Üniversitelerden yeni mezun olup, diplomalarını bir türlü alamayan binlerce öğrenci üniversitelerin ve İçişleri Bakanlığı’nın kurbanı oldu. 2017’de yayınlanan ve geçen sene de sorunlara neden olan genelgeye ilişkin problemler İçişleri Bakanlığı tarafından ortadan kaldırılmayınca fatura yeni mezunlara kesildi.
22 Haziran 2017 tarihli genelgede, öğrencilerin para cezasından muaf tutulması uygulamasına 30 Eylül 2018’de son verileceği bildiriliyor ve mezun olan öğrencilerin üniversitelerden mezun oldukları veya ilişiklerinin kesildiği tarihten itibaren 60 gün Ada’da kalabileceği ve 60 günü geçirenlere para cezası uygulanacağı belirtiliyordu.
Genelgenin yayınlandığı tarihten 20 gün sonra yürürlüğe girmesi nedeniyle, 2018’de birçok 2. ve 3. ülke öğrencisi mağdur edilmiş ve haksız yere yığınla ceza ödemek zorunda bırakılmıştı.
Geçen sene yaşanan soruna rağmen İçişleri Bakanlığı aynı uygulamaya devam etti ve bu yıl da üniversitelerden diplomalarını almayı bekleyen birçok yeni mezun, devlet ve üniversiteler arasındaki koordinasyon eksikliği sayesinde cezaya düşürüldü.
İçişleri’ne bağlı Muhaceret Dairesi’nin online olarak verdiği Öğrenci İzin Belgesi’nde öğrencilerin 30 Eylül 2019’a kadar ikamet izni verildiği yazılıydı. İkamet izin belgesinin altına ‘Bu izin, mezun olan öğrenciler için mezun oldukları tarihten 60 gün sonra otomatik olarak iptal edilir’ gibi bir uyarı yazılmasına nedense gerek görülmedi. Bugüne dek ne online işlem portalında cezalara ilişkin bir uyarı yapıldı ne de üniversiteler öğrencilere bilgi verdi. Hiçbir şeyden haberli olmayan ve 30 Eylül tarihine kadar geçerli olan izinlere güvenen yeni mezunlar diplomalarının hazırlanmasını beklerken cezaya düşmek durumunda kaldı.
Sistemde iyi bir uygulama olarak tebrik edilmesi gereken tek nokta, İçişleri Bakanlığı’nın çabasıyla eskiden öğrencilerden alınarak haksızca üniversitelerin kasasına giren 14 milyon TL’nin artık Sağlık Fonu’na aktarılması ve öğrencilere sağlık hizmeti verilebilmesidir.
Ama bir olumluluk diğer olumsuzlukların yıkıcı etkisini azaltmıyor. İşleyişin başka tuhaf bir yanı daha var: Devletin bir bakanlığı verdiği resmi izinle yeni mezunlara 30 Eylül’e kadar kalabilirsin diyor; diğer bakanlığı yeni mezunun çalışma izni prosedürlerini uygularken mezunun 20 Ağustos’tan itibaren cezaya düştüğünü söylüyor. Diplomaların onay süreçlerinin uzaması nedeniyle çoğu üniversite ise aradan çekiliveriyor. Bedeli cezaya düşürtülen yeni mezunlar ve işverenler ödüyor. Devletin verdiği cevap ise ‘merak etmeyin af çıkacak’ oluyor. Doğru, Ekim’de Muhaceret Affı çıkması bekleniyor. Ama af gencecik yeni mezunları kapsayacak mı net yanıt verilemiyor. Çocuklar cezaya girdi mi girdi. Devlet kendi yaptığı hatanın bedelini gençlere ödetecek mi ödetecek. Dünyanın diğer ülkelerinde devletin hatasını devlet tazmin eder. Bizde ise fatura yurttaşlara; yetmedi 2. ve 3. ülke vatandaşlarına kesilir. Devlete her zaman para lazım!
Oy almak için mikro milliyetçilik bayrağı ellerinde, ahkâm kesenler ülke yönetmekten acizler ve yaptıkları hataların faturasını hiçbir suçu olmayan yabancılar ödesin istiyorlar. Ondan sonra da gelen öğrenci sayısı azalıyor. Sadece üniversiteler midir eleştirilmesi gereken? Vatandaşını Kıbrıs Türk milliyetçiliği ile uyutarak oy toplamaya alışmış siyasileri ne yapacağız? Sahiden Kıbrıs Türk milliyetçisi ise siyasetçilerimiz, hiçbir işe yaramayan yabancı düşmanı politikalar üretmek yerine Kıbrıs Türk gençliğinin Ada’da kalması ve normal yaşam standartlarına sahip olması için mücadele etmelidir.
Kendi insan kaynağımızın kalitesini artıramayan, gençlerimize yönelik stratejileri hayata geçiremeyen siyasetçiler yabancılara zorluk üzerine zorluk yaratarak Kıbrıs Türk gençliğini kurtarmıyorlar. Sonunda gelen ve katma değer sağlayan yabancı sayısı düşüyor, Kıbrıs Türk gençliği ise verimsizliğe terk ediliyor.
Bizim devletin kalıcı tek politikası herkese ve her şeye ceza yazmaktır. Kendi hatasını af çıkarıp kapatmayı hedeflerken bile ceza kesebilmek ancak KKTC politikacısının sığınabileceği bir limandır. Limanları tanınmayan bir âlemde yaşayınca ne gam…
Yazılar
-
Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan...
-
Aşırı sağdaki Marine Le Pen'e ceza veren yargıçlar tehdit...
-
ABD’de Trump ve Musk’a şok: Cumhuriyetçiler yargıç seçimlerini...
-
Tesla boykotu Musk'a kaybettirdi: Trump Elon Musk’ın yakında...
-
Uzay teleskobu 'evrenin ilk ışığını' yakaladı: 330 milyon...
-
Metrekare başına yıllık 15 Euro'yu bile ödemeyen şirketler...
-
Kıbrıs'ın hafızası Ahmet Erdengiz ve Kani Kanol'un cümlelerinde...
-
Macaristan Netanyahu'yu kırmızı halıda karşıladı ve UCM’den...
-
Donald Trump ve JD Vance’den Marine Le Pen'i serbest bırakın...
-
Deha dizisinde otellerimiz sponsorluğunda ‘Kıbrıs’ta kara...
-
'1 milyon dolara dava kapatma' soruşturmasında Doğan Alas...
-
KKTC’nin tahmini nüfusu muhalefete göre hükümetin verdiği...
-
Avukat Hasan Esendağlı’nın KKTC Barolar Birliği Başkanlığı’ndan...
-
Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan...
Diğer Gönderiler

Trump’ın Türkiye politikası ve Kıbrıs’ta muhalefet
Okullarda Disiplin Tüzüğü değişikliği iktidarın güdümlü otoriterleşme...
KKTC Bakanlar Kurulu tam kapsamıyla iş birlikçi, faşist...
Dini kadına karşı kullanan tarikatların ve tarikat politikacılarının...
Hasan Esendağlı’dan yeni bir hukuk garabeti
Falyalı’dan bahsediyoruz; ayda 60-70 milyon euro yasa dışı gelir...
Çalıntı araçlarda sustunuz! Paravan sigorta şirketlerinde...
CTP son 10 günde 2. kez sessizliğe mi bürünecek?
Çalıntı araç skandalına yeni bir boyut ekleniyor
Maliye Bakanı Özdemir Berova çalıntı araçların çalınıp getirilmediğini...
Yorumunuz