Yazılar

‘İş insanları’ tir tir titriyor

Uçakla sorgusuz sualsiz para kaçırdıkları bir teşkilatları var, deniz ortasında yattan tekneye para transferi de yetmiyor demek ki, hiç istemedikleri bir şeyi yapıyor, malı mülkü bir başkasının üzerine geçirmek zorunda kalıyorlar.

Ülkenin cimriliği ile meşhur, kurnaz mı kurnaz bir grup iş insanı bu aralar korkularından tir tir titriyor. Nasıl bir endişeye gark oldularsa mallarını akılları sıra kimsenin anlamayacağı yöntemlerle elden çıkarıyorlar. Borçlarını ödeyemeyen ve öteleyen birini bulmuşlar, adamın üzerine mallarını yapıp duruyorlar. Belli ki çok mal çok mülk göze batar; çok para da nereden buldun sorusunu sordurur hesabıyla mal, mülk, kule, yat, şirket ne varsa aynı adamın üzerine geçiriyorlar. Neredeyse hiç kimseye güvenmediklerinden seçmece birkaç kişiyle güya gizliden kara paralarını aklıyorlar. İflas etmiş adam dikkat çekmeye başladığı için olsa gerek, artık tefeciler müdürlerinin üzerine mal geçirmeye başlamış. Uçakla sorgusuz sualsiz para kaçırdıkları bir teşkilatları var, deniz ortasında yattan tekneye para transferi de yetmiyor demek ki, hiç istemedikleri bir şeyi yapıyor, malı mülkü bir başkasının üzerine geçirmek zorunda kalıyorlar.

Burada korktukları kimse olmadığından, kendilerini ürküten ne ise denizaşırı bir yerlerde konumlanmış olmalı. Keşke Avrupa Birliği olsa çekindikleri… 

5-6 kişilik bir çete bunlar esasen. Kıbrıslısı, Karadenizlisi ve Adanalısıyla adanın bu yakasında her şey onlardan sorulur! Haklarında 50 yere, ayrı ayrı yüzlerce mağdur şikâyette bulundu, kimisi hukuk yoluna başvurdu. Hukuk karar verse polis kapatır; polis açsa savcı kaçar, yıllardır kümeste borularını öttürdüler. Dışarıdan kümese dadanmaya çalışanlara da çömez gibi görünüp onları içeriden ele geçirdiler, gizli işlerini dışarıya ihbar edip yakalattılar.

Neden bu kadar acımasız olduklarını çoğu insan çözemez haklı olarak. Daha az alternatifi olan alıcılarda daha az fiyat duyarlılığı oluşur. Bizim kümesin horozlarının kendilerinin dışındaki alternatiflere düşman kesilmeleri buradan ileri gelir. Ne kadar az alternatifleri varsa o kadar çok insanı kazıklama olasılıkları artar. Alıcı da ne yapsın başka bir seçeneği kalmadığından kös kös kümesteki horozlara döner. Kamuda ne var ne yoksa gizliden ele geçirmek istemelerinin altında da benzer bir ekonomi kuralı yatar: Mantar zamanı erken davranmazsanız, sizden önce kamu malı mantarı toplamaya çıkanlar ne gavcar mantarı bırakır ne kırmızı mantar. Kamuda kapatılacak ne varsa gizlilik içinde bir an önce kapatırlar ki başkası gelip kapmasın.

KKTC’nin tanınmamış mini kümesinde ömürleri boyunca çalmaya, sahtekârlığa ve hayat söndürmeye eski tas eski hamam devam edebileceklerini sandılar. Şimdilerde kendilerinden epey büyük hangi aslan kükrüyorsa dışarıdan, kapkara paralarını aklamak için her yönteme başvuruyorlar. 

O aslan kardeş kimse, kendisine buradan seslenmeyi kamu yararına borç bilirim: Bak aslanım bizim kümesin bu açıkgöz horozcuklarıyla sen sen ol, masaya oturma. Bunlar aslan olduğuna bakmaz, önünde yerleri süpürerek eğilirken arkandan bütün horozları, tavukları, siyasetçi görünümlü kargaları, 'gazeteci' kisvesindeki iğneli arıları toplarlar başına, dört bir yanından sararlar seni sonra. O nedenle ciğeri beş para etmezleri, makûs talihli bu adada hapse attırmanın, dünyanın başka kirli topraklarına sürmenin yollarını aramalısın. Ha çoğu bu adadan da dışarı çıkamaz. Uluslararası sınır kapılarında ya ABD'de ya Avrupa’da enseleneceklerini çok iyi bilirler. Bu sebeple iki şeyden çok korkarlar: Birincisi hapse atılmaktan; zira düşmanları çoktur, içeride yaşatılmayacaklarını bilirler. İkincisi, ada dışına sürülmekten. Çünkü adanın dışında gel bakayım Kıbrıs’ın horozu diyecek, farklı lisanlarda konuşan yabancı görevliler kendilerini başka ülkelerde zindana sokmak için beklemektedir.

Kümeste kimseden korkmaz tavırları da buradan kaynaklanır. Bir azılı, hukuk dışı davranacak cellatla karşılaşmazlarsa, en iyi ihtimal hapse girip öleceklerini tahmin ettiklerinden ölümden korkmazlar. Yarın öldürülebilirlermiş gibi yaşar bu tipler. Genellikle eğitimsiz, kural ve hukuk tanımaz sosyopatlardır. Kendilerini suçlu hissetmezler, empati duyguları gelişmemiştir ve başkalarının haklarına saygı göstermezler. 

Dönelim bizim aslana: Her kimse bu denizaşırı aslan onun da sosyopat olma ihtimalini göz ardı etmemek gerek elbette, gayet sosyopatça her şey benim olsun diyebilir. Ama fark etmez, bizim bu kara para aklamaya doymayan kümes sonunda denizaşırı bir psikopatiyle yok edilecektir. Kümes böyle kaldığı sürece o psikopat bize de acımayacaktır. Psikopatlar sosyopatlardan akıllıdır, genellikle eğitimlidir ve çok daha tehlikelidir. O gün geldiğinde siz nasıl bir toplumsunuz ki şu kümesi ne sivil örgütleriniz ne de kurumlarınız ortadan kaldırabilmiş diye çıkışacaklar. Kendi adıma psikopata yazılarımı gösterip, kurtarmayı planlıyorum!
 

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın