ettiğini kaydetti. Petrol Bakanı, her iki ülkenin son aylarda Mısır'ın mevcut altyapısını kullanmak ve "Kıbrıs'ın doğal gaz açısından sahip olduğu büyük potansiyelden" en iyi şekilde yararlanmak için müzakere ettiği "iş birlikçi ruhu" övdü.

Valaris DS-9 sondaj gemisi, Fotoğraf: Exxon

ExxonMobil ve ortakları Qatar Petroleum, mevcut Glaucus yatağının yakınında bulunan ve 5 ila 8 trilyon kübik feet gaz içerdiği tahmin edilen açık deniz Elektra kuyusunda sondaj çalışmalarına cuma günü başlandığını duyurmuştu. Sondaj, Valaris DS-9 sondaj gemisi tarafından yapılıyor.

Papanastasiou, deniz yüzeyinin yaklaşık 6 kilometre altındaki Elektra kuyusunda doğal gaz yatağına dair "olumlu" belirtiler olduğunu söylemiş ve sondajın ön sonuçlarının nisan ayı başlarında çıkacağını vurgulamıştı.

ExxonMobil ve Qatar Petroleum, Kıbrıs'taki iki parselde arama haklarına sahip.

Haberde (güney) Kıbrıs’ın, ham petrol bağımlılığından uzaklaşarak daha temiz ve daha ucuz doğal gaza yöneldiği belirtildi. Sıvılaştırılmış doğal gazı tekrar gaz haline getirmek için bir kara terminali kurma planları ertelense de, Kıbrıs’ın gazı işlemek için terminal sözleşmesinin bir parçası olan bir tanker kullanmak istediğine dikkat çekildi.

Kıbrıs Rum Enerji Bakanı Pananastasiou, Mısır'ın, Kıbrıs'ın daha ucuz elektrik üretimi için gaz ithal etmesine olanak sağlayacak kara altyapısını tamamlayana kadar Prometheus tankerini kendi amaçları için kullanmaya ilgi duyduğunu söyledi.

Enerji şirketleriyle Kıbrıs doğal gazının nereye gideceğine dair yapılan sözleşmeler nedeniyle Kıbrıs gazının adanın kendi enerji ihtiyaçları için kullanılıp kullanılmayacağı kesin değil. Kıbrıs muhtemelen diğer pazarlardan doğal gaz alacak, ancak yine de bu doğal gaz daha ucuz olacak.

Kıbrıs Rum enerji bakanı, Kıbrıs ve Mısır'ın ayrıca Mısır enerji zirvesinde Afrodit yatağından Mısır'a doğal gaz taşınmasını öngören ayrı bir anlaşma imzalayacağını söyledi. Ancak Afrodit'i işleten Chevron liderliğindeki konsorsiyumla gazın iç enerji ihtiyaçları için mi kullanılacağı yoksa Mısır'da işlendikten sonra ihracata mı sunulacağı henüz kararlaştırılmadı.

Afrodit konusunda Kıbrıs ile Chevron arasında müzakereler devam ediyor.

Kaynak: AP

Kıbrıs sularındaki doğal gaz sondaj çalışmalarının tarihçesi

2000'li yılların başında Doğu Akdeniz'de zengin doğalgaz kaynaklarının yer aldığına ilişkin ilk bilimsel öngörüler ortaya çıktı.

Kıbrıs Cumhuriyeti, 2002'den itibaren Doğu Akdeniz'de başta Mısır olmak üzere diğer kıyıdaş ülkeler Lübnan, Suriye ve İsrail ile Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmaları yapmaya başladı.

Türkiye ise bu anlaşmaların Kıbrıs Türkleri ve Türkiye'nin haklarını çiğnediği gerekçesiyle konuyu BM'ye taşıdı ve kendi münhasır ekonomik bölge haritalarını BM nezdinde onaylattı.

Türkiye'nin BM nezdinde itirazlarına rağmen Kıbrıs, 2007'nin başında 13 adet arama sahası ilan etti ve büyük petrol şirketlerine ruhsat verme aşamasına geçti. Buna karşılık olarak Türkiye, Doğu Akdeniz'de kendi ekonomik bölgesinde Kuzey Kıbrıs'ta adanın kuzeyi ve doğusunda belirlediği bölgelerde TPAO'ya arama ruhsatları verdi.

Kıbrıs'ın 13 parselinden 1, 4, 5, 6 ve 7 no'lu parsellerin bir bölümü, Türkiye'nin TPAO'ya ruhsat verdiği parsellerle kesişiyor. 3 no'lu parsel ise Kuzey Kıbrıs'ın TPAO'ya verdiği ayrıcalıklı alan ile çakışıyor.

