Özel Haber

Savcılık, 10 yıla kadar cezası varken hiç pişmanlık göstermeyen Tekin Arhun’a verilen 4 yılı az buldu

İki gün üst üste süren istinaf duruşmalarında zaman zaman gerginlik yükseldi...

Kıbrıs Capital Bank’ın çoğunluk hisselerini, aleyhinde açılan ceza davası nedeniyle devreden Tekin Arhun ve Turizm Planlama Dairesi eski müdürü Bora Turgut Muslu hakkında verilen kararlar, Yüksek Mahkeme’de 7 ve 8 Mayıs tarihlerinde görülen istinaf duruşmalarında değerlendirildi.

Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi tarafından geçen sene görülen davada, Başkan Füsun Cemaller ile Yargıçlar Vedia Barkın ve Tutku Candaş, Arhun’un resmi bir evrakı Muslu’dan temin ederek sahtelediğine hükmetmişti.

Söz konusu resmi evrak, Bakanlar Kurulu kararı ile Bafra Turizm Yatırım Bölgesi Pis Su Arıtma ve Kanalizasyon Kullanım Hatları inşaatının kontrolünden sorumlu kılınan ODTÜ (Orta Doğu Teknik Üniversitesi) Vakfı kuruluşu EBİ’nin aylık bir çalışma raporuydu. 

Raporun 3. ve 4. sayfalarının, Arhun’un direktörü olduğu C&T Construction Ltd. şirketinin, beton tedarikçisi Kaskon Ltd.'den beton almadığı, dolayısıyla borcu da olmadığı iddiasına sahte dayanak sunmak amacıyla değiştirilerek, sahtelendiği bulgulanmıştı.

Mahkeme, Arhun’un bu sahtelenmiş resmi evrağı 13 Aralık 2013 tarihinde, Lefkoşa’da görülen beton alacak-verecek davasında Yargıç Düriye Elkıran’ın huzurunda Turgut Muslu’ya sundurmak suretiyle tedavüle sürdüğüne karar vermiş ve sanık Arhun’u 20 Ağustos 2024’te 4 yıl hapis cezasına çarptırmıştı. Aynı davada yargılanan Turgut Muslu ise beraat etmişti.

Kararın ardından Savcılık, Arhun’a verilen cezanın yetersiz olduğu ve Muslu hakkında beraat kararı verilmesinin yanlış olduğu gerekçesiyle Yüksek Mahkeme’ye başvurarak istinaf talebinde bulunmuştu. Arhun tarafı da istinafa başvurmuştu.

İstinaf duruşmaları, Yüksek Mahkeme Yargıçları Beril Çağdal, Peri Hakkı ve Talat Usar huzurunda, 7 ve 8 Mayıs tarihlerinde arka arkaya iki gün boyunca yapıldı.

Duruşmalarda Savcılığı Kıdemli Savcı Mustafa İldeniz, sanık Tekin Arhun’u Avukatlar Serhan Çınar ve Arkun Zeka, Turgut Muslu’yu ise Avukat Süleyman Dolmacı temsil etti.

Sanık Tekin Arhun’un avukatı Serhan Çınar, Yüksek Mahkeme’de yaptığı alışılmadık derecede uzun savunmasıyla zaman zaman Mahkeme Heyeti’nin tepkisini çekti.

Çınar, savunmasında Savcılık ve Polis Teşkilatı'nı eleştirerek, duruşmalarda tanık olarak dinlenen Turizm Planlama Dairesi eski sekreteri Gonca Gül Özsoy’un “hafızası zayıf, yönlendirmeye çok açık ve her şeyi unutan” biri olduğunu öne sürdü.

Çınar’a göre, Özsoy’un hatırladığı tek detay, 5 Aralık 2013 tarihinde Tekin Arhun’a randevu verdiği ve Arhun’un o gün saat 11.00’de Daire’ye geldiği iddiasıydı. Avukat bunu kesin bir dille reddetti. Müvekkili Arhun’un o gün Özsoy’dan randevu almadığını, Muslu’yu ziyarete gitmediğini ve Muslu'dan çalışma raporu talep etmediğini savundu. Arhun’un, Muslu ile 9 Aralık’ta telefonla görüştüğünü ve bu görüşmede çalışma raporunu değil, saha tespit tutanağı aldığını ileri sürdü.

Savunmasında tanık Özsoy’un ajanda kayıtlarına da itiraz eden Çınar, ajandanın sadece “tanıtma” yoluyla dosyaya sunulduğunu, ancak emare yapılmadığı için şahadetin dikkate alınmaması gerektiğini iddia etti. Buna rağmen Mahkeme'nin bu ajanda kaydına itibar ettiğini öne sürdü.

Çınar, ayrıca Arhun’un Daire’yi gerçekten arayıp aramadığını ortaya koyacak telefon kayıtlarının da alınmadığını belirterek, delil eksikliği olduğunu savundu.

Kıdemli Savcı Mustafa İldeniz, sanık avukatı Serhan Çınar’ın ortaya koyduğu tüm iddiaları olduğu gibi reddetti. İldeniz, tanık Gonca Gül Özsoy’un ifadesinin, Kaskon Ltd.'nin o dönemki avukatı Kemal Mut’un telefon kayıtlarıyla desteklendiğini vurguladı.

Kemal Mut’un 5 Aralık 2013, saat 11.28’de Turgut Muslu’yu aradığına dair telefon dökümleri Mahkeme’ye sunulmuştu. Ayrıca Mut, yaptığı bu görüşmede Muslu’nun yanında Tekin Arhun’un da bulunduğunu kendisine bizzat söylediğini ifade etmişti. Savcı, bu delillere dayanarak Ağır Ceza Mahkemesi’nin Arhun’un o gün Turizm Planlama Dairesi’nde Muslu ile görüştüğü sonucuna varmasının hatalı olmadığını savundu.

Avukat Serhan Çınar: "Mahkeme zabıtları incelemedi"

Öte yandan, sanık avukatı Serhan Çınar, alacak-verecek davası sırasında sahtelenen çalışma raporunun Mahkeme’ye sunulma sürecine ilişkin tartışmaları yeniden gündeme getirdi. Çınar, o duruşmada müvekkili Arhun’un, belgeyi isteyen avukat Kemal Mut’a karşılık kendi avukatına “vermeyelim” değil, “ara vermeyelim” dediğini ileri sürdü.

Çınar ayrıca, duruşma tutanaklarında “belge” kelimesinin hiç kullanılmadığını, buna rağmen Mahkeme’nin bu ayrıntıyı göz ardı ettiğini iddia etti. Savunmasını daha da sertleştiren Çınar, “Ben olsam yargıç, zabıtlara bakardım” diyerek, Mahkeme’nin duruşma kayıtlarını yeterince incelemediğini öne sürdü.

Savcı İldeniz: "Mahkeme bu konuda hatalı değil, tutanaklar ortada"

Kıdemli Savcı Mustafa İldeniz, sanık avukatı Serhan Çınar’ın iddialarını bir kez daha reddetti. İldeniz, duruşma tutanaklarında Tekin Arhun’un, sahtelenmiş evrağın bir suretinin karşı tarafın avukatı Kemal Mut’a verilmesini istemediğini açıkça ifade ettiğini vurguladı.

Savcı, hukuk davası duruşmasında Kemal Mut’un Tekin Arhun için “Davalı vermeyin diyor, yani anlamadım, bir şey saklarlar” dediğinin Kaskon Ltd.’yi temsilen Tayfun Öztekin tarafından duyulduğunu hatırlattı. İldeniz, her iki ismin de Polis'e aynı ifadeyi verdiğini, dolayısıyla Mahkeme’nin bu konuda hata yapmadığını belirtti.

Çınar’dan parmak izi raporuna itiraz: “Bulaş ihtimali yok sayıldı”

Avukat Serhan Çınar, Savcılık tanığı Polis Çavuşu Emre Daşdan tarafından hazırlanan parmak izi raporuna da itiraz etti. Raporda, sahte belgede Tekin Arhun’a ait iki parmak izi bulunduğunun belirtildiğini hatırlatan Çınar, raporda herhangi bir mukayese şeması ya da eşleştirme analizi yapılmadığını ileri sürdü.

Çınar, parmak izi tespitinin AFIS otomatik sistemine bırakıldığını, ancak uzman değerlendirmesi olmadan sistemin izleri karara bağlamasının hatalı bir yöntem olduğunu savundu. Bu görüşünü, adli bilimler uzmanı Prof. Dr. Faruk Aşıcıoğlu’nun, “son kararı uzman verir” şeklindeki değerlendirmesine dayandırdı.

Avukat Serhan Çınar ayrıca, raporda Arhun’a ait olduğu belirtilen 9 ve 22 numaralı parmak izlerinin, Arhun’un belgeyi Mahkeme'de ya da Polis'te ellemesinden kaynaklanan ‘bulaş’ olabileceğini ileri sürdü. Buna rağmen Mahkeme’nin bu teknik savunmayı dikkate almayıp rapora itibar ettiğini iddia etti.

Savcı İldeniz: “Eşleştirmeyi polis yaptı, bulaş iddiası sonradan uyduruldu”

Savcı İldeniz, bulaş iddialarını reddederek, parmak izi eşleştirmenin Polis Çavuşu Celal Erden tarafından yapıldığını belirtti. Bulaşma iddialarının soruşturma sırasında gündeme getirilmediğini, bu iddianın duruşma aşamasında ortaya atıldığını söyledi. İldeniz, bu nedenle savunmanın bu argümanının inandırıcılığını yitirdiğini vurguladı.

"Savunma, parmak izi tespitine karşı başka bir teknik rapor sunabilecekken sunmadı"

Ayrıca, savunmanın parmak izi tespitine karşı başka bir teknik rapor sunabilecekken sunmadığını da hatırlatan İldeniz, bu gerekçelerle itirazın yerinde olmadığını dile getirdi.

Savcı İldeniz, Mahkeme'de Kemal Mut ve Tayfun Öztekin’den alınan parmak izlerinin de AFIS sistemine yüklendiğini ancak eşleşme olmadığının görüldüğünü ifade etti.

Aynı şekilde, tanık Gonca Gül Özsoy’dan alınan parmak izinin de eşleşmediğini belirtti. İldeniz, her parmak izinin sistemde çıkmasının beklenemeyeceğini, Turgut Muslu’nun izinin de bulunamadığını, ancak Tekin Arhun ile şoförü Yılmaz Cefa’ya ait izlerin tespit edildiğini özellikle vurguladı.

Serhan Çınar ise Polis Sahtecilik Uzmanı Gülhan Menteş’in hazırladığı rapora itiraz etti. Çınar, Menteş’in VS 6000 cihazı ile raporun sadece sayfalarını büyüterek incelediğini, ancak çok yönlü bir analiz yapmadığını savundu.

Ayrıca, Menteş’in şahadetinde raporun fotokopi mi orijinal mi olduğuna bile açıklık getirmediğini ve iki rapor arasında karşılaştırma yapması gerekirken bunu yapmadığını öne sürdü. Serhan Çınar, Mahkeme’nin bu eksik şahadeti dikkate aldığını iddia etti.

Savunma, soruşturma sırasında bilgisayarların hard disklerinin imaj kopyalarının alınmadığını da gündeme getirdi. Çınar, eğer imaj kopyaları alınsaydı, raporda yapılan değişikliğin kim tarafından yapıldığının teknik olarak ortaya çıkarılabileceğini iddia etti.

Serhan Çınar, hem orijinal olduğu öne sürülen raporda hem de sahte olduğu ileri sürülen raporda herhangi bir imza bulunmadığını hatırlatarak, belgelerin güvenilirliğinin tartışmalı olduğunu savundu.

Savcı İldeniz: "Sahtelenmiş raporla orijinalindeki ilgili sayfaların farklı yazıcılardan çıktığı tespit edildi"

Kıdemli Savcı Mustafa İldeniz, sahtecilik uzmanı Gülhan Menteş’in yaptığı mikroskobik inceleme sonucunda, sahtelenmiş raporla orijinalindeki ilgili sayfaların farklı yazıcılardan çıktığını tespit ettiğini vurguladı.

İldeniz, bu tespitin, EBİ eski genel koordinatörü Fahri Kaya’nın, “EBİ’de tüm raporların tek bir yazıcıdan çıktığı” yönündeki ifadesiyle örtüştüğünü belirtti. Savcı, buna dayanarak sahte raporun EBİ dışında başka bir yazıcıda üretildiğini ifade etti.

“Savunma cihaz yardımıyla yapılacak ayrı bir uzman raporu hazırlayabilecekken bunu da yapmadı”

Savunmanın, Menteş’in bu tespitini tekzip edecek herhangi bir karşı rapor sunmadığını, cihaz yardımıyla yapılacak ayrı bir uzman raporu hazırlayabilecekken bunu da yapmadığını hatırlattı.

İldeniz, Mahkeme'de doğrudan inceleme yapmış bir uzmanın şahadetinin inceleme yapmamış bir tanığa göre daha avantajlı kabul edildiğini belirtti. Bu nedenle Mahkeme'nin, savunmanın tanığı Prof. Dr. Nevzat Alkan’ın görüşlerine itibar etmediğini ileri sürdü.

Çınar: “Kaç kopya hazırlandığı belli değil, Mahkeme'nin Kaya’nın şahadetine itibar etmemesi gerekirdi”

Öte yandan sanık Arhun’un avukatı Serhan Çınar, raporların kaynağı ve kopya sayısıyla ilgili çelişkili beyanlar olduğunu ileri sürdü.

Çınar, soruşturmayı yürüten ilk polis memurunun, EBİ raporlarının yalnızca iki kopya hazırlandığını söylediğini, buna karşılık EBİ eski direktörü Fahri Kaya’nın, Turizm Bakanlığı, EBİ ve EBİ arşivi için üç kopya hazırlandığını ifade ettiğini hatırlattı. Çınar, müvekkili Arhun’da da raporun bir kopyasının uzun süredir bulunduğunu savundu.

Serhan Çınar, Fahri Kaya’nın kaç kopya hazırlandığını kesin olarak hatırlamadığını, hafızasının zayıf olduğunu ve Mahkeme'ye tatmin edici bir şahadet veremediğini ileri sürdü. Bu nedenle Mahkeme'nin, Kaya’nın şahadetine itibar edilmemesi yönünde bulgu yapması gerektiğini ama yapmadığını iddia etti.

Savcı İldeniz: “Mahkeme Kaya’yı dürüst ve tarafsız bir tanık olarak değerlendirdi”

Savcı Mustafa İldeniz, EBİ eski koordinatörü Fahri Kaya’nın, kurumda hazırlanan raporlardan üç kopya alındığını tereddütsüz şekilde beyan ettiğini vurguladı. İldeniz, Mahkeme'nin Kaya’yı dürüst ve tarafsız bir tanık olarak değerlendirdiğini hatırlattı.

Savcı ayrıca, EBİ’nin hazırladığı hiçbir raporda, sahtelenen raporda geçtiği gibi “betonerme” ifadesinin kullanılmadığını, EBİ’nin tüm belgelerinde doğru yazım olan “betonarme” kelimesinin yer aldığını belirtti. İldeniz, sahtelenen rapor dışındaki tüm EBİ raporlarında bu doğru ifadenin kullanıldığını da kaydetti.

İldeniz, sahte rapordaki ifadelerin aksine belgelerden şirketin üç ay daha beton talep etmeye devam ettiği bilgisinin ortaya çıktığını vurguladı. Ayrıca, alacak verecek davasında, sanık Tekin Arhun’un o dönemki avukatı Mustafa Asena’nın, betonarmenin yalnızca %75’inin tamamlandığı 4. hakediş yerine, tamamının bittiğini gösteren 6. hakedişin Mahkeme'ye sunulmasını istediğini hatırlattı.

Çok detaya giren Avukat Serhan Çınar’a Mahkeme tepki gösterdi 

Savunmasında çok detaya girdiği için Mahkeme Avukat Çınar’a tepki gösterdi. Yargıç Beril Çağdal’ın burası ‘İstinaf Mahkemesi’ demesine rağmen avukat ‘çok önemlidir’ diyerek detay vermeye devam etti.  

Çınar, alt mahkemenin Tekin Arhun’u çevre şahadetlerine dayanarak mahkûm ettiğini, bunun yanlış bir değerlendirme olduğunu savundu. Ayrıca, Fahri Kaya’nın, raporların değiştirilebileceğini kabul ettiğini, buna rağmen EBİ’den başka hiçbir yetkilinin tanık olarak dinlenmediğini ekledi.

Çınar: “Sahte denilen rapor aslında daha doğru bilgiler içeriyor”

Sanık Tekin Arhun’un avukatı Serhan Çınar, sahte olduğu iddia edilen raporun aslında daha doğru bilgiler içerdiğini savundu. Gerçek, orijinal raporun ise Mahkeme'ye “Emare 3” olarak sunulan sahtelendiği iddia edilen rapor olduğunu ileri sürdü.

Çınar, Mahkeme'nin Arhun’un, sözde “suç ortağı” olarak gösterilen Turgut Muslu’nun beyanlarına dayanarak yanlış değerlendirme yaptığını da iddia etti.

Savcı İldeniz: “Suç motivasyonunu destekleyen olgular varsa çevre şahadeti dikkate alınır”

Savcı Mustafa İldeniz ise, Yargıtay kararlarına atıfta bulunarak, eğer suç motivasyonunu destekleyen olgular varsa çevre şahadetinin dikkate alınabileceğini vurguladı.

İldeniz ayrıca, Turgut Muslu’nun hukuk davasında, karşı taraf olan Tekin Arhun’a EBİ’den gelen orijinal raporu bir günlüğüne verdiğini itiraf ettiğini, ancak bu önemli bilgiyi avukat Kemal Mut’a Mahkeme'ye geldiğinde söylemediğine dikkat çekti.

İldeniz, Mahkeme'nin sunulan tüm delil ve beyanlarla birlikte Muslu’nun ifadesini dikkate almakta hata yapmadığını belirtti.

Serhan Çınar: “Raporu alabilecek başkaları da var”

Serhan Çınar, C&T Construction’ın eski çalışanı Erol Kadayıfçı’nın da çalışma raporlarını alabildiğini tanık Cafer Gürcafer'in dile getirdiğini hatırlattı. Çınar, daha önce Arhun’un aleyhine tanıklık yapan Gürcafer’in, söz konusu evrakları evine götürdüğünü ve “raporu incelemek için almış olabileceği” şeklinde ifade verdiğini ekledi.

Savcı İldeniz: “Arhun işine geldiği gibi konuştu"

İldeniz ise, Arhun’un önce sahte raporun elinde olmadığını söylediğini, ancak Muslu’dan aldıktan sonra kendisinde olduğunu söylediğini hatırlattı. Savcı, sanık Arhun’un “işine geldiği gibi konuştuğu”nu  ve önceki davada EBİ’den Fahri Kaya’nın savunma makamı tarafından bu konuda sorgulanmadığını da vurguladı.

Serhan Çınar: “Yazıcılar, bilgisayarlar, loglar incelenmedi”

Savunma avukatı Çınar, soruşturma sürecinde ne EBİ’nin yazıcılarının ne yazıcılardan örnek çıktıların ne de diğer EBİ çalışanlarının ifadelerinin alındığını dile getirdi. Çınar ayrıca, EBİ’nin bilgisayarları, sabit diskleri ve belge üzerinde yapılan son değişikliklerin görülebileceği log kayıtlarının da Polis tarafından incelenmediğini savundu.

Çınar, Mahkeme'nin, tanık Medine Albayrak’ın “bu incelemeler yapılsaydı daha kolay sonuca ulaşılırdı” yönündeki ifadesine itibar etmediğini de belirtti.

Çınar, savunmasını desteklemek için İngiltere’de görülen benzer olduğunu ileri sürdüğü bir davada verilen Yüksek Mahkeme kararına uzun uzun atıfta bulundu. Bu kararda, eksik polis soruşturmasının adil yargılamayı etkileyebileceğine dikkat çekildiğini belirterek, soruşturmanın eksik yürütüldüğünü ileri sürdü.

Savcı İldeniz: “Arhun’u suça bağlayan yeterli delil var”

Kıdemli Savcı Mustafa İldeniz, Mahkeme'nin, yazıcılar veya bilgisayarlar üzerinde teknik inceleme yapılmadan da Tekin Arhun’u suça bağlayan yeterli şahadet ve deliller bulduğunu vurguladı. Bu nedenle mahkeme kararının hatalı ya da eksik olmadığını savundu.

Serhan Çınar’ın uzman olmadığı ileri sürülen tanığı Başsavcılığa şikâyet edildi

İldeniz ayrıca, savunma tanığı Medine Albayrak’ın, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan mülakatla uzmanlık sertifikası alması gerekirken, Albayrak’ın böyle bir sertifikası olmadığını belirtti. Uzmanlık belgesi olmadan uzman sıfatıyla tanıklık yapan Medine Albayrak hakkında KKTC Başsavcılığı’na şikâyette bulunulduğunu da açıkladı.

“Kendi oğlunun şirketinde çalışan Ufuk Şevki’yi Mahkeme'ye tanık olarak çıkaracak biridir”

Savcı İldeniz, ayrıca sanık avukatı Serhan Çınar’ın, kendi oğlunun şirketinde çalışan Ufuk Şevki’yi bile Mahkeme'ye tanık olarak çıkaracak biri olduğunu ifade etti.

Çınar: “Arhun Muslu’dan çalışma raporunun kopyasını almadı”

Sanık Tekin Arhun’un avukatı Serhan Çınar, müvekkilinin 9 Aralık 2013 tarihinde Turgut Muslu’yu bizzat arayarak mesai sonunda Daire’ye gittiğini, burada yalnızca birkaç dakika kaldığını ve hakediş raporunun bir fotokopisini aldığını savundu.

Çınar, Arhun’un iki duruşma arasında Muslu ile yeniden görüşmediğini de ifade ettiğini aktardı. Ayrıca, Mahkeme'de sunulan şahadetlerde “sanık 2’ye raporu verdim” diyen hiç kimse olmadığını vurguladı. Sahte olduğu öne sürülen raporun içerdiği bilgilerin daha doğru olduğu iddiasını yineledi.

Yargıçtan Çınar’a bir kez daha uyarı: Savunmanızın takip edilmesi zor

Yargıç Beril Çağdal, Çınar’ın çok detaylı ve uzun savunmasının takip edilmesini güçleştirdiğini belirterek bir kez daha uyarıda bulundu. Ancak Çınar, aynı detaylı anlatımına devam etti.

“Adil yargılama yapılmadı” iddiası 

Çınar, Arhun için adil bir yargılama yapılmadığını öne sürdü. Polis'in iş cetvelinde 12 Haziran tarihli bir raporun, nasıl olup da 15 Mayıs tarihinde iş cetveline işlendiğini sorguladı.

Ayrıca, “resmi belge” olarak kabul edilen raporun aslında EBİ adlı özel bir şirketin hazırladığı bir belge olduğunu, dolayısıyla resmi değil, özel nitelikli bir belge sayılması gerektiğini ileri sürdü.

Mahkeme'nin, bu belgeyi alt mahkemeye sunulduğu andan itibaren “resmi belge” tespitini yaptığını ifade eden Çınar, bu konuda hazırladıkları resmi-özel belge ayrımına ilişkin çalışmayı Yüksek Mahkeme’ye sundu.

Savcı İldeniz: “EBİ raporları resmi belge niteliğindedir”

Kıdemli Savcı Mustafa İldeniz, Ejder Yılmaz’ın Hukuk Sözlüğü’ne atıfta bulunarak, kamu kurumlarına sunulan her türlü belgenin resmi belge kabul edildiğini belirtti.
İldeniz, Bakanlar Kurulu kararıyla denetim yetkisi verilen EBİ’nin hazırladığı raporları Turizm Planlama Dairesi gibi resmi bir kuruma sunduğunu vurguladı. Ayrıca, söz konusu raporun resmi bir kaza mahkemesi olan Lefkoşa Kaza Mahkemesi’ne sunulduğunu ifade etti.

İldeniz, Yüksek Mahkeme’nin de kararlarında, resmi kayıtlara giren bir evrağın resmi evrak olarak kabul edilmesi gerektiğinin açıkça belirttiğini hatırlattı ve alt mahkemenin kararında bu noktada bir hata olmadığını savundu.

Çınar: “Suç işlediyse bile Arhun kimseye zarar vermedi, tek seferlikti, sistematik değildi”

Avukat Serhan Çınar ise müvekkiline verilen cezanın fazla olduğunu ileri sürdü.

Çınar, Arhun’un bu suçu işlediyse bile kimseye zarar vermediğini, olayın tek seferlik olduğunu ve sistematik bir eylemden söz edilemeyeceğini ileri sürdü. Ayrıca, olayın 2013 yılında yaşandığını, ancak davanın ancak 11 yıl sonra, 2024’te görülmeye başlandığını hatırlatarak, bu uzun sürecin de dikkate alınması gerektiğini savundu.

Savcı İldeniz: “Hiçbir pişmanlık göstermeyen, suçu sistematik şekilde işlediğini gösteren ağırlaştırıcı faktörler varken Arhun’a 4 yıllık ceza az”

Kıdemli Savcı Mustafa İldeniz, sanık Tekin Arhun’a resmi evrakta sahtecilik ve tedavüle sürme suçundan verilen 4 yıl hapis cezasının yetersiz olduğunu savundu. Arhun’un hiçbir pişmanlık göstermediğini vurgulayan İldeniz, sanığın pişmanlık göstermemesi ile 13 farklı noktada sahtecilik yapmasının, suçu sistematik şekilde işlediğini gösteren ağırlaştırıcı faktörler olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.

Savcı İldeniz, alt mahkemenin kamu yararını öne çıkararak caydırıcı olmayı gözetmesi gerekirken, 10 yıla kadar hapis cezası öngören bir suç için yalnızca 4 yıl hapis cezası verdiğini ifade ederek kararı eleştirdi. Suçun toplumda caydırıcılık etkisi yaratacak şekilde cezalandırılması gerektiğini dile getirdi.

Resmi evrakta sahtecilik suçlarında artışa dikkat çekti

Savcı ayrıca, evrakta sahtecilik suçlarının giderek arttığını vurguladı. Bu kapsamda 2021 yılında 36, 2022 yılında 63, 2023 yılında ise 59 ayrı dava açıldığını belirterek, bu suçlara karşı daha caydırıcı cezalar verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Savcı İldeniz: Muslu’nun beraati yanlış, ceza almalıydı

Kıdemli Savcı Mustafa İldeniz, sanık 1 Turgut Muslu’nun beraat kararının doğru olmadığını savundu. Alt mahkemenin, Muslu ile Tekin Arhun’un ortak bir amaca sahip olmadığı iddiası ile “yüzeysel bir değerlendirme yaptığını” ve bu nedenle Muslu’ya ceza vermediğini ileri sürdü.

Muslu’nun Arhun’a ‘müstesna bir ayrıcalık’ tanıdığını belirtti

İldeniz, Muslu’nun avukat Kemal Mut’tan yazılı başvuru isterken, Tekin Arhun’dan böyle bir dilekçe talep etmediğine dikkat çekti. Bu tutumuyla Muslu’nun Arhun’a “müstesna bir ayrıcalık” tanıdığını belirtti.

Ayrıca Muslu’nun, Arhun’un kendisinden aylık faaliyet raporunu aldığını Avukat Kemal Mut’a söylemediğini ve davacının tanığı olarak karşı tarafla görüşmekten kaçınması gerektiği halde bunu yapmadığını ifade etti.

“Muslu’nun yardımı olmadan suç işlenemezdi”

Savcı İldeniz, sanık Tekin Arhun’un Muslu’nun etkin, aktif ve doğrudan yardımı olmadan söz konusu raporu alıp, raporda sahteleme yapamayacağını vurguladı. Bu gerekçeyle Turgut Muslu’nun da cezalandırılması gerektiğini ifade ederek, beraate hükmeden kararın bozulmasını ve Muslu’nun mahkûm edilmesini talep etti.

Muslu’nun Avukatı Süleyman Dolmacı: “Raporun resmi niteliği yok, sadece bilgilendirme amaçlı”

Sanık Turgut Muslu’nun avukatı Süleyman Dolmacı, Yüksek Mahkeme’ye yaptığı savunmada, Türkiye Cumhuriyeti’nin finanse ettiği projede, EBİ tarafından Turizm Planlama Dairesi’ne gönderilen aylık çalışma raporlarının kime hitaben hazırlandığının belirsiz olduğunu savundu.

Dolmacı, bu raporların üzerinde herhangi bir mühür veya imza bulunmadığını, bu nedenle yalnızca bilgilendirme amaçlı olduğunu ileri sürdü. Raporun, “Aman Allah’ım” dedirtecek bir rapor olmadığını iddia etti.

Savunmasında ayrıca, EBİ eski koordinatörü Fahri Kaya’nın, bu raporların 10-20 kopya çoğaltılmasının mümkün olup olmadığı sorusuna ‘sorun olmazdı’ yanıtını verdiğini ileri sürdü. Dolmacı, bu tür raporların arşivlenmesi gereken raporlardan olmadığını iddia etti.

Dolmacı: “Yazılı talep, EBİ’ye ve Mahkeme’ye sunmak içindi”

Avukat Süleyman Dolmacı, müvekkilinin Avukat Kemal Mut’un talep ettiği beton metraj bilgisini yazılı istemesinin nedeninin, bu talebi resmi olarak EBİ’ye iletmek ve oradan gelecek cevabı da Mahkeme’ye sunmak olduğunu ileri sürdü.

Dolmacı ayrıca, Muslu’nun Tekin Arhun’la Turizm Planlama Dairesi’nde görüştüğü sırada, Muslu’ya Kemal Mut’un araması dahil iki farklı telefon geldiğini belirtti. Görüşme sürelerinin incelendiğini ve Arhun’la Daire’de yapılan görüşmenin yalnızca iki dakika sürdüğünü iddia etti.

“Müvekkilim bilerek suç işlemedi, Mahkeme doğru karar verdi”

Dolmacı, Turgut Muslu’nun davada Kaskon lehine tanıklık yaptığını ve projenin son durumunu gösteren CD’yi Mahkeme’ye sunmak istediğini hatırlattı. Ancak Savcılığın, polis tanığı Ömer Taşbel’in, Muslu’nun “rol yaptığını ve tiyatro sergilediğini” ileri sürdüğü şahadetine itibar ederek, mahkûmiyet talep ettiğini savundu.

Muslu’nun, duruşma sırasında EBİ’den bir yetkilinin gelmesini talep ettiğini ve faaliyet raporlarının, yazışmaların, evrak ve hakedişlerin de içinde olduğu 4 klasör evrak arasından belgeleri bizzat aradığını belirten avukat, o dönemde sanık Tekin Arhun’un avukatı Mustafa Asena’nın da faaliyet ve hakediş raporlarını birbirine karıştırdığını iddia etti.

Avukat, eski tutanaklara göre Asena’nın sürekli 6. hakedişi istediğini, Muslu’nun ise “Bu 6’nın özelliği nedir bilmiyorum” şeklinde cevap verdiğini hatırlattı. Bu cevabın, Muslu’nun süreci bilerek yönlendirmediğinin bir göstergesi olduğunu savundu.

Muslu’nun kasten, bilerek hareket etmediğini iddia ederek, Muslu’nun tutanaklarda meşveretleşmeye tamamen ters şeyler söylediğini, EBİ’den Fahri Kaya’nın proje hakkında bilahare bilgi vereceğini aktardığını belirtti.

“Polis menfaat tespit etmedi”

Polis memuru Ömer Taşbel’in, Muslu’nun herhangi bir çıkar sağladığına dair bir bulgu tespit etmediğini vurgulayan avukat, Mahkeme'nin de Muslu hakkındaki iddiaların şüpheden ari şekilde ispatlanamadığını tespit ettiğini hatırlattı

Muslu’nun Polis'e açık ifade verdiğini ve sunulan belgenin sahte olabileceğinden şüphelendiği için Fahri Kaya’dan raporun bir kopyasını istediğini ileri süren Avukat Süleyman Dolmacı, eğer şüphelenmeseydi böyle bir talepte bulunmayacağını belirtti.

Muslu için “Daha titiz davranabilirdi ama bu suç teşkil etmez” iddiasında bulundu

Son olarak, Muslu’nun belgeyi Arhun’a verirken daha titiz davranabileceğini, ancak bunun suç teşkil etmediğini ifade eden avukat, alt mahkemenin beraat kararının da bu yönde olduğunu kaydetti.

Yüksek Mahkeme Heyeti kararın açıklanmasının süresiz ertelendiğini bildirdi.

Bu haberle ilgili herhangi başka bir bilgi ve/veya belgeye sahipseniz Mikro-Makro’ya iletisim@mikro-makro.net’den veya +90 533 852 60 63’den ulaşabilirsiniz.
:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın