Watergate skandalı ve Vietnam Savaşı'nın ardından başkanlığı kazanan ABD’nin 39’uncu başkanı Jimmy Carter 100 yaşında öldü.
Carter Center'ın haberine göre, en uzun yaşayan Amerikan başkanı, Kasım 2023'te 96 yaşında hayatını kaybeden eşi Rosalynn ile birlikte hayatlarının çoğunu geçirdiği, Georgia eyaletinin Plains ilçesindeki evinde, pazar günü hayatını kaybetti.
Time dergisine göre, 39'uncu ABD Başkanı, keskin bir zekaya, derin bir dini inanca ve olağanüstü bir çalışma ahlâkına sahipti. 80'li yaşlarına kadar diplomatik misyonlar yürüttü ve 90'lı yaşlarına kadar yoksullar için evler inşa etti.
Ilımlı bir Demokrat olan Carter, 1976 başkanlık yarışına az bilinen bir Georgia valisi olarak, geniş gülümsemesi, dinsel açıdan Baptist geleneklerine bağlılığı ve Donanma'da aldığı mühendislik eğitimini yansıtan teknokratik planlarla katıldı. Gösterişsiz kampanyası kamu finansmanına dayanıyordu ve Amerikan halkını aldatmama sözüyle, Richard Nixon'ın rezilliği ve ABD'nin güneydoğu Asya'da, Vietnam'daki yenilgisinden sonra başkan seçildi.
Carter, Soğuk Savaş baskıları, çalkantılı petrol piyasaları ve ırkçılık, kadın hakları ve ABD'nin küresel rolüyle ilgili toplumsal gerginlikler arasında iktidardaydı. Görevdeki en büyük başarılarından biri, 1978'de Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat ve İsrail Başbakanı Menachem Begin'i 13 gün boyunca pazarlık masasında tutarak arabuluculuk yaptığı Ortadoğu barış anlaşması, ‘Camp David Sözleşmesi’ydi. Bu süreçte kazandığı deneyim, Carter'ın sonradan kuracağı başkanlık sonrası merkeze ilham kaynağı oldu.
Carter'ın başkanlığı çift haneli enflasyon, benzin kuyrukları ve İran'daki 444 günlük rehine krizi altında yıprandı. Nisan 1980'de başarısız bir rehine kurtarma operasyonunda sekiz Amerikalının ölmesi başkanlık döneminin en kasvetli olayıydı. İkinci kez başkanlık yarışına katıldığında Cumhuriyetçi Ronald Reagan karşısında ezici bir yenilgi aldı.
Carter ve eşi Rosalynn 1982'de türünün ilk örneği olarak Carter Center'ı kurdu ve uluslararası barış ve demokrasi, halk sağlığı ve insan hakları alanında çalışmaya başladı.
Carter, 90. doğum gününden sonra yayınlanan anı kitabında, "Sadece bir müze inşa etmekle veya Beyaz Saray kayıtlarımı ve hatıralarımı depolamakla ilgilenmiyordum," diye yazmıştı. "Çalışabileceğimiz bir yer istiyordum."
Bu çalışma, Kuzey ve Güney Kore'deki nükleer gerginlikleri hafifletmeyi, ABD'nin Haiti'yi işgal etmesini önlemeye yardımcı olmayı ve Bosna ve Sudan'da ateşkes müzakerelerini içeriyordu.
2022'ye kadar Carter Merkezi, Latin Amerika, Asya ve Afrika'daki en az 113 seçimin hileli olup olmadığını inceledi. Merkez yakın zamanda ABD seçimlerini de izlemeye başladı.
Washington’daki baskı altındaki başkanlık yıllarından sonra, "Başkalarının gitmediği yerlere", Etiyopya, Liberya ve Kuzey Kore gibi yerlere gittiğini ve 2010 yılında sınırı geçen bir Amerikalının serbest bırakılmasını sağladığını söyledi.
Carter, "Ne istersem onu söyleyebilirim. İstediğim kişiyle tanışabilirim. Beni memnun eden projeleri üstlenebilir ve memnun etmeyenleri reddedebilirim" dedi.
Bill Clinton başkanken kendisi ile detayları görüşmeden Kuzey Kore ile silah azaltılması karşılığında yardım anlaşmasını duyurdu. Başkan George W. Bush'u 2003'teki Irak işgali nedeniyle açıkça eleştirdi. Ayrıca 2006 tarihli "Filistin: Apartheid Değil Barış" adlı kitabıyla ABD’nin İsrail'e yaklaşımını eleştirdi. Ve Kuzey Kore'nin uluslararası ilişkilere dahil edilmesi gerektiği konusunda ısrar ederek ABD yönetimlerine defalarca karşı çıktı; bu, Carter'ı en çok Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump ile aynı çizgiye getiren bir tutumdu.
Merkezin birçok halk sağlığı girişimi arasında Carter, Gine solucanı parazitini ortadan kaldırmak sözü verdi ve neredeyse başardı: Vakalar 1980'lerde milyonlarca iken neredeyse bir avuç vakaya düştü. Carter'lar ayrıca ‘Habitat for Humanity’ kuruluşu ile baretler ve çekiçlerle evler inşa etti.
"Uluslararası çatışmalara barışçıl çözümler bulma, demokrasi ve insan haklarını ilerletme ve ekonomik ve sosyal kalkınmayı teşvik etme yönündeki yorulmak bilmez çabaları"ndan ötürü Nobel Komitesi'nin 2002 Barış Ödülü’nü aldı.
Eşi Rosalynn Carter, tarihin en ilgili başkan eşlerinden biriydi, kabine toplantılarına ve milletvekilleri ve üst düzey yardımcılarla yapılan toplantılara katılması hoş karşılanırdı. Eşi ile evlenme kararını (1946), devlet başkanı olarak verdiği her karardan daha önemli görürdü.
Carter'lar alışılmadık bir resmiyetsizlikle başkanlık yaptı: Göreve başlarken bile "Jimmy" lakabını kullandı, kendi valizini taşıdı ve Deniz Piyadeleri Bandosu'nun "Başkan'a Selam" marşını gereksiz gördü. Carter'ın Beyaz Saray’da ceket yerine hırka giydiği zamanlar oldu ve Amerikalılara termostatlarını kısarak enerji tasarrufu yapmaları çağrısında bulundu. Dört çocuklarının en küçüğü olan Amy, Columbia Bölgesi devlet okuluna gitti.
Washington'ın sosyal ve medya elitleri Carter'ların tarzını küçümsedi.
2015'de kanser teşhisiyle tedavi görneye başladığında, "Ne gelirse gelsin, gayet rahatım" dedi. "Harika bir hayatım oldu. Binlerce arkadaşım oldu, heyecanlı, macera dolu ve tatmin edici bir varoluş yaşadım."
Kaynak: Time
Yorumunuz