2010'dan itibaren Doğu Akdeniz'de zengin hidrokarbon yataklarının keşfedilmesi ve uluslararası büyük enerji şirketlerinin bölgeye akın etmesiyle birlikte gerginlik daha da arttı.

Exxon Mobil'in 2018 sonunda Kıbrıs Adası'nın güney tarafında yer alan 10 numaralı parselde doğalgaz aramaya başlaması gerginliği daha da artıran bir adım oldu.

Sondaj gemisi Fatih, Fotoğraf: Anadolu Ajansı

Türkiye'nin Kıbrıs'ın bu hamlesine yanıtı gecikmedi. İlk sondaj gemisi Fatih'i Türk savaş gemilerinin korumasında Akdeniz'e çıkaran Türkiye, kendi kıta sahanlığında kalan bölgelerde doğalgaz arama faaliyetlerine başladı.

Türk hükümeti, ikinci sondaj gemisi Yavuz'u da doğalgaz arama faaliyetleri için bölgeye gönderdi.

Türk savaş gemilerinin 2018 başında bölgeye gelmeye çalışan ENI'ye ait SAIPEM2000 sondaj gemisini Kıbrıs açıklarında engellemesi ile yaşanmıştı. Türkiye, Yunanistan'a bir firkateynin Ekim 2018'de Kıbrıs'ın Güzelyurt açıklarında araştırma yapan Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisini taciz ettiğini açıklamıştı.

Doğu Akdeniz'de hidrokarbon rezerv yataklarının keşfedilmesi, kıyıdaş ülkeler arasında hem yeni iş birliği alanları hem de ittifaklar kurulmasına neden oldu.

İsrail'in Tamar ve Leviathan, Mısır'ın Zohr ve Kıbrıs'ın Afrodit yataklarında bulduğu doğalgaz rezervlerinin çıkartılıp boru hatları aracılığıyla Avrupa pazarına taşınması hedefinde birleşen bu ülkeler, Yunanistan'ın da katılımıyla yeni bölgesel iş birliği platformları oluşturmaya başladılar.

2019’un Ocak ayında Kahire'de bir araya gelen Kıbrıs, Yunanistan, İsrail, İtalya, Ürdün, Filistin ve Mısır, Doğu Akdeniz Gaz Forumu'nu kurduklarını ilan ettiler. Forumun amacı bölgesel kaynakların üretimi, tüketimi ve pazarlanması süreçlerinde iş birliği yapmak ve Doğu Akdeniz'i yeni bir enerji üssüne dönüştürmek olarak açıklandı.

Bu sürece paralel olarak Kıbrıs, Yunanistan ile birlikte Mısır, İsrail ve Ürdün'le ayrı ayrı üçlü iş birliği oluşumları kurarken, hem ABD'nin hem de AB'nin güçlü desteğini de aldı.

Bu gelişmeler, Doğu Akdeniz'in önde gelen ülkelerinden biri olan Türkiye ve Kıbrıs adasının bir parçası olan Kıbrıs Türkleri'nin izolasyonuna neden oldu. Kıbrıs'ı zaten egemen bir devlet olarak tanımayan, o dönemde Mısır ve İsrail ile ilişkileri de son derece gergin olan Türkiye, ekonomik ve siyasi haklarını korumak için daha yüksek sesle görünür olma politikasına yöneldi.

Yunanistan, Kıbrıs ve İtalya'nın AB üyesi olması, Doğu Akdeniz'de ABD, Katar, Fransa gibi ülkelerin büyük şirketlerinin yer alması Türkiye'nin daha da yalnızlaşmasına neden oldu. Türkiye, bu nedenle, Kıbrıs sorunun çözümünde tek yetkili olan BM'nin bu süreçte daha çok ses çıkarmasını talep ediyor.

Kaynak: BBC Türkçe

Son sondaj çalışmasının başlamasının ardından Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz geçen hafta yaptığı açıklamada, “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin kıta sahanlığındaki 5. parselde 6 ay boyunca 19 Haziran'a kadar sondaj yapacağını ilan ettiği”ni duyurmuştu. 

Yavuzyılmaz, "AK Parti bu duruma karşı bir Navtex yayınlamadı. Bölgeye sismik veya sondaj gemisi göndermedi. Deniz Kuvvetlerimize ait gemi göndermedi. 4 gündür tek bir açıklama bile yapmadı.” demişti.

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın