KKTC’de muhalefetin, sendikaların ve ‘gazeteci’liğin tükenmeye yüz tuttuğu bir anda, başarılı yurttaş gazeteciliği ile Serdinç Maypa ortaya çıktı.
Aykırı olarak kabul edilen kim varsa ve onlara ne yaptılarsa Serdinç’e de aynısını yaptılar. Nevi şahsına münhasır kişiliği ile kendisine dudak bükenler bile Maypa'yı kabullenmek zorunda kaldı.
İlkinde yok sayar ve aşağılarlar. Durmazsanız, Polis’e şikâyetler başlar. O da işe yaramıyorsa yalan haberler üretirler. Hâlâ konuşuyorsanız, dava açmalara gelir sıra… Bir sonraki aşama, tehdittir. Tehditler de korkutmamışsa kabulleniş süreci, bükemediği eli öpme girişimlerine sarılırlar. Tam o anda gerçek bir muhalifseniz karakteriniz gün yüzüne çıkar: Sıradanlaşmaya meyilliyseniz sunulan olanaklara kapılır ve bulanık sularda dikkatli kulaç atmaya başlarsınız. Ya yok olur ya size duyulan saygıyı kaybedersiniz.
Sağlamsanız içinizden gelen öfkeyle adaletsizlikleri deşifre etme yolculuğunuzu sürdürür ve yurttaşın güvenini perçinlemiş bir dost olmayı başarırsınız.
Mesele kahramanlığa soyunmak hiç değildir, adaletsizliğe duyulan öfkeyi vicdanının sesiyle duyurmak ve birlikte mücadele ederek daha iyi bir insan olmaya çabalamanızdır. Sizi arar ve teşekkür eder insanlar... Öyle mutlu olursunuz ki o anda, trilyon o keyfi vermez insanlığını bulana... Birinin derdi sizin de derdiniz olur, sizinle paylaşır ve onun için belgeli savaşa girersiniz. Sonunda kazanırsa, o içten, eşsiz 'teşekkür'ün yerini hiçbir şey tutamaz işte... Adaletsizliğe karşı mücadele insanın hamurunda varsa, pes etmeyecek bir yaradılıştaysa, ne kadar enerji harcatırsa harcatsın, ne denli yorarsa yorsun sizi, ertesi sabah tekrar, aynı heyecanla yeni bir yola çıkacaksınızdır...
Serdinç Maypa’yı tehdit edenlerin gerçekte kimler olduğunu belirlemek Polis’in işidir. Bu ülkeye giren ve çıkanların denetimini yapan Polis’tir. Kökü buradalar dışarıdan dayakçı, tetikçi ithal edebilecek ve amaçlarına ulaşabilecekse kökü dışardalar neler yapmaz! Nitekim on binlerce askerle polisin olduğu bu ülkede, kısa bir süre önce bir avukat ofisinde güpegündüz kurşunla yaralandı!
Korku salarak insanları yıldırma gayreti, düşmanlık besleyenin zavallılığından, haksızlığındandır. Maypa’yı tehdit edenler 'Demokrat Parti'nin adını kullanmış… Demokrat Parti neden bir açıklama yapmamış olabilir? Partilerinin adının Türkiye’den gelen iki kişinin cep telefonu mesajlarında tehdit nedeni olarak görünmesi az mı? Hem Polis Demokrat Parti temsilcileri ile konuyu görüştü mü?
Basına baktığımızda da durum vahim! Her tehditte 'aman canım bizi de tehdit ettiler' deyiveren; her yalan haberde 'bu ne ki? bize neler yaptılar' diyen bir garip bakış açısına sahip meslek örgütlerimiz var... Bırakalım o halde, kimi kestirirlerse gözlerine, şişme pazılı adamcıklar tutup tehdit etsinler, kaba kuvvete başvurarak yarım akıllarıyla kazansınlar mı?
Madem gerçek değil de ‘yalan’dır yaptığımız haberler ve oradan buradan güya 'tehdit'le para istiyoruz, neden belgelerinizle yapılan haberleri boşa çıkaramıyorsunuz? Maaşlı çalışanlarınızla, iş birlikçilerinizle, sahte hesaplarınızla yorumlar yağdırıyor, o da tutmazsa pazılı adamcıklarınıza para verip git şunun sesini kes mi diyorsunuz? Bu kadarcıksınız!
İşlerini sahtekârlıkla yapanlar açıklarını deşifre edenler karşısında ancak bu yolları deniyor! Dava açsalar, şakası yok rezil olacaklar. Polis’e şikâyette bulunduklarında belgeler konuştuğundan suç unsuru bulunamayacak. Geriye ne kaldı? Yalan yorumlar ve isimsiz, sahte adresli Face sayfalarından, gerçekmiş gibi görünen sahte haber sitelerinden yalan haberler yayacaklar. Olmadı pazılı, dövmeli yerel unsurcuklarla bıyıklı, bıçaklı, silahlı yurtdışından gelme kabadayıcıkları üzerinize salacaklar! Korkuyorlar çünkü... Yeni belgeler ortaya çıkarırsanız çok daha fazla dolandırıcılık yapamayacakları bir yana, hapse girme ihtimali uykularını kaçırıyor...
Ahalimiz ve hatta polisimiz bile sosyal medyanın ve isimsiz adressiz sitelerin toplum içinde nasıl gizlice örgütlendiğinin şifrelerinden haberli değildir. Serdinç’e de yapacaklardır...
Önce sosyal medyada sahte hesaplar açıyorlar. Sahte isimlerle açtıkları bu hesaplardan size arkadaşlık gönderiyorlar. Üç beş kişi ya gördüğü profil resminin sahte güzelliğine ya da sahte muhalifliğine veya sahte büyüklenmesine kapılıp bu profilleri arkadaşlığa kabul ediyor.
Kabul eden kişilerin arkadaşlarına da teklif gönderiyorlar sonra… Onlar da arkadaşları o profili kabul etmiş diye sahte profilleri onaylıyor. Yeni onaylanın arkadaşları derken sahte profilin Kıbrıs’ta gerçek kullanıcı birçok arkadaşı oluveriyor.
Bu sahte profillerin hiç bilmediğiniz bir amacı var. Birilerine çalışıyorlar aslında. O pespaye, kirli birileri bir başka kirlilere sosyal medyadan, bir medya şirketiymiş gibi sorumlusu, telefonu, adresi olmayan işletmelerden güncel haberler yaptırmaya başlıyor. Bu haberleri ‘like’layan ve paylaşanlar da, arkadaşınız bildiğiniz sahte profiller…
Ardından asıl kurulma amaçlarını hayata geçiriyorlar ve yalan haberle yıkacaklarını sandıkları kişiler hakkında sahte yayınlar hazırlatıyorlar. Siz de gidip sayfa kiminmiş, gerçekten bilinen bir sorumlusu, sayfanın gerçek bir telefonu ve adresi var mı kontrol etmeden size sunulanı gerçek kabul ediyor, sahte haberi ‘like’lıyorsunuz ve hatta altına bol keseden yorum da yapıyorsunuz.
Bu sayfalar güncel haberler yapmaya devam ediyor, uyuyorlar aslında bir süre... Ve ne zaman gerekirse, yani o kirliler hakkında haber yapmaya devam ettiğinizde, aynı gazeteciler hakkında tekrar yalan haberlere başlıyorlar. Aslında iyi oluyor, zira sizin haberciliğinizin doğru olduğunu tüm toplum anlıyor ve yarım akıllılar da sizi durdurmayacaklarını nihayet kavrıyorlar!
Bakınız, belgeli habercilik karşısında bu sahte yollarla, teditle, dava açmakla falan ancak habercileri daha da teşvik edersiniz. Peşinizi bir daha bırakmazlar. Onun yerine yanlış yaptığınız işleri düzeltmeye çaba gösterin diyeceğim fakat size faydası yok. Neden? Adam veya kadın dolandırıcı, ömrü dolandırmakla geçmiş. Gene yapacak, yine yapacak… Üstelik etrafındakilere ve ailesine de aynı kötülüğü bulaştıracak. Yılan yılancık doğurur derler, doğrudur. Yılan hapse girerse, sonra bir de sizinle uğraşan yılancıkları da içeriye attırmalısınız. Kafaları aynı şekilde çalışır bunların. Genellikle babalarının, analarının yollarından giderler, yanlış işlere girer ve size diş bilerler. Ondan sonrası hapistir ama daha çocukturlar, bilmezler.
Hasılı, Serdinç Maypa’yı yalanladıkça daha da battığınızın farkına varın. Siyasetçiyseniz, bir kurumun başındaysanız ve vereceğiniz belgeli bir cevabınız yoksa ve istifa etmeyecek bir pişkinlikteyseniz diğerleri gibi, siz çaldıkça Maypa gibiler de peşinizden gelecek. Oyunun son perdesinde kaybeden karakter siz olacaksınız. Finalde ya bir daha seçilemeyecek ya da mevcut işinizden olacaksınız. Çekirgenin zıplama sayısı belli, sonsuza kadar kaçamaz. Çalmayın kardeşim, bu kadar basit meselelerin çözümü! Siz çalacaksınız da biz mi korkup susacağız?
Yorumunuz