Yazılar

Kıbrıs’ta son söz kimin?

Bir arkadaşımıza soruverdim geçenlerde: Demokrasi ve İrade Platformu’nun neden yolsuzluk gibi bir derdi yok?

Demokrasi ve İrade Platformu’nun düzenlediği ‘Demokrasi ve İrade’ yürüyüşüne binlerce kişi katıldı. ‘Kıbrıs’ta son söz Kıbrıslılarındır’ kulağa en hoş gelen slogandı bence.

Reel politikten, tarihten ve sosyolojiden bağımsızlaştırdığınızda slogan çok anlamlı olsa da, gerçek Kıbrıs’ta son sözün 1957’den bu yana Türkiye’nin söylediğidir. Türkiye çok büyük bir güç olduğu için mi arsızlaşmıştır Kıbrıs’ta? Kıbrıs’ta son sözü söylemesi gerekenler tam 63 yıldır partizanca çıkarlarının peşinde koştuğu için son söz hep karşıdan yankılanmış ve gereği yapılmıştır.

Ne diyordu Demokrasi ve İrade Platformu? ‘2020 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, halkımızın iradesini etkilemek yönünde Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve ülkemizde temsil edildiği kişi ve kurumlar tarafından yapılan tüm anti-demokratik girişimler, seçim sonrasında da siyasi partilerin iç işlerine müdahale edecek kadar ileriye gitmiştir.’ 

Tarihimizde siyasi partilerin iç işlerine müdahale yeni midir? 

1995’lerden itibaren eriyen ve oy kaybeden CTP, 2002 ve 2003’de Türkiye iktidarının göz bebeği olarak yerel ve genel seçimleri kazanmamış mıdır? Bu Memleket Bizim Platformu’nun terk edilip CTP-BG’nin kurulmasının arkasında kimler vardır? 

2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat 2005’de Türkiye iktidarının desteği ile Cumhurbaşkanı seçilmemiş midir? 2006 yılında CTP-ÖRP koalisyonu nasıl kurulmuştur? Dönemin Ferdi Sabit Soyer başkanlığındaki CTP’si ÖRP ile hangi müdahaleler sonucunda koalisyona gitmiştir? 

2010’da Talat 2. kez cumhurbaşkanı seçilmek istediğinde seçim otobüsü Türkiye’nin aynı iktidarı tarafından gönderilmemiş midir Kıbrıs’a? 2. Cumhurbaşkanımızla röportaj yaptığım günü unutmam, otobüs 2010 Kıbrıs’ı için uzaydan gelmiş araç gibiydi doğrusu, öyle konforlu ve teknoloji harikasıydı… Türkiye’deki 2016 darbe girişiminde oğluyla birlikte acımasızca öldürülen AKP’nin meşhur reklamcısı Erol Olçok Mehmet Ali Talat’ın seçilmesi için çalışmamış mıdır? 2010 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Talat’ın kullandığı nar logosu AK Parti’nin ajansı tarafından çizilmemiş midir? O zamanlar müdahale yoktu öyle mi?

2013’de Hala Sultan Koleji açılırken bu ülkenin iç işlerine karışılmamış mıdır? Bugünün muhalifleri o zaman kolejin kırmızı kurdelelerini mi kesmiştir sadece? Sivri uçlu makas kurdele yanında irade, özgürlük ve laiklik kavramlarını da keserek parçalara ayırmamış mıdır?

“Türkiye’de olsam AKP’ye oy verirdim”, “Türkiye bana otur derse otururum, kalk derse kalkarım” diyen Talat’ın döneminde Türkiye’nin adaya müdahalesi olmamış mıdır sahiden?

2020 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Akıncı’nın adını telaffuz etmekten kaçınanlar, kendisini tarif etseler de Akıncı’nın adını ağızlarına alamadılar. Neden? Kimden çekindiler?

Uzatmayayım: Sokakta kalınca sokakları arşınlamak kurtarmıyor durumu! İşlerine gelince müdahaleyi kabul edenlerin işlerine gelmeyince ‘müdahale’den bahsetmesi üzücüdür. Ama siz kim, biz kim? Sizler için partili olmayanlar bertaraf edilmesi gereken şahıslar olduklarından, yoktur zaten. Yok sayılmaktan korkmayanlar işte böyle açı açık konuşur ve yazarlar, hiç duymak istemediğiniz gibi…  

Bir arkadaşımıza soruverdim geçenlerde: Demokrasi ve İrade Platformu’nun neden yolsuzluk gibi bir derdi yok? Bakınız, bu ülkede gerçekten taşları yerinden oynatmak gibi bir çabanız olacaksa, taşları sökeceksiniz yerinden; sökebilirseniz. Taşın arasında biten yeşil olmakla aynı topraktan beslendiğini gizleyemez kimse.

AKEL’le toplantı, EDON’la kampla bilinçsiz CTP seçmenini kandırmaya devam edenler çıkacaktır elbette ama siz asıl düzeni yıkmak istiyor musunuz gerçekten, ondan bahsedin.

Bu ülkede yolsuzluğun üzerine gitme cesareti gösteremeyen hiçbir yapı, platform, hareket veya inisiyatif devrimci değildir, olamaz. İradeye sahip mi çıkmak istiyorsunuz, önce partilerinizdeki yolsuzlarla birlikte yolsuzluğa karşı mücadele verin. Düzenin beslendiği toprağı temizleyin ki üzerinde yükselecek özgür iradeye sahip çıkalım.

Yolsuzluk ve Kıbrıs Rum mallarının talanı üzerine UBP’nin kurduğu rejim yıkılmadan hangi iradeye sahip çıkacaksınız? Bu ülkenin matematikte, bilimde, bilişimde, müzikte, diğer sanat dallarında ve sporda yetişen üstün yetenekleri karşısında birazcık sorumluluk hissediyorsanız, çocuklarımızın ve gençlerimizin hakkını rejime kurban etmeyin artık.
 

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumlar

  1. Oğuz Tanrısevdi
    Çok güzel nokta atışı niteliğinde bir yazı olmuş Can Sarvan. Kutlarım

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